Aslı Tunç yazdı: Aradığınız aşka şu an ulaşılamıyor, lütfen tekrar deneyiniz!

Teknolojinin insan ilişkilerini her anlamda dönüştürmesi elbette yeni değil; hele hele romantik ilişkiler, eş ve sevgili arayışları, flört uygulamaları (dating app) ile çoktan beri sanal aleme taşınmış vaziyette. Tinder, Bumble ya da Hinge gibi platformlar yirmi yıldır özellikle kentli, modern insanın yalnızlığı ve doyumsuzluğu üzerinden besleniyor. Toplumsal anlamda ilişki tarifleri çeşitleniyor, kişiler arası beklentiler farklılaşıyor, cinsiyet tanımları flulaşıyor ve cinsellik arayışı fütursuzlaşıyor. 2025 verilerine göre küresel anlamda 364 milyon insan bu flört uygulamalarının en az birini kullanıyor. Bu inanılmaz bir rakam. ABD, Birleşik Krallık, Kanada ve Avustralya’da heteroseksüel katılımcılarla yapılan araştırmalarda 18-34 yaş aralığındaki genç insanların neredeyse hepsi (erkeklerin yüzde 91’i, kadınların ise yüzde 94’ü) flört ortamlarının artık daha çetrefilli olduğundan yakınıyor. Uygulamaları kullananların yüzde 44’ü uzun soluklu bir ilişki, yüzde 40’ı ise tek gecelik birliktelik peşinde. Aslında her niyete ve amaca uygun sanal uygulama mevcut. Rastgele ilişki ve tensel haz arayışı sizi derhal Tinder’a yönlendiriyor mesela. İlk kez flört etmek isteyen kadınlar için daha korunaklı Bumble hizmetinize giriveriyor. Hinge ciddi ilişki arayanları hedefliyor, kişiler arasında maksimum bir eşleşme ve uyum sağlayan algoritmasıyla övüyor. Anlayacağınız her amaç ve arayışa yanıt vermek üzere kurgulanmış sanal yapılar bunlar. Güya yüz yüze karşılaşmaların getirdiği baskıyı ve heyecanı ortadan kaldırıyorlar.

Bu platformların neden bu kadar popüler olduğuna daha yakından bakalım.

Cep telefonuyla birlikte elinizin altındaki bu uygulamalar kullanıcı olarak sizleri, sınırlı aile, eş dost, iş çevrenizin ötesine taşıyabiliyor. Normal hayatta tanışmayacağınız, fiziksel olarak karşılaşmanızın neredeyse imkânsız olduğu kişilerle sizi sanal alemde buluşturuyor. Flört uygulamaları kullanıcılarına katılmadan önce uzun uzun formlar doldurtuyor. Bazen bu denli detaylı anketlerin bezginlik ve bıkkınlık yarattığı bilinen bir gerçek. Ancak eşleşme algoritması için bu bilgiler kaçınılmaz. İlgi alanları, cinsel yönelimler, buluşma amaçları falan derken bunları uzun uzun ankette doldurmak mekanik bir nokta atışını hedefliyor. Ne kadar doğru, açık ve ayrıntılı bilgi girilirse, olası çiftler arasında o kadar yüksek oranda uyum yakalanıyor. Bu teknik detaylar işin hoş görünen kısımları. Bir sonraki adım olan yüz yüze buluşmanın getireceği olası tehlikeleri sanırım anlatmama gerek yok. Bunlar üzerine sayısız makale, dizi ve belgesel bulunuyor. Giderek yüzeyselleşen ilişki anlayışı, bireyin toplum içindeki derin yalnızlığı, cinselliği aşk sanma yanılgısı, içi boşalan ve hızla tüketilen yakınlaşmalar ve daha pek çok toplumsal ve sosyal psikolojik mesele bu flört uygulamaları odağında tartışılabilir.

Bütün bu tekinsiz karmaşaya son dönemde bir de yapay zekâ eklendi. Yapay zekâ donanımlı ve insan davranışlarını taklit etmek üzere yazılmış programlar (botlar) bu flört uygulamalarında yerlerini almaya başladı. Yani kullanıcı artık ona romantik mesajlar yazan ve yüreğini hoplatan profilin gerçek insan olup olmadığını bile anlayamayacak durumda. Anlayacağınız sanal ortamda son gerçeklik kırıntıları da böylece silinmiş oldu. Geçtiğimiz aylarda en büyük iki flört uygulaması olan Tinder ve Hinge’in sahibi dev teknoloji şirketi Match Group yapay zekâ altyapısına yaptıkları inanılmaz yatırımlarını kamuoyuyla paylaştılar. Amaçları ise yapay zekâ aracılığıyla içine kapanık kullanıcılara nasıl flört edileceği hakkında yol göstermek, onlar adına mesajlar yazmak ve onlara aşk taktikleri vermekmiş. Bu noktada 17. yüzyıl Fransa’sında koca burunlu silahşör Cyrano de Bergerac’ı hatırladım birden; fiziksel görünüşünden utanarak Roxane’e olan derin aşkını kelimelerle arası iyi olmayan yakışıklı Christian’ın ağzından iletmesini; görünmeden yazdığı aşk mektuplarını onun aracılığıyla sevdiğine fısıldamasını. Dört asır sonra Cyrano de Bergerac’ın muhteşem tiratlarını bilgisayar yazılımı sarsak biçimde romantizm diye yutturuyor. Evet, teknoloji ilerliyor.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.