Türk sağı çözüm sürecine nasıl bakıyor? Ekopolitik Kültür Eğitim ve Araştırma Vakfı Başkanı Tarık Çelenk, Meclis’te kurulan Milli Birlik, Kardeşlik ve Dayanışma Komisyonu’nda yaptığı sunuma ve çözüm süreci tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Komisyonun içindeki havayı “güllük gülistanlık” olarak tanımlayan Çelenk, asıl sorunun dışarıda olduğunu söyledi.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Dayanışma Komisyonu’nun 12. toplantısında düşünce ve araştırma merkezlerinin temsilcileri dinlendi.
Toplantıya Ekopolitik Kültür Eğitim ve Araştırma Vakfı adına katılan Tarık Çelenk, Ruşen Çakır’a komisyonda yaptığı sunuma ve çözüm süreci tartışmalarına ilişkin gözlemlerini anlattı.
Çelenk, komisyondaki havayı “güllük gülistanlık” olduğunu ifade ederek, “Komisyona baktığımız zaman her şey güllük gülistanlık, insanlar da öyle. Tabii dışarısı sorun olan, komisyonun içi değil. Ben özellikle duygulara dokunmaya çalıştım. İki dedemin hikâyesinden başladım; biri Kürt isyanında bir gözünü kaybeden bir Türk yüzbaşı, diğeri ise ‘Kürdistan Kralı’ diye anılan Şeyh Mahmut Perzenci’nin akrabası. İnsanlar bu hikâyelerden duygusal olarak etkilendiklerini hissettiler, dikkatle dinlediler” dedi.
“Kürt sosyolojisinde değişim var”
Çelenk, Kürt toplumunda yaşanan sosyolojik dönüşüme dikkat çekerek, “Kürt siyasal bilinci değil ama Kürt kültürel bilinci güçlendikçe Türkiye ile olma duygusunun da güçlendiği araştırmalarda ortaya çıkıyor. Ciddi bir Kürt sosyolojisinde değişim var ama bu değişimin avantajı ne yazık ki devlet politikaları tarafından okunamadı, değerlendirilemedi. Ben komisyonda ‘Kürt burjuvazisinin önü açılmalı’ dedim. Diyarbakır’dan Erbil’e, Süleymaniye’ye uçacak Türk Hava Yolları seferi milli güvenlik tehdidi sayılamaz” diye konuştu.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Abdullah Öcalan tek belirleyici olmamalı”
Çelenk, Abdullah Öcalan’ın fikri ve paradigma açısından çözüm sürecinin aktörlerinden olmasının her zaman avantaj olduğunu, Fakat Öcalan’ın sürecin tek belirleyicisi olmasının doğru olmadığını vurguladı:
“Öcalan’ın fikri ve paradigma açısından sürecin aktörlerinden biri olması her zaman avantajdır. Ama tek belirleyici olması doğru değil. Öcalan kavram koyuyor, ‘Demokratik toplum’ diyor, ‘konfederal demokrasi’ diyor, ‘KCK vatandaşlığı’ diyor. Bunların bazılarına katılıyorum, bazılarına katılmıyorum. Fakat asıl sorun, Türkiye’de Türk sağ aydınlarının, Kürt muhafazakârlarının ve hatta bazı Türk sol aydınlarının ciddi bir entelektüel boşluk bırakması. Bu boşluk Öcalan’ın paradigmalarını tek başına belirleyici kılıyor. Bu kavramların tartışılacağı yeni entelektüel yapılar kurulmalı.”