PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki görüşme notları, çözüm sürecinin dönüm noktalarını gözler önüne seriyor. Öcalan, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye mektup yazarak Meclis komisyonunun kurulmasını talep ediyor. “Çözerse Bahçeli çözer” diyen Öcalan, 50 yıllık savaşı eleştirirken silah bırakma töreninin ana hatlarını da bu görüşmede belirlediği ortaya çıkıyor. Ayrıca Öcalan, TİP lideri Erkan Baş’a da “Demokratik Sosyalizm Partisi” temelinde örgütsel birlik önerisiyle selam gönderiyor. Bu süreçte Medyascope’un yayımladığı haberleri ve süreçte yaşananları sizler için derledik.
Medyascope’un güvenilir kaynaklardan edindiği özel bilgiler, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki görüşmelerde çözüm sürecinin kaderini etkileyecek kritik adımlar attığını ortaya koydu. 11 Temmuz’da yayımlanan “Öcalan: “Atatürk’ten sonra tek devlet adamı var, o da Bahçeli’dir” başlıklı haber medyada epey gündem oldu.
Abdullah Öcalan, DEM Parti heyetiyle görüşmesinin sonlarına doğru, ara vererek, “6 aydır komisyon toplanmıyor. Bahçeli’ye yazmak lazım. Yazacağım. ‘Bunlar acayip işler çeviriyorlar. Buraya kadar getirdim’ diyeceğim. Meclis komisyonu kurulsun, gelsinler çok hayati şeyler anlatacağım” dedi ve mektubu yazmaya başladı.
Öcalan, söz konusu mektubu devlet yetkilisine “Çözerse Bahçeli çözer. Sizi de bu yükten kurtarır” diyerek verdi. Güvenilir kaynaklar, mektubun hızlı bir şekilde Bahçeli’ye iletildiğini belirtti.
“Bahçeli bana Cahit Sıtkı Tarancı şiiri gönderdi”
“Devlet adamı yok. Atatürk’ten sonra tek devlet adamı var Bahçeli’dir” diyen Öcalan şöyle devam etti:
“Bahçeli görüşmede DEM’lilere demiş ki ‘En çok ben onunla uğraştım. Yok etmeye çalıştım. İdam edilmesini istedim. Dosya geçerse parlamentoya gelsin dedim. Ecevit direniyor. Mesut Yılmaz ortada kaldı. Ben de Demirel’e gittim, ne diyorsun dedim. Tablo yaptı bunun zararları ve faydaları üzerinden sıralama yaptım. Baktım ki idamın zararları faydasından daha büyük olacak, o yüzden vazgeçtim.’ Bahçeli bana bir şiir gönderdi. Cahit Sıktı Tarancı’nın bir şiiri. O değerli çağrıyı yaptı. Bahçeli ‘sürecin mimarını saygı ile selamlıyorum’ demiş. Dünyada örneği yok. Sizin de dediğiniz gibi örneksiz bir durum. El kaldırdı ve elini tuttum. Havada bırakmadım. Tutmasaydım tarihi yanlış olurdu. Sanırım halkın içinde de destek yüzde 70’e ulaştı.”
50 yıllık savaşa getirdiği eleştiri de dikkat çekti:
“Savaş için 50 yıl fazla. Mustafa Kemal iki yıl Yunanlılar ile savaştı. Düşman olduğu halde barıştı. 50 yıl savaş sürüyorsa, orada yanlış var.”
Silah yakma töreni o görüşmede şekillendi
Medyascope’un öğrendiği kritik bilgilerden biri de 11 Temmuz görüşmesinin pratik sonuçlarına ilişkin. Kaynaklar, silah bırakmanın şekli ve zamanlaması konusunda taraflar arasında yoğun tartışmalar yaşandığını belirtti.
Bu tartışmaların sonunda belli bir mutabakata varıldı ve 11 Temmuz’da gerçekleştirilen silah yakma töreninin ana hatları o görüşmede belirlendi.
“Kaybet kaybet”ten “kazan kazan”a dönüş
Medyascope’un 13 Temmuz’da duyurduğu açıklamalar, sürecin hangi düşünce biçimi üzerine kurulduğunu gösterdi. Öcalan, “‘Kaybet kaybet’e dayalı savaşı sona erdiriyoruz” diyerek yeni dönemin başladığını söyledi:
“Tam tersine bunun yerine demokratik toplum perspektifli ve komşu devletlerin dördüyle de ‘kazan kazan’ temelli bir demokratik çözüm politikası ve stratejisini esas alıyoruz. Bununla biz başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere İran İslam Cumhuriyeti, Irak Cumhuriyeti ve Suriye Cumhuriyeti ile bir uzlaşmaya gitmek istiyoruz. Buna da demokratik uzlaşma diyoruz. Savaş değil, demokratik uzlaşma.”
27 Şubat’taki “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na atıfla Öcalan, demokratik müzakerenin temel yöntem olduğunu söyledi, “Devleti demokratik müzakereye davet edeceğiz. Çağrının anlamı budur” diyerek somut adımların beklendiğini belirtti:
“Son derece provokatif tarzda bazı tartışmalar olsa da bu provokatif söylemlerin ‘norm-dışı devlet’ten kaynaklandığını umuyoruz. Norm-dışı devletin sınırlandırılması ve sürece olumsuz etki etmesinin önüne geçilmesi tarihi önemdedir. Barışı ve demokratik çözümü yasal ve anayasal güvenceye bağlayacak adımlar, uygun bir süre dahilinde atılmak durumundadır. Bu konuda elbette Türkiye Büyük Millet Meclis’i görevlidir, üzerine düşeni yapmalıdır.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
![]()
28 sayfalık gizli notlar deşifre oldu
Medyascope’un 11 Temmuz’da yayımladığı Öcalan: “Atatürk’ten sonra tek devlet adamı var, o da Bahçeli’dir” başlıklı haber, sosyal medyada dolaşıma giren bir metinle doğrulandı. Ancak söz konusu görüşmenin notlarında başka dikkat çeken birçok husus bulunuyor. Bunların önde gelenlerinden biri de hiç kuşkusuz dışarıdan sürece dahil olmak veya onu engellemek isteyenler hakkında söylenenler.
Örneğin heyetten bir kişi şöyle diyor:
“Dışarıdan bozmak isteyenler varmış. Kandil’in belirttiğine göre çağrı sonrası etkili güçler araya giriyor. Kendileriyle görüşmek istiyorlar. ‘Silah bırakmayın’ diyorlar. ‘Rojava’da neden federasyon istemiyorsunuz?’ diyorlar. BM ve başka güçler süreci desteklediklerini söylüyorlar. Ama alttan alta ilişkiye geçip ‘silah bırakmayın’ diyorlarmış. Şimdiye kadar merhaba demekten çekinenler Kandil’le görüşmek istiyorlar. Üst düzeyde stratejik ilişki geliştirmek istiyorlar. Hareketi destekleme eğilimi taşıyorlar.”
Bu sözler üzerine Öcalan, “Yani şimdi diyorlar. İlginç. Bugüne kadar demediler. Şimdi diyorlar. Amerika, İsrail ve İran kanatları değil mi?” deyip görüşmedeki devlet yetkililerine dönerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bakın, görün bunu. Anlayın ve sonuç çıkarın diyorum size.”
Ardından Öcalan, heyete “Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ne anlıyorsunuz? Neden şimdi?” diye sorunca şu cevabı alıyor:
“PKK savaşçı bir güç. Dengeleri değiştirebilecek bir güç. Bunlar PKK’yi yanlarında tutmak istiyorlar. PKK feshi ile beraber var olan durum ellerinden çıkacak diye.”
“Gazzeleşme olayı yoğunlaşıyor”
Görüşmelerde ortaya çıkan teknik detaylar da dikkat çekti. PKK’nın 20’den fazla keşif uçağı düşürdüğü ancak bunun basına yansımadığı iddiası gündeme geldi. “Yapay zekâyı kullanmakta bölgede dördüncü sıradayız” açıklamasının ardından Öcalan, “Belli ki PKK’yi hazırlıyorlar” çıkarımında bulundu.
Bu gelişmelerin Gazze benzeri bir savaş biçimini öngördüğünü belirten Öcalan, “Ortadoğu’da yeni savaş tarzı, Gazzeleşme olayı yoğunlaşıyor” uyarısında bulundu.
TİP’e somut birlik önerisi
Ruşen Çakır, 3 Ağustos’ta yayımladığı yazıda Öcalan’ın TİP Genel Başkanı Erkan Baş’a selam gönderdiğini yazdı:
“Erkan Baş’a selamlarımı iletin. Bu yeni partiyi Demokratik Cumhuriyet Partisi diye tanımladım. Burada arkadaşlarla da paylaştım isim olarak, ancak kendisiyle de konuşun, bu girişimim ‘Demokratik Sosyalizm Partisi’ temelinde örgütsel birliğe kadar gidecek. Böyle bir oluşumdan bahsediyoruz. Kendisinden de parti ismi önerisi alın. Bu ismi de kendisine iletin. Selamlarımla beraber bir mesaj olarak iletin Erkan’a. Yeni partiye dahil olabilirler.”