Ruşen Çakır, son yayınında 19 Mart operasyonunun ardından Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) sergilediği direnci ve yükselişi değerlendirerek, yaşanan süreci “CHP mucizesi” olarak tanımladı. Çakır, iktidarın Ekrem İmamoğlu’nu siyaset dışına itme hamlesinin ters teptiğini ve CHP’nin, özellikle gençlerin desteğiyle beklenmedik bir siyasi atılım gerçekleştirdiğini söyledi.
Ruşen Çakır, 19 Mart’tan itibaren CHP’nin yeni bir faza geçtiğini ve bunun Recep Tayyip Erdoğan’ın hatalı hamlesiyle tetiklendiğini vurguladı:
“CHP, Erdoğan’ın kıyağı sayesinde üzerindeki ölü toprağını attı ve çok büyük bir silkinişle Türkiye’nin gündemini belirleyen bir parti haline geldi.”
Çakır’a göre hem Özgür Özel’in sergilediği liderlik hem de CHP’nin tabanındaki gençlerin dinamizmi, bu değişimin motor gücünü oluşturdu.
“Kayyum atanacak dediler, kendilerini birden gözaltında buldular”
İktidarın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldığı operasyonun boşa çıktığını belirten Çakır, hem CHP’nin kurumsal reflekslerinin hem de kamuoyunun gösterdiği tepkinin iktidarın planlarını bozduğunu ifade etti:
“Savcılar değil ama medyada bazı isimler olayı hazırladı. Ne dosya dosyaya benziyor, ne iddialar iddiaya. Taban ikna olmadı, kamuoyu ikna olmadı. Kayyum atanacak dediler, kendilerini birden gözaltında buldular.”
“CHP toplumun farklı kesimleriyle gerçek bir buluşma yaşadı”
Çakır, CHP’nin gençlerle kurduğu ilişkiye dikkat çekti ve bu birlikteliğin en kritik dönemeçte provokasyonlara karşı sağduyuyla yönetildiğini anlattı, “Üniversiteliler, liseliler, muhafazakâr ailelerden gelen gençler CHP ile buluştular. CHP bu buluşmayı çok iyi yönetti. Gençler uyumlu olunca işler gerçekten iyi yürüdü” dedi.
Yıllarca kendi iç kavgalarıyla tanımlanan bir partinin kısa sürede bu kadar örgütlü ve dirençli bir yapıya evrilmesinin “tarihi bir dönüşüm” olduğunu söyleyen Çakır, bu değişimin kalıcı olup olmayacağının ise önümüzdeki süreçte netleşeceğini ifade etti:
“CHP’nin birçok açıdan kabuğunu kırması… Bu tarihi bir şey. Bu mucize nereye kadar sürer? Bilemiyorum.”
Yarın Yozgat mitingi: CHP mucizesi orada da devam edecek mi?
CHP’nin bir sonraki mitingini sağın kalesi olarak bilinen Yozgat’ta yapacak olmasını da değerlendiren Çakır, bu tercihin partinin iddiasını gösterdiğini söyledi:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Yarın Yozgat’ta miting yapacak. CHP için akıllara gelecek bir yer değil. Ama mucize orada da sürecek mi? En çok merak eden Erdoğan’dır.”
Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir
Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. 19 Mart krizinden bir müddet sonra, çok geçmeden ‘‘Özgür Özel mucizesi’’ diye bir yayın yaptım ve Özgür Özel’in tüm Türkiye’yi, Recep Tayyip Erdoğan’ı ve tabii ki beni de nasıl şaşırttığını anlattım. Bayağı ilgi gördü o yayın ama çok kişi de benim sanki Özgür Özel’i cumhurbaşkanı adayıymış gibi pazarladığımı söyledi, kızdı. Ne denir, benim bir şekilde algı yaratmak istediğimi söylediler. Halbuki böyle bir niyetim zaten yoktu. Anladığım kadarıyla Özgür Özel’in de yoktu, nitekim kendisi net bir şekilde bunu söylüyor. Biz çarşamba günü bir yayın yaptık, izlemişsinizdir diye tahmin ediyorum. Orada çok net bir şekilde söyledi. Kendisinin istediğinin CHP Genel Başkanı olarak seçim gecesi kazanmış bir parti başkanı olmak ve bunun için de teşekkür konuşması yapmak olduğunu söyledi. Daha sonra da akşam Beylikdüzü’nde mitingde dedi ki: ‘‘Bizim A planımız da Z planımız da Ekrem İmamoğlu’’ dedi ve o konudaki tartışmaları bitirdi. Şimdi CHP mucizesinden biraz bahsedelim ve bunu da yine Beylikdüzü’ne bağlayacağım. Açıkçası yaklaşık bir ay oldu Beylikdüzü mitingi ve yarın tam bir ay olacak biliyorsunuz. Beylikdüzü de işte 28. gün ya da 27. gün, neyse, öyle bir tarihteydi ve İstanbul’un bu kadar uzak bir yerinde o kadar kalabalığı akşam vakti, saat 20.30 diye ilan edildi, geç başladı ve 23.00’e kadar sürdü. Gece 23.00’e kadar orada o insanları tutabildi CHP, o kadar insanı topladı, o kadar insanı orada tuttu ve dinamik bir şekilde tuttu. Burada gerçekten bir adanmışlık var, bir inanç var ve bunu CHP yapıyor. Bu çok şaşırtıcı. CHP’nin en önemli özelliği neydi Türkiye’de? Belli bir miktar oy alan, %25 civarında oy alan bir parti, toplumun belli kesimlerine hitap eden bir parti, kendi içerisinde sürekli kavga eden bir parti, kendi iç kavgaları nedeniyle toplumun dertleriyle tam hemhâl olamayan bir parti, böyle çoğalan, en önemlisi de toplumla buluşmakta zorluk çeken, özellikle toplumsal muhalefetle buluşmakta zorluk çeken bir parti. Bekir Ağırdır ne diyordu, çok güzel bir saptamaydı o: ‘‘CHP’nin yaptığı alt yazı yazmak’’, yani insanların zaten yaşadığı birtakım sıkıntıları dile getirmek, özellikle ekonomik konularda ve diğer konularda. Ama zaten insanlar bunları biliyorlar ve tek başına onlara bunu söylediğiniz zaman onları harekete geçiremiyorsunuz ve aranızda hep bir mesafe oluyor. Ama 19 Mart’la birlikte bütün bunlar yıkıldı. Bunun için yatıp kalkıp Recep Tayyip Erdoğan’a dua etmesi lazım CHP’nin. Bunu birçok kez söyledim, bir kere daha söylüyorum: CHP, Erdoğan’ın kıyağı sayesinde üzerindeki ölü toprağını attı ve çok büyük bir silkinişle Türkiye’nin gündemini belirleyen bir parti haline geldi. Evet, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde çok büyük bir zafer elde etmişti Özgür Özel genel başkanlığında ama esas olarak Ekrem İmamoğlu liderliğindeki CHP. Ama o sürdürülemedi. Normalleşme, yumuşama derken CHP oradaki oy oranını koruyamadı. Yerel seçim için gelen oyların büyük bir kısmı durdu, geri çekildi, ya kararsız oldu ya da geldikleri diğer partilere dağıldılar. Şimdi ama anketler yapılıyor ve CHP’nin neredeyse yerel seçimdeki oyunu yakaladığı, hatta kimi durumda aştığı gibi rakamlar çıkıyor. AK Parti’nin oylarında da çok büyük bir azalma yok, hatta bir toparlanma var ama CHP hakikaten, anketler bizi yanıltmıyorsa, alıp başını gidiyor. Bu nasıl oldu? Bu tarihi bir şey. CHP’nin birçok açıdan kabuğunu kırması… Burada tabii ki tekrar söyleyelim, Erdoğan’ın çok büyük hesap hataları var. 19 Mart’la beraber Ekrem İmamoğlu’nu tasfiye edeceğini düşündü ve böyle bir operasyona girdi. Ama ne dosya dosyaya benziyor, ne iddialar iddiaya benziyor. İlk andan itibaren kamuoyunu susturabilecek ya da ikna edebilecek hiçbir şey sunamadı; savcılar diyeceğim ama savcılar değil tabii ki, çünkü savcılardan önce birtakım isimler medyada, sosyal medyada zaten bu olayı hazırlamışlardı. Ama sonuçta hiçbir şekilde ikna edemediler. CHP tabanını ikna edemediler, muhalefet tabanını ikna edemediler, kendi tabanlarını da ikna edemediler. Yapılan araştırmalarda toplumun üçte ikisinin bu olayı bir siyasi operasyon olarak gördüğünü bize söylüyor. Tamam, bu işin bir yönü. Ama bir diğer yönü de şu: cevap. O cevabı — Erdoğan’ın en büyük hesap hatası buydu — Özgür Özel beceremeyecek, her şeyi yüzüne gözüne bulaştıracak ve CHP içerisindeki muhalefet kazan kaldıracak ve bir de üstüne kayyum atanacak CHP’ye ve CHP felç olacaktı. Hesaplar buydu. Ama hiç de böyle olmadı. Özgür Özel bayağı bir liderlik gösterdi, göstermeye devam ediyor. Parti kenetlendi. Kayyumun önünü kesmek için olağanüstü kurultaya gidildi ve başarıyla tamamlandı. Ve şimdi troller açıkta kaldı. Biliyorsunuz, ‘‘Kayyum atanacak’’ dediler, kendilerini birden gözaltında buldular, şu oldu bu oldu. Yani böyle acayip bir durum yaşıyoruz. Ve burada CHP’nin kadroları, CHP’nin yöneticileri, içerideki Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere tutuklu kişilerin olağanüstü çabaları, sosyal medya üzerinden; ama her şeyin ötesinde taban. O tabanın içerisinde ateşleyicisi gençler, üniversiteliler, liseliler, toplumun değişik kesimlerinden gençler, kimileri muhafazakâr ailelerden gelen gençler; bunlar bir şekilde CHP ile buluştular ve CHP bu buluşmayı çok iyi yönetti. Provokasyona çok açık ortamlar vardı, bunlara izin verilmedi. Çok kritik anlar yaşandı, özellikle ilk günlerde Saraçhane ve çevresinde polis yer yer çok acımasız davrandı. Bütün bunlara karşılık çok ciddi bir şekilde CHP yöneticileri olaya bayağı hakim oldular, gençler de onlarla uyumlu olunca işler bayağı iyi yürüdü. Bunun üzerine iktidar öfkesini özellikle gençlerden almaya çalıştı, yüzlerce genci içeri attı ama onların da, hepsi değil maalesef ama, büyük bir kısmını tahliye etmek zorunda kaldı. Bakıyoruz, CHP’de bir geri adım yok ama iktidarda geri adım çok. Büyükşehir Belediyesi’ne atayamadı kayyumu, CHP’ye atayamadı kayyumu. Başka ne söyleyebiliriz? Birçok yerde frene bastılar, arada durumu toparlamak için tekrar çözüm sürecine giriştiler ama hiçbir şekilde inisiyatifi ele alamadılar. CHP burada çok yaratıcı şeyler yaptı. Mesela dayanışma sandığı, mesela boykot — boykot biraz tartışmalı bir konu ama yine de iktidarı çok rahatsız etti — ve darbeci ve cuntacı suçlamaları, bütün bunlar iktidarın ayarını bozdu. Ama daha önemlisi, Cumhur İttifakı içerisindeki var olan sorunları iyice kızıştırdı. Devlet Bahçeli bir şekilde, her ne kadar CHP’ye saldırsa da, bir şekilde Erdoğan’a verdiği mesajlarla bence frene basmasını söyledi. Şu anda 19 Mart bir savaş mı bir muharebe mi, ne derseniz deyin, 19 Mart’ı açık seçik bir şekilde CHP kazandı ve CHP bu sayede gücüne güç kattı mucizevi bir şekilde ve 19 Mart’ı esas olarak Erdoğan kaybetti. Genel olarak siyasi iktidar kaybetti. MHP olabildiğince bunu, kaybı aza indirmeye çalışıyor. Şimdi bir mucize var, CHP mucizesi var. Bu ne kadar sürecek? Beylikdüzü, bir ay olmuş, hâlâ o kadar kalabalık var. O görüntüyü Cumhurbaşkanı Erdoğan kesin görmüştür ve herhalde çok rahatsız olmuştur. Ne bekleniyordu? Mesela Esenyurt’a kayyum atandığında, Beşiktaş Belediye Başkanı tutuklandığında CHP’nin gösterdiği cılız tepkiler bekleniyordu. 100 kişi, 1000 kişi, 5000 kişi… Ama değil, bitecek gibi değil ve yarın Yozgat’ta miting yapacak, 19 Mart’ın birinci ayında. Yozgat, yani CHP için akıllara gelecek bir yer değil. Türkiye’de sağın kalesi olarak bilinen, hatta bu nedenle de bayağı esprilere konu olan bir yere CHP gidiyor. Bakalım ne olacak, mucize orada da devam edecek mi? Açıkçası ben çok merak ediyorum, ama en çok merak edenin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu da biliyorum. Bu mucize nereye kadar sürer, bilemiyorum. Ben, yedi sülalesi CHP’li olan ama asla CHP’li olmamış birisi olarak diyorum ki, ya rahmetli babam şu günleri görseydi ne kadar mutlu olurdu. Gerçekten şu anda CHP’li olmak… CHP’liler herhalde CHP’li olmaktan yıllar sonra belki de ilk kez, 31 Mart seçimlerinde de böyle olmuş olabilirler ama özellikle bugünlerde herhalde çok gurur duyuyorlardır. İnanılmaz bir şey ama oluyor, işte bunun adına da mucize diyoruz.
Evet, bitirmeden Medyascope’a desteklerinizi rica ediyorum. YouTube ‘‘Katıl’’dan ya da Patreon’dan bize destek olabilirsiniz. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.