Ruşen Çakır konuğu Fehim Taştekin ile Suriye’deki azınlıkların durumunu, geçici yönetimin geleceğini ve Türkiye İsrail rekabetini videoda değerlendirdi.
Suriye’nin siyasi yapısına ilişkin peş peşe açıklamalar geldi. Özellikle Süveyda’da Arap aşiretler ile Dürziler arasında başlayan çatışmaların ardından azınlıkların adem-i merkeziyetçilik talebi daha yüksek sesle dillendirilmeye başladı. Son olarak SDG de Şam yönetimine entegrasyona karşı çıkmadıklarını ancak çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı bölgelerde kendi kararlarını almalarını mümkün kılacak, gücün merkezde temerküz etmediği adem-i merkeziyetçi bir model önerdiğini açıkladı.
Süveyda’daki çatışmalardan önce Tom Barrack’ın açıklamaları da gündem olmuştu. Suriye’de güçlü ve merkezi bir ulus devlet olması gerektiğini söylemişti. Ancak HTŞ öncülüğünde kurulan geçici Şam yönetiminin şu ana kadarki pratikleri azınlıklara yönelik çoğulcu ve demokratik bir politika üretmeyeceğinin göstergesi.
Taştekin, videoda İsrail’in Ortadoğu’daki azınlıklarla ilişki kurma stratejisinin tarihsel boyutuna dikkat çekti: “İsrail’in Dürzileri koruma politikasının kendi çıkarları, güvenlik çıkarlarıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Aslında İsrail’in Orta Doğu’da azınlıklarla ilişki geliştirme politikası 1960’lara dayanıyor. Ancak bu politika tamamen İsrail’in çıkarlarına uygunsa devreye giriyor.”
Taştekin, “Adil bir tablo çizmek gerekirse İsrail’de Dürziler, en azından Golan’da olmayan diğer bölgelerdeki Dürziler İsrail’de barışık yaşıyor. İsrail ordusunda da yer alıyorlar. Bedeviler gibi… Bedevilerden de var. Oradaki Dürzi topluluğu da ruhani liderliği de Netanyahu’ya defalarca çağrı yaptı ve Dürzilerin korunmasını istedi. İsrail’in iç politikası açısından yanıt verilmesi gereken bir şeydi ve bu yanıtı verdiler” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Ancak Taştekin’e göre, bu desteğin sınırları var: “En nihayetinde mesela yani HTŞ’nin gelip devlet kurumlarını inşa etmesi konusunda İsrail tarafından yakılmış olan yeşil ışık, Dürzilerin kafalarındaki o adem-i merkeziyetçi model açısından herhangi bir vaat içermiyor. Yani burada İsrail eğer bugün ve yarın HTŞ ile anlaşabilirse, anlaşırsa ve istediği tavizleri alabilirse, Dürziler, Kürtler vs. çok daha İsrail’in öncelikleri olmayacaktır.” Taştekin, bu durumu şöyle özetledi: “İsrail burada kendine bakıyor.”