Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Selahattin Demirtaş ile Adıyaman mitingi sonrası söyleşi

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile 19 Mayıs 2015 günü Adıyaman’daki mitingin ardından periscope uygulaması üzerinden canlı olarak yayınlanan kısa bir söyleşi yaptım. Bunun, Semih Sakallı tarafından hazırlanan dökümünü dikkatinize sunuyoruz:

RÇ: Periscope’u biliyorsunuz ama sanırım ilk defa yayına çıkacaksınız?

Demirtaş: Evet, periscope ile resmen tanışmış olduk.

RÇ: Seçim kampanyanız nasıl gidiyor? Öncellikle Adıyaman ile başlayalım. Ben Adıyaman’da ilk defa miting izliyorum ama bu kadar küçük bir şehirde iyi bir kalabalık topladınız?

Demirtaş: Adıyaman’da 40 yıldır miting izleyenler de ilk defa bu kadar kalabalık bir miting gördüklerini söylüyorlar. Adıyaman’ın en görkemli mitinglerinden birini yaptık herhalde. Belki de en görkemlisi. Hava sıcaktı, meydan dardı ama ara sokaklarda, balkonlarda, çatılarda insanlar vardı. Adıyamanlılar sağ olsunlar bizlere, HDP’ye destek verdiler. Adıyaman’dan çok memnun ayrılıyoruz.

RÇ: Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar Adıyaman’da çok güçlü bir konumda değildiniz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde epey bir yükseliş gözüküyor. Burada milletvekili çıkarma şansınız yüksek anladığım kadarıyla.

Demirtaş: HDP’nin Adıyaman’da birden fazla milletvekili kazanacağını düşünüyoruz. Buradaki arkadaşlarımız çok iyi bir hazırlık yapmışlar. Bugünkü miting de bunu teyit ediyor. Biz eksik ve yetersiz yaklaştığımız için Adıyaman’da güçlenememiştik. Adıyaman’da partimizin potansiyeli çok yüksekti. Teşkilatlar ve genel merkez olarak yeterince yoğunlaşmamamız tabii ki halkta bir soğukluk getirmiş. Şimdi onu çözdük diye düşünüyorum.

RÇ: Bu arada İsveç’ten selam yollayanlar var.

Demirtaş: İsveç’e selamlar yolluyorum. Çok sağ olsunlar.

RÇ: Dün Mersin’deydiniz. Adana ve Mersin’de çok tatsız olaylar yaşandı. Saldırılar için bu iki ilin seçilmesinin bir rastlantı olmadığı fikrine katılır mısınız?

Demirtaş: Birkaç nedeni vardır. Bir defa kozmopolit iki kent. Kürt, Türk, Arap, Alevi, Sünni, Suriye’den savaştan kaçıp gelen insanlar var. Bununla birlikte benim mitinglerimin üst üste olduğu iki kent. Ayrıca Türkiye’nin yumuşak karnı. Siyaseten de öyle. Bütün partiler neredeyse denk bir durumdalar. Bütün partiler bu iki ilde var ve çok dengeli bir dağılım var. CHP’li, MHP’li, AKP’li ve HDP’li belediyeler var. Öyle bir yerde provokasyon yaratıp bir iç çatışmaya sürüklemek daha kolay ve mantıklı gibi gelmiştir bunu planlayan ve düşünenlere. HDP üzerinden, HDP’nin yöneticilerini ve adaylarını katledip bir şok etkisi yaratmak istemiş olabilirler. Anlaşılan o ki istedikleri sonuca ulaşamadılar. Büyük şans. Allah korusun. Başka bir şey diyemiyorum.

RÇ: Bazı solcular “Allah korusun” sözünüzü eleştiri konusu yapmaya kalktılar.

Demirtaş: Kusura bakmasınlar. Solculukla dinsizliği eşit tutan kafadan bu ülkede bir şey çıkmaz. Memleket ne çektiyse onlardan çekti. Bir insan hem Allah’a inanır hem de Allah’ına kadar solcu olabilir. Bunu bir kafalarına yazsalar iyi olacak. Türkiye toplumu ile solun buluşamamasının en büyük nedeni bu İslam düşmanlığıdır. Mesela bir sosyalist rahatlıkla Hıristiyan olabiliyor, sorun olmuyor ama Müslüman olunca solculuğu sorgulanır hale geliyor. Allah’a inanıyorum deyince solculuğu sorgulanıyor. Kusura bakmasınlar bu kadar ucuz solculuğa prim verecek halimiz yok.

RÇ: Biraz önce yaptığım yayında “Selahattin Demirtaş hiç görmediğim kadar din içinden konuştu” dedim. “Bir Müslüman olarak konuştu” dedim.

Demirtaş: Ben inanan bir Müslümanım. Ben dinci değilim, din politikası yapmıyorum. Solcuyum, sosyalistim. Ekonomik politikalarda her zaman bunu savundum. Sosyal devlet ilkesini ve solcu politikaları savundum hep. Benim dedem ünlü bir din âlimidir. O bizi yetiştirdi. Annem beş vakit namaz kılar. Eşim beş vakit namaz kılar. Dindar bir ailede büyüdüm ama solcuyum. İnsanlara bu neden tuhaf geliyor anlamakta zorlanıyorum gerçekten. Benim inancımı, dindarlığımı meydanlarda yuhalatanlara karşı tepki koymak yerine, bazı kendine solcu diyenler benim inancımı sorgulamaya kalkıyorlar. Bu çok ayıp. Çok utanç verici bir şey.

RÇ: Adana ve Mersin’deki olaylara geri dönelim. Siz kaba bir tabirle oyuna gelmediniz. 6-7 Ekim olayları gibi bir olay yaşanmadı çok şükür. Herhalde bu hedefleniyordu değil mi?

Demirtaş: Bu hedefleniyordu. Orada cenaze çıkartılmak istendi. Tabanı öfkelendirip, öfkeli gençleri sokağa nasıl dökebiliriz diye uğraştılar herhalde. Biz bu tür şeylere karşı siyaseten tedbirliydik. Haftalardır halkımızı provokasyon olabilir diye uyarıyoruz. “Provokasyon olabilir, olursa şöyle davranalım” diye. “Olursa sağduyulu olalım” diye uyarıyoruz. Testi kırılmadan tedbirimizi alıyorduk. Dolayısıyla bu türden bir provokasyon olduğunda bütün Türkiye, bizim tabanımız da bizim söylemlerimizi hatırlıyor. “Eş başkanlarımız, yöneticilerimiz uyarmıştı, demek ki saldırılara hazırlıklı olmalıyız” diye düşünüyorlar Ben çok minnettarım. Hem HDP tabanımıza hem diğer partilerin tabanlarının hassasiyetine. Yöneticilerine bir şey demiyorum çünkü Cumhurbaşkanı geçmiş olsun bile demedi, saldırıyı kınamadı. Hükümetten kınama açıklamaları geldi. Fakat tabanlar çok hassas davrandı. Adana ve Mersin halkının CHP’lisi, MHP’lisi, AKP’lisi provokasyon tehdidini yakından gördüler ve buna gelmeyeceklerini hissettirdiler. Onlara da teşekkür ediyorum.

RÇ: Bu türden olayın tekrarlanmasını bekliyor musunuz?

Demirtaş: Çok dikkatli olmak lazım. Başbakan “Biz bunları bekliyorduk” diyor. Oysa bu tür şeyleri bekleme durumunda olan biziz. Onların işi önlemektir, beklemek değildir. Bu tür çılgınlıkları yapıyorlar, yapmaya devam ederler. Türkiye’deki siyasi dengeleri etkileyecek suikastlar, bombalamalar, toplu katliamlar… Allah korusun. Tedbirli olunması lazım. Fakat her şeye rağmen ben bu seçim sürecini sağlıklı olarak götürmenin gerektiğini düşünüyorum.

RÇ: Havaalanında hükümete yakın gazetelere baktım. Kimi HDP’nin bu saldırılardan memnun olduğunu ifade eden yazılara yer verdiler. “Baraj altı kalacaklarını anladıkları için, HDP’yı kurtarmak için karanlık güçler devreye girdi” türünden cümleler var. Bu tür yaklaşımlarla ilgili ne söylemek istersiniz?

Demirtaş: Çok küstahça, saygısızca ve ahlaksızca yaklaşımlardır. Kendileri güçlenmek için kendi arkadaşlarını satma kültüründen geldikleri için herkesi öyle sanıyorlar. Ben hiçbir arkadaşımın tırnağına değişmem seçim barajını. Bir yoldaşımın tırnağına değişmem milletvekilliği koltuğunu. Orada altı arkadaşlarımız yaralandı. Ölen de olabilirdi. Allah korusun. Böyle bir felaket atlattık. Utanmadan böyle manşetler atmışlar. Önlemesi gereken sizin iktidarınız. Önleme zorunluluğu sizdedir. Hadi doğrudan siz planladınız diye elimde bilgi yok ama önleme görevi sizdedir. Bulun failleri, arkasındakileri ortaya çıkartın. Türkiye’nin geçmişinde yoktur böyle bir olayın aydınlatılması. Yoktur. Keşke bu olay tüm yönleri ile aydınlatılsa da biz mahcup olsak. Bravo AKP’ye desek.

RÇ: Saldırıların aydınlatılması mümkün değil diyorsunuz?

Demirtaş: Değil. İki genci HDP’ye kızmış da gitmiş bombalamış gibi yargıcın önüne çıkartıp hapse atarlar. 5-6 aya da çıkartırlar.

RÇ: Sizin yayınlarınız çok reyting alıyor. Benim de periscope’daki en çok izlenen yayınım oldu. Son olarak barajı soracağım ama şu şekilde sormak istiyorum: Her gittiğim yerde barajı soruyorum ve herkes de bana barajı soruyor. En son da bir adayınız bana barajı sordu. Adını vermeyeyim. Ben de ona “Geçersiniz, geçemezseniz sizin kabahatinizdir” dedim.

Demirtaş: Biz programımızı doğru anlatırsak, her adayımız HDP seçim beyannamesini doğru anlatırsa halkın büyük destek vereceğini düşünüyorum. Oyumuz her dakika artıyor. Her dakika kararsız olan insanlar kararını HDP’den yana kullanıyor. Çünkü şunu görüyor: Evet bu partiye oy vermeliyiz. “AKP’nin çılgınca gidişini durdurmalıyız” düşüncesinden, giderek “Evet, biz bu partiye oy vermeliyiz çünkü hak ediyorlar” noktasına geliyorlar. Mecburen oy vermekten giderek gönüllü oy vermeye geliyorlar. Bu da bizi çok memnun ediyor. Yükümüzü ağırlaştırıyor. Seçimden sonra inandırıcılığımızı ispatlamak zorundayız. Ne söylediysek onu yapmak zorundayız. Yapacağız da. Seçim barajını aşıp dediğimiz her şeyi hayata geçireceğiz.

RÇ: Çok sağ olun.

Demirtaş: Çok teşekkür ediyorum. Herkese selamlar, sevgiler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.