HÜDA PAR’ın LGBTİ+ karşıtı kanun teklifinde nelerin değiştirilmesi öngörülüyor?

HÜDA PAR Meclis’e LGBTİ+ karşıtı kanun teklifi sundu. Teklife göre “hayasızca hareketler” başlığı altındaki suçlar LGBTİ+’larla ilişkilendirilecek ve buna göre cezalarda artırıma gidilecek. Teklife göre iki cinsiyet var: Kadın ve erkek. Parti, kanun teklifinin gerekçesinde LGBTİ+’ların “genel ahlak için bir tehdit” olduğunu söyledi.

HÜDA PAR'ın LGBTİ+ karşıtı kanun teklifinde nelerin değiştirilmesi öngörülüyor?

Cumhur İttifakı’nın ortağı HÜDA PAR, LGBTİ+ karşıtı kanun teklifini Meclis’e sundu.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, Batman Milletvekili Serkan Ramanlı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç’in imzasının yer aldığı teklif, “Türk Ceza Kanunu ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” başlığını taşıyor.

Teklif, mevcut Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 225. maddesinde düzenlenen “Hayasızca Hareketler” başlığı altında “alenen cinsel ilişkide bulunma”, “teşhircilik” suçlarının cezasını arttırıyor. Ayrıca söz konusu suçun “aynı cinsiyetten kişiler tarafından işlenmesini” ise suçun nitelikli hali olarak düzenleyerek cezasını bir kat artırıyor.

HÜDA PAR bu kanun teklifinde TCK’nın 230. maddesine de yeni bir fıkra ekliyor. Buna göre “biyolojik cinsiyetini gizlemek suretiyle bir başkasıyla evlenme işlemi yaptırma fiili” başlığıyla yeni bir suç ihdas ediliyor.

“Aynı biyolojik cinsiyetten kişiler arasındaki cinsel ilişkiye ceza”

HÜDA PAR’ın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre “aynı biyolojik cinsiyette olanlar arasındaki her çeşit cinsel ilişki ve davranışların teşvik edilmesi” suç olarak tanımlanacak:

“Bu suçun radyo, televizyon ve her türlü iletişim yayın kanalları kullanılarak sinema, film, dizi, reklam ve benzeri yollarla işlenmesinin önüne geçilmesi için Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından denetlenmesi de öngörülmüş ve bu yönde düzenleme yapılmıştır.”

“Genel ahlak için ciddi bir tehdit”

HÜDA PAR’ın kanun teklifinin genel gerekçesinde, cinsiyet tercihi ve özgürlüğü adı altında tahribat olduğu ileri sürüldü, “Aile birliğini, evliliği, her türlü toplumsal, ahlaki ve manevi değeri gereksiz gören ve değersiz göstermeye çalışan bu anlayış ve hareketler, saldırgan bir tavırla sapkın ideolojilerini ve yaşam tarzlarını topluma dayatmaktadır. Bu anlayışta olanların örgütlü ve organize şekilde ve küresel güçlerin desteği ve yönlendirmesi ile hareket ettikleri de dikkate alındığında bu anlayış ve oluşumların kamu düzeni, toplumun birlik ve bütünlüğü ve genel ahlak için de ciddi bir tehdit oluşturduğu açıktır” denildi.

“Sapkın anlayışların” yaygınlaşmasının, aile kurumuna zarar vereceğinin söylendiği gerekçede, “Nesil emniyetini de tehlikeye düşüren bu durum ülkenin nüfus politikasına ve stratejik hedeflerine de zarar vermektedir. Ülkemizde nüfus artış hızının dikkat çekici şekilde düştüğü, dinamik genç nüfusun oransal olarak azaldığı da dikkate alındığında geleceğimizi doğrudan ilgilendiren bu sorun için etkili tedbirlerin alınması elzemdir” ifadeleri yer aldı.

“Toplumsal yapıyı çökertme amaçlı bir ideolojiye dönüştü”

Ayrıca, aynı cinsiyette olanların evliliğini, birlikteliğini savunanların, eşitlik ve kadın hakları kavramlarını istismar ettiği de ifade edildi:

“Bu çevreler, televizyon, radyo ve diğer iletişim ve bilişim kanallarını kullanarak, sosyal medya, basın yayın, sinema, dizi, film ve reklam yoluyla etki alanlarını her geçen gün genişletmektedirler. Bireysel bir sapkınlık veya nefsani düşkünlük olarak başlayan bu hareketler, küresel güçlerin teşvik ve yönlendirmesiyle bir yaşam tarzı dayatmasına ve toplumsal yapıyı çökertme amaçlı bir ideolojiye dönüştürülmüştür. Bu nedenle genel ahlaka ve aile düzenine karşı işlenen bu ciddi suçla mücadele etmek ertelenemez bir gereklilik haline gelmiştir.”

“Aileyi ve toplumsal düzeni bozmayı, yok etmeyi hedeflemek”

Kanun teklifinin gerekçesinde cinsiyetin sadece kadın ve erkek olarak tanınması gerektiği belirtildi, evlilik birliğinin ancak kadın ve erkek arasında kurulacağı ifade edildi:

“İnsan, kadın ve erkek olarak yaratılmış olup ancak karşı cinsiyetteki birisi ile evlilik birliği kurabilir. Bunun aksini savunan düşünce ve faaliyetler, insan tabiatını ve varoluşunu, aileyi ve toplumsal düzeni bozmayı, yok etmeyi hedeflemektedir. Cinsiyetsizleştirme veya cinsiyet iptali faaliyetleri de dikkate alındığında evliliğe, aile kurumuna zarar veren fiillerin suç olarak düzenlenmesi gerekmektedir.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.