Ruşen Çakır yorumladı: Ferdi Zeyrek’in gösterdiği CHP realitesi

Ruşen Çakır Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in cenazesinden hareketle CHP realitesini değerlendirdi.

Elektrik çarpması sonucu kalbinin durmasının ardından hastaneye kaldırılan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, tedavi gördüğü Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Ferdi Zeyrek dün (10 Haziran) son yolculuğuna uğurlandı

Ruşen Çakır, “Ferdi Zeyrek’in gösterdiği CHP realitesi” başlıklı yayında cenazeden hareketle şu soruyu sordu:

“Ülkenin önde gelen illerinden birisinin belediye başkanı tarihsiz bir şekilde hayatını kaybetmiş, cenazesine niye devlet katılmaz? Tamam vali var ama onun dışında mesela cumhurbaşkanı niye katılmaz?”

Ferdi Zeyrek cenaze töreni
Ferdi Zeyrek’in gösterdiği CHP realitesi

Ruşen Çakır, Ferdi Zeyrek ile yerel seçimden kısa bir süre sonra yayın yaptığını hatırlattı, “Gerçekten, ‘yeni CHP’ denen olayın öne çıkan isimlerinden birisi olarak gördüm Ferdi Zeyrek’i. ‘Gerçekten önümüzdeki dönemlerde siyasette daha etkili yerlere gelebilecek bir isim’ dedim. Sonra maalesef o talihsiz kaza oldu ve kısa bir süre komada kaldıktan sonra hayatını kaybetti” dedi.

Ferdi Zeyrek’in gösterdiği CHP realitesi

CHP’de ardık dinamizm ve canlılık olduğunu ifade eden Çakır, “Dinamizm ve canlılık gelecek kuşakların nereye gideceğini net şekilde ortaya koyuyor. Evet işte CHP realitesi bu, 19 Mart’la beraber kendini gösteren. Erdoğan bu realitenin önünü kesmek için 19 Mart’ı yaptı. Ve tam tersine bu realite çok daha çarpıcı bir şekilde karşımıza çıktı” diye konuştu.

Ruşen Çakır şöyle devam etti:

“Bu bize şunu gösteriyor: Pekala CHP bu ülkede iktidara gelebilir. Şu anda kamuoyu yoklamalarının büyük bir kısmı CHP’yi birinci parti olarak gösteriyor. Buradaki tek mesele Ekrem İmamoğlu değil, Özgür Özel değil, Özgür Çelik değil. Ama aynı zamanda Ferdi Zeyrek gibi isimler. Ama daha da önemlisi o kalabalık. Oraya, cenazeye akın eden insanlar, Saraçhane’ye, Maltepe’ye, İzmir’e akın eden insanlar. Benim hep vurgulamaya çalıştığım gibi çok dinamik bir taban var. Ve bu taban değişim istiyor. Bir şeylerin değişmesini istiyor. Bir şeylerin son bulmasını istiyor. Ve bu tabanı taşıyabilecek bir CHP’ye ihtiyaç var.”

“Manisa’da yaptıkları önemli”

“Her belediye başkanına böyle cenaze nasip olmaz diyen Çakır, “Çok talihsiz bir şekilde erken yaşta hayatını kaybetmiş olması önemli. Ama çok kısa bir süre içerisinde Manisa’da yaptıkları, oraya getirdiği hava da önemli. CHP yıllar sonra Manisa Belediyesi’ni kazanmış” diye devam etti.

CHP’nini Türkiye’yi değiştirmeye ciddi şekilde aday olduğunu gösterdiğini ifade eden Çakır, “Şimdi bu yaşananlar bize CHP realitesinin Türkiye’yi değiştirmeye, değişen CHP’nin Türkiye’yi değiştirmeye ciddi bir şekilde aday olduğunu gösteriyor. Ama bütün bunların CHP realitesini bozma, ortadan kaldırma, karartma ihtimali bence her geçen gün azalıyor. Yoksa CHP kayıp mı ediyor diye söylenenlere aslında cenaze çok iyi bir cevap oldu” dedi.

Ruşen Çakır şöyle devam etti:

“Demokrasi, hukuk devleti anlamında çok büyük kayıplar yaşadık. Ama bütün bunlara rağmen, bütün bunlara rağmen bir yol bulunabilir. CHP tek başına bunu yapabilecek güçte mi değil mi? Sanmıyorum tek başına yapabileceğini. Ama 19 Mart’tan bu yana gördüğümüz kadarıyla bu değişimin liderliğini pekala yapabilecek durumda. Bütün dalga dalga operasyonlara rağmen Ferdi Zeyrek cenazesi bize bunu gösterdi.”


Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. Bu yayını yapmadan önce kafamda başka bir şey vardı. Yine Ferdi Zeyrek’in cenazesinden hareketle şunu sormak istiyordum: Bu cenazeye niye böyle parlak, ülkenin önde gelen illerinden birisinin belediye başkanı, talihsiz bir şekilde hayatını kaybetmiş bir belediye başkanının cenazesine niye devlet katılmaz? Tamam, vali var ama onun dışında mesela Cumhurbaşkanı niye katılmaz? Tabii ki çok safça bir soru olacaktı bu ama aslında nasıl bir ülkede yaşadığımızı da gösterecek bir soru olacaktı. Sonra arkadaşlara danıştım, ‘‘Ne dersiniz?’’ diye, hiçbirisinin hoşuna gitmedi. Yani artık Türkiye bunları aştı. Yani bunları aştı dediğim, maalesef geri dönülmez bir yoldayız, kutuplaşma çok vahim. Ama birden şu fotoğrafı görünce dedim ki, ‘‘Bu fotoğraf çok anlamlı bir fotoğraf’’ ve sonra meslektaşım İbrahim Kahveci imdadıma yetişti. İbrahim, bu fotoğrafın altına sosyal medyada çok güzel bir şeyler yazmış. Diyor ki: “Bir insanın bırakabileceği en güzel miras tam da budur. AK Partili siyasetçiler başlarını öne eğip bir düşünsünler. Miras, kamu malını alıp evlatlarına haram yedirmekle olmaz. Miras, para ile de ölçülmez. En güzel miras, iyi bir insan olarak evlatlarının başını dik bir şekilde toplumda dolaştıracak bir iyiliktir, tam da Ferdi Zeyrek gibi.” Şimdi devamı da var, ona gelmeden önce söylediği çok önemli. Ben Ferdi Bey’le seçimden kısa bir süre sonra bir yayın yaptım ama öncesinde az buçuk tanışıklığım vardı, kendisini biliyordum ve o yayında o tarihte CHP’nin yeni belediye başkanlarıyla yayınlar yapıyordum ve beni en çok etkileyenlerden birisi de Ferdi Bey’di. Hatta oradan bir bölümü özel olarak size aktarmak istiyorum, gerçekten çok çarpıcı: “Ben attığım her adımda şunu biliyorum; artısıyla eksisiyle Manisa’ya 1 yazacaksa Genel Başkanımıza karşı sorumluluğumuz bunu 10’a katlayacaktır. Onun bilincindeyiz ve ben yanımda çalışan herkese şunu söylüyorum: Attığınız her imzada kırsalda, en uç noktada, köyde yalınayak dolaşan çocuğun vebali ve hakkı vardır. Bunu bilerek imza atın, bunu bilerek ihaleye çıkın, paranızı, bütçenizi buna göre oluşturun ve bunun sorumluluğunu ve vebalini taşımanın ağırlığı aslında bizim üzerimizde çok var. Ama biz ekibimizle çok çalışkanız, burada gecemiz gündüzümüz yok. Bütün gün Manisa’da, Büyükşehir Belediyesi’ndeyiz, vatandaşın içindeyiz, halkımızın yanındayız ve biz ekibimizle birlikte bunu başaracağız. Çünkü 75 yıl sonra hiç kazanılmamış olan bir belediye kazandık biz. Bunun ne kadar değerli olduğunu, bunun için ne kadar veballer ödendiğini, partimize gönül veren kişilerin bugünü ne kadar arzuladığını, seçim gecesi nasıl hüngür hüngür ağladığına şahit olan biriyim ben. Ve ben onları asla ve asla mahcup etmeyeceğim ve biz bu başarımızı daha da çok sağlamlaştırarak sonraki dönemlere de aktaracağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.” Evet, Ferdi Zeyrek böyle söylemişti. Sonra yaklaşık bir ay önce bir davet geldi. Ferdi Zeyrek İstanbul’a geliyormuş ve bir grup gazeteciyle sohbet etmek istiyor. Beni de davet ettiler, hiç tereddütsüz gittim. Orada da Manisa’da neler yaptıklarını ve neler yapmayı düşündüklerini anlattı. Çok samimi bir ortamdı, her türlü şeyi sorduk, tartıştık. Tabii ki 19 Mart olayını da tartıştık. Ardından İzmir mitingine gittiğimde de orada kendisiyle görüştüm ve biraz muhabbet etme imkânımız oldu. Gerçekten bu hani ‘‘Yeni CHP’’ denen olayın öne çıkan isimlerinden birisi olarak gördüm Ferdi Zeyrek’i ve dedim ki, ‘‘Gerçekten önümüzdeki dönemlerde siyasette daha etkili yerlere gelebilecek bir isim.’’ Sonra maalesef o talihsiz kaza oldu ve kısa bir süre komada kaldıktan sonra hayatını kaybetti. İşte burada tam yayının başlığına geliyorum: CHP realitesi. Ama önce yine İbrahim Kahveci’ye başvurayım. İbrahim diyor ki: “Dikkat ederseniz CHP’den son dönemlerde sürekli yeni ve parlak aktörler çıkıyor; parlak, zeki ve dürüst insanlar. Alttaki resmin ne ifade ettiğine bakın. — O resim, büyük resim, kalabalığın olduğu cenazedeki resim — Oysa iktidar tarafından tek lider ve ona bağımlı bir kitle, o kadar. Ne bir yenilik, ne bir kişilik, ne bir irade ve özellik var. Dinamizm ve canlılık, gelecek kuşakların nereye gideceğini net şekilde ortaya koyuyor.” Evet, işte CHP realitesi bu. 19 Mart’la beraber kendini gösteren… Aslında şöyle söyleyelim; Erdoğan bu realitenin önünü kesmek için 19 Mart’ı yaptı ve tam tersine bu realite çok daha çarpıcı bir şekilde karşımıza çıktı. Bu bize şunu gösteriyor: Pekâlâ CHP bu ülkede iktidara gelebilir. Şu anda kamuoyu yoklamalarının büyük bir kısmı CHP’yi birinci parti olarak gösteriyor. Buradaki tek mesele Ekrem İmamoğlu değil, Özgür Özel değil, Özgür Çelik değil; ama aynı zamanda Ferdi Zeyrek gibi isimler, ama daha da önemlisi o kalabalık, oraya, cenazeye akın eden insanlar, Saraçhane’ye, Maltepe’ye, İzmir’e akın eden insanlar. Benim hep vurgulamaya çalıştığım gibi çok dinamik bir taban var ve bu taban değişim istiyor, bir şeylerin değişmesini istiyor, bir şeylerin son bulmasını istiyor ve bu tabanı taşıyabilecek bir CHP’ye ihtiyaç var. Ve bu CHP’de bazı isimler, bazı kişiler hâlâ eskinin, geçen bir yayında söylediğim gibi, “küçük olsun benim olsun” sağlamcılığına yönelirken bazıları çok iddialı birtakım çıkışlar yapıyorlar. Mesela Manisa’da, Balıkesir’de de böyle oldu, Kastamonu’da da böyle oldu, Adıyaman’da da böyle oldu. Orada profesyonel bir CHP Genel Merkez çalışmasıyla yerel aktörlerin, adayların performanslarıyla CHP çok büyük bir başarıya imza attı 31 Mart 2024’te. İşte bunun getirdiği bir realite var, bu da CHP’nin pekâlâ bu ülkeyi yönetebileceği realitesi. Şimdi birçok kişi şunu söylüyor, CHP’nin içerisinde de bunu söyleyenler var: “Erdoğan ne yapar ne eder iktidarda kalır. Erdoğan şimdi Kürtleri kullanacak, yarın başkalarını kullanacak. Ekrem İmamoğlu’nu hayatta dışarı bırakmayacak, bir şekilde bunun yolunu bulacak. Hiçbir şey yapamazsa da sandıkta çıkamayacağını görürse de diktatörlüğünü ilan edecek” gibi senaryolar var. İnsanlar bunları tekrarlamaktan çok büyük mutluluk duyuyorlar ve mutlak bir şekilde Türkiye’nin yazgısının Erdoğan’a endeksli olduğunu düşünüyorlar. Ama bu cenazenin de bize gösterdiği gibi, tabii bu cenazenin olabilmesi için Ferdi Zeyrek gibi bir figürün olması gerekiyor, her belediye başkanına böyle bir cenaze nasip olmaz, bunu hepimiz biliyoruz. Çok talihsiz bir şekilde erken yaşta hayatını kaybetmiş olması da önemli ama çok kısa bir süre içerisinde Manisa’da yaptıkları, oraya getirdiği hava da önemli. CHP yıllar sonra, 68 galiba, yayında öyle söylemişti, 68 yıl sonra mı ne Manisa Belediyesi’ni kazanmış, çok büyük bir başarı ve farklı bir şekilde kazanmıştı. Özgür Özel’in hemşehrisi aynı zamanda, onu da özellikle vurgulamak lazım ve çok yakın arkadaşı, birlikte büyümüşler, Özgür Özel bunu anlatıyor. Ve şimdi bu yaşananlar bize CHP realitesinin Türkiye’yi değiştirmeye, değişen CHP’nin Türkiye’yi değiştirmeye ciddi bir şekilde aday olduğunu gösteriyor. Tamam, ay sonunda mahkeme var. Neydi, mutlak butlan değil mi? Diyeceksiniz ki, ‘‘Mutlak butlanla tekrar Kılıçdaroğlu’na partiyi verirlerse ne olacak?’’ Kılıçdaroğlu cenazeye katıldı, evet, ama korumalarla geldi ve korumalarla gitti. Orada bir Kılıçdaroğlu’nun, o CHP kitlesinin ya da CHP kitlesi değil aslında, Ferdi Zeyrek için gelmiş olan insanların lideri olma ihtimali artık bence yok. Her neyse, Kılıçdaroğlu kısmını bir kenara bırakalım. Mahkemeler olabilir, yeni birtakım yasaklar olabilir, yeni birtakım tutuklamalar olabilir; ama bütün bunların CHP realitesini bozma, ortadan kaldırma, karartma ihtimali bence her geçen gün azalıyor. ‘‘Yoksa CHP kayıp mı ediyor?’’ diye söylenenlere aslında dünkü cenaze çok iyi bir cevap oldu.

Neyse, bu yayını rahmetli babama, Hikmet Çakır’a, Ali Hikmet Çakır ama Hikmet diye bilinir, ona adamak istiyorum. Çünkü benim hayatımda gördüğüm ilk CHP’li odur. Demokrat Parti iktidarı zamanında Hopa’da CHP ilçe başkanlığı yapmış, bayağı zorluklar yaşamış ve ondan sonra İnönücü, sonra Ecevitçi ama hep CHP’liydi ve CHP’nin iktidarını pek göremedi, öyle söyleyelim. Kısa dönemli Ecevit iktidarlarını saymazsak… Herhalde bugünleri çok görmek isterdi çünkü CHP gerçekten babamın hep arzuladığı bir parti olma yolunda bayağı bir gidiyor. Ama çok da kolay değil, bunu biliyoruz. Çünkü Türkiye’de demokrasi, hukuk devleti anlamında çok büyük kayıplar yaşadık ama bütün bunlara rağmen, bütün bunlara rağmen bir yol bulunabilir. Ve CHP tek başına bunu yapabilecek güçte mi, değil mi, sanmıyorum tek başına yapabileceğini; ama 19 Mart’tan bu yana gördüğümüz kadarıyla bu değişimin liderliğini pekâlâ yapabilecek bir durumda. Bütün dalga dalga operasyonlara rağmen dünkü cenaze, Ferdi Zeyrek cenazesi bize bunu gösterdi. Evet, bir kere daha Ferdi Zeyrek’e rahmet diliyorum. Gerçekten herkese böyle bir cenaze nasip olmaz. Demek ki gerçekten o kısa süre içerisinde çok iz bırakmış. Keşke daha uzun süre yaşayabilseydi ve keşke onu daha farklı yerlerde, siyasetin, Türkiye’nin farklı yerlerinde görebilseydik. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.