Fransız Médium dergisinin yöneticisi ve Avrupa Din Bilimleri Enstitüsü’nün onursal başkanı Régis Debray, kısa süre önce İçişleri Bakanlığı İbadetler Merkez Bürosu’nun eski şefi Didier Leschi ile birlikte, laikliğin “pratik rehberi”ni yayımladı. Bu rehberde, belediye binalarında Noel köşeleri açılmasını da, din hizmetleri verilen yerlerde imam yokluğunu da, “tartışılır hareket” olarak zikrediyor (La Laïcité au quotidien [“Laikliğin Gündelik Hali”], Folio, 160 sayfa, 7,10 euro). Le Monde gazetesine verdiği bir söyleşi, Fransız toplumunu alevlendiren tartışmalara tekrar bir çerçeve çiziyor. Nicolas Truong’un gerçekleştirdiği ve 26 Ocak 2016’da yayınlanan röportajı Haldun Bayrı Türkçe’ye çevirdi. Röportajın orijinalini bu linkten okuyabilirsiniz.
Régis Debray: “Dinlerin evrensel birliği her yerde krizde”
Nicolas Truong:Başbakan Manuel Valls ile Laiklik Gözlemevi başkanı Jean-Louis Bianco arasındaki polemik[1], Fransa’daki laiklik anlayışları arasındaki; bir yanda “kapalı” bir laikliğin taraftarları, diğer yanda da “açık” bir laikliğin savunucuları arasındaki bir savaşın açığa vurması mı?
Debray: Geleneğimizde iki solun ve üç sağın bulunduğu, Mülkiye’nin ilk yılında öğrenilir. Şaşırtıcı olan, acıklı olan, bir araya getirmeye yönelik laikliğin birbirini yeme noktasına varmış olmasıdır. Ekümeniklik[2] her yerde krizde görünüyor. Müdür Leschi ile ben bu münakaşalara yabancıyız.
Bizim niyetimiz, ortak davranış kurallarından oluşan bir platform yoluyla, anlaşmazlık konusu olan kırk kadar vakayı inceleyerek pratik bir rehberle temellere dönüş yapmak ve ne niteleyicisi ne de gizli ajandası olan bir laikliği fiiliyatta yaşatmaktır. Etkili olmak için, mütevazı davranalım. Varoluş özden önce gelmelidir. Teorinin böldüğü yerde, alıştırma birleştirebilir. Soldakilerin, sağdakilerin, ya da hiçbir yerden olmayanların eline verilecek bu ilkyardım çantasının meramı budur.
Truong: 1905 Yasası ve bizim laikliğimizi yönlendiren metinler bu kadar farklı yorumlara yer verebilecek derecede bulanık mı?
Debray: 1905 Yasası’nda, kilise-devlet ayrılığının kilit taşı olan laikliğin adı bile anılmaz. Pratiğin teoriden ne kadar önce gelmiş olduğunu gösterir bu; hem de 1880 yıllarından beri. Bu açık ve tekanlamlı –vicdan özgürlüğü üzerine genel sözler dışında– tanım yokluğunun uygulamada esneklik avantajı vardır, fakat fikirlerde de muayyen bir bulanıklık yaratma mahzuru bulunur. Eski Rejim’de olduğu gibi, bir üstün astına sevimli bakışı tarzında gösterilen hoşgörü buna bir örnektir. Ya da kesin olarak hiçbir taahhüde bağlamayan ve ihlâli durumunda hiçbir cezaî yaptırım kapsamayan güzel bir değer. Mesela kardeşlik güzel bir değerdir, saygı da; ama şayet bir belediye başkanının bir astına gösterdiği kardeşlikte bir noksan olursa, onu mahkemeye veremeyiz. Laiklik öncelikle hukukun alanına girer. Aklın bir talebinin yasaya girmesidir.
1960’ların sonunda Che Guevara ile kurduğu yakın dostlukla gündeme gelen Régis Debray, ELN (Bolivya Ulusal Kurtuluş Ordusu) saflarında gerilla savaşı verirken kaleme aldığı ve sonra “Bolivya Günlüğü” olarak yayınlanan günlüğüyle ünlendi.
“ANCAK TOTALİTER BİR DEVLET, TOPLUMU LAİKLEŞTİRMEK İSTEYEBİLİR. LAİK KILINMASI GEREKEN DEVLETTİR, BU SÖZCÜĞÜ ONUN VARLIĞI CİSİMLEŞTİRİR.”
Truong: 2015’te laiklik nedir? Sadece bir hukuksal çerçeve olarak mı kalmalıdır, yoksa aynı zamanda din yayıcılığına karşı bir sur da teşkil etmeli midir? Bilhassa İslamcı taleplerin boy atması karşısında, kavgacı bir laikliğe ihtiyacımız yok mu?
Debray: Hukuksal çerçeve kalkanların en güveniliridir; onun nesnelliği de herkes için hukuk önünde bir eşitlik garantisidir. İhtiyaç olduğunda bunu uygulayacak cesarete sahip olmak gerek. Zayıflık göstermeden. Kilise’nin eski büyük kızı, 1900’deki Katoliklikle aynı güç hırsını bugün entegrist bir fraksiyonu gösteren İslam’ın küçük kızı olmak için yapmamıştır Devrim’i.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kimliksel parçalanma ve dinselliğin çok yönlü uyanışı, cismanîliğin bağımsızlığını her tarafta azaltıyor, en başta olduğu yerde bile: İsrail, Mısır, Hindistan, Endonezya, Meksika. Dünyadaki laik devletler silinip gidiyor. Dolayısıyla Fransa Cumhuriyeti’nin sekterliğe de önyargıya da düşmeden, kendi tarihinden aldığı yasanın silahlarıyla kendini savunması gerek. Hiçbir özel aidiyet özel haklar getirmez; hele bir hukuk, genel yasada istisna hiç teşkil edemez. Ulus tarafından onaylanmış bir medeni kanun vardır, herkes için aynıdır, nokta. Ama vahyedilmiş dinler, kendi yetkilerine girmeyen şeylerin alanına taşma tekelini ellerinde bulundurmaz. Devletin, kendi din adamları ve kendi kutsal metinleri olan yeni şirket ve piyasa diniyle ayrılığı gerçekleşse de hiç fena olmaz tabii. Zamanını yaşamak gerek, değil mi, din adamları gibi güç iradeleri de kılık ve sözdağarcığı değiştirebiliyorlar.
Truong: Sizce neden Müslüman din adamlarının sayısı artırılmalı ve takvime yeni tatil günü eklenmemeli? Bir okula Noel köşesi açılması da neden “tartışılır hareket” gibi görünüyor size? Neye izin verildiğiyle neyin yasak olduğunu belirleyen imleci nereye yerleştiriyorsunuz?
Debray:
“İnsanlar tarihlerini kendileri yaparlar, ama onu serbestçe kendi seçtikleri parçaları bir araya getirerek değil, dolaysızca önlerinde buldukları, geçmişten devreden verili koşullarda yaparlar,” diyor Marx. (Karl Marx, Louis Bonaparte’in On Sekiz Brumaire’i, çev: Tanıl Bora, İletişim Yayınları, 2010, s. 30) Dedelerimiz belki onun “Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i”ni okumamışlardı, fakat yüzyıllara dayanan bir ibadetin kültürde tortular bıraktığını ve zihinlere, takvime ve manzaraya kazıldığını biliyorlardı. 1906’da Pazar günü haftalık dinlenme günü ilan edildi; işçi hareketinin laik bir kazanımıydı bu. Bugünkü on bir yasal tatil günümüz de Hıristiyan kökenli: Paskalya, İsa’nın Göğe Çıkışı, Meryem Ana’nın göğe çıkışı ve Noel. Diğer dinî ibadetlere hakları nasıl verilecek? Müslümanlara ve Yahudilere? Bu kadarla kalsa iyi. Ortodokslara, Budistlere, Hindulara, Evanjelistlere? Nerede duracağız?
Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir ve şayet tarih bizim kanunumuz değilse, “ölmüş nesillerin ağırlığı”na aldırmayan bir kanun sonunda bu geçmişi daha etkili, hatta iştah uyandırıcı kılar. Mustafa Kemal sonrası Türkiye’ye bakın. Teokratiklik bir bumerang gibi dönüyor. Pazar meydanında bir Noel köşesi çok şirindir, taşra şenliklerindeki aziz kuklaları gibi. Aynı şeyi belediye binasına koyduğunuzda, bu, sebepsiz de denemeyecek bir biçimde, Katolik olmayanları simgesel olarak dışlama isteği gibi yorumlanacaktır. Ve diğer dinî geleneklerin şikâyet etmelerine yol açacaktır.
Truong: “Gülümseme”, yani dinler nazarında mizah pratiği, neden sadece bir hak olmakla kalmayıp, çok sayıdaki “laiklik ödevleri”nden biridir?
Debray: Teokrasiler gülmeyi sevmezler, ideokrasiler de. Sabah duamızı çok eğlenceli kılmaz bu, ama bir siyasî iktidar kendine karşı mizah çizimini ya da espri yapılmasını sansürlediği zaman, Mutlak’ın yerini doldurma iddiasında demektir. Nerede olursa olsun karikatürist bir alarm zilidir.
Truong: “Her karmalık-karşıtı talep bizatihi bir laiklik ihlali değildir” dediğiniz zaman taassuba alan bırakmış olmuyor musunuz?
Debray: Hayır. Laik okul çok uzun zaman boyunca oğlanlarla kızları ayırdı. 1968’den sonra, erkek egemenliğine karşı koymak için erkeklerin varlığını reddeden kadın grupları gördük. Bildiğim kadarıyla karma localara karşı çıkan Masonlar da fena Cumhuriyetçiler değildir; tıpkı kadın basketbol takımları gibi. Şurada ya da burada türlerin ayrılmasında, dinî bir sebeple olmadığı müddetçe kınanacak hiçbir şey yoktur. İmleç buradadır.
Truong: Neden imamlar Fransa’da yetiştirilmiyor?
Debray: Gerçekten de bu sorulabilir. Din adamlarının yetiştirildiği yer önemsiz değildir ve yabancı devletlerden maaş alan “ithal” imamlara bel bağlanması en beteriyle karşı karşıya bırakıyor bizi. İstenen şeyin sonuçları da isteniyor olmalı. Şayet bir Fransa İslamı isteniyorsa, Fransa’da bir Müslüman İlahiyat Yüksek Enstitüsü olması zorunlu. Hiç değilse referans alınan bir yetiştirme merkezi olmalı. Uzun öğrenim görüp diploma almadan rahip, papaz ya da haham olunamıyor. Bu bir zorunluluk. İmamlar için neden geçerli olmasın bu? Yoksa internet üzerinden adam devşirmek mi tercih ediliyor?
Truong: Laiklik sivil din yerini tutabilir mi?
Debray: Zamanlarında Rousseau’nun ve Jaurès’in sormuş oldukları esas soruyu soruyorsunuz. “Bütün ruhları, gelip gittikleri sonsuza değin birbirine bağlayan ortak inançların olmadığı dinsiz bir toplum tasarlayamıyorum,” diyordu. Söz dağarcığı o döneminkidir, kaygı ise her zamankidir. ABD’de Kitabımukaddesçi-vatansever bir din vardır; aşkınlıkları ise Tanrı, bayrak ve dolardır (ortalarında Yüce Varlık’la). Fransa “bölünmez, laik, demokratik ve sosyal” cumhuriyettir. Laik, diğer üçü tarafından taşınan ve taşıtılan bir sıfattır sadece. Bölünebilir, oligarşik ve anti-sosyal bir cumhuriyet, toplum’a değil de Devlet’in yanına gelmesi gereken laik sıfatıyla kalmakta zorluk çekerdi.
Fransa’da özel bir biçimde gayri-medeni (incivile) olan sivil toplum, tabiatı itibariyle, dinî ya da ideolojik bağlılıkların, cemaat çıkarlarının ve birbiriyle savaşta olan kabilelerin mekânıdır. Sadece totaliter bir devlet, toplumu laikleştirmek isteyebilir. Laik kılınması gereken Devlet’tir, bu sözcüğü cisimleştiren onun varoluşudur ve kamu gücünün alaşağı edildiği yerde din adamlarının mafya çeteleri gibi yükseldiğinin görülmediği bir örnek yoktur. Sansür talepleri artık özel hukuk derneklerinden gelmektedir; bizi bundan korumak da Devlet’e düşmektedir. Bu arada da dışarıdaki savaşların ve içerideki gizli anlaşmaların hayhuyu nazarında azametini koruması gerekmektedir hâlâ. Ve de devlet adamının sağa sola koşturarak müşteri kızıştıran bir iletişimciden başka şey olması.
Truong: Cumhuriyetçi bir kutsalı yaşatma ve su yüzüne çıkarma imkânı var mı hâlâ?
Debray: Ancak bizi aşan şey birleştirebilir bizi. Devlet artık bir idare heyetinden ibaret hale gelmişse, saygımız başka yere yönelecektir; o zaman da buyrun iç savaşa. Medeni/sivil olan ve etnik olmayan ulus bir halka bir ruh –Ernst Renan’ın deyişiyle bir anılar mirası ve bir birlikte yaşama iradesi– verebilir; sadece bir mevzuat değildir bu.
Çerçeve ile tabloyu karıştırmamak gerek; dinî heyecanın, belki de her tür kardeşliğin gerektirdiği akıldışı ve hayalgücü payını sağlamasını da laiklikten talep etmeyelim. Laiklik mistisizme göre, hatta inanca göre yapılmamıştır. Fauré’nin Requiem’inin ya da Yahudi kadiş mateminin laik muadilini görmüyorum. Şayet insan aşılması gereken bir şeyse, laik bir rejimin azameti, hümanizmle iyimserliği uzlaştırır: Her bireye kendi vicdanında, hiçbir baskı ve itaat olmaksızın, kendi zavallı bireysel yaşamını aştığını düşündüğü şeyi seçme hakkını vermekten ibarettir.
Régis Debray yazar ve filozof. Cumhuriyet ve kutsal üzerine çok sayıda kitap yazdı. « La Répu- blique expliquée à ma fille » (“Kızım İçin Açıklamalı Cumhuriyet”) (1998), « Ce que nous voile le voile. La République et le sacré » (« Başörtüsünün Bizden Gizlediği. Cumhuriyet ve Kutsal »)(2004), « Le Moment fraternité » (« Kardeşlik Ânı ») (2009) ya da « Jeunesse du sacré » (« Kutsalın Gençliği »), (2012). Didier Leschi ile birlikte, « La Laïcité au quotidien » (“Laikliğin Gündelik Hali”), Folio, 160 sayfa, 7,10 euro.
[1] 15 Kasım 2015 tarihli Libération gazetesinde yayınlanan « Nous sommes unis » (« Hep Birlikteyiz ») başlıklı, terör saldırılarını kınama metninde Müslüman Kardeşler’e yakın bazı imzacıların olması nedeniyle Başbakan Valls’ın Laiklik Gözlemevi başkanı Bianco’yu kınaması üzerine başlayan polemik (ç.n.).
[2] Ekümeniklik : Üç İbrahimî din olarak İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik dinlerinin ortak manevî değerlerine vurguda bulunan dünya kapsamında bir dinî birliktir. (ç.n.).
Bize destek olun
Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor.
Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.
İşbu Aydınlatma Metni, Veri Sorumlusu sıfatıyla Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul adresinde mukim Şirketimiz Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından sağlanan ürün ve hizmetlerin tanıtımı amacıyla internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği kısmından elde edilen kişisel verilerin işlenmesine ilişkin olup, Şirketimiz tarafından başta 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) olmak üzere ilgili mevzuat kapsamında aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Şirketimizin kişisel verilerin korunmasına ilişkin politikaları https://medyascope.tv adresinde yer almaktadır.
İşleme; KVKK’nın 3. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması işlemleri olarak tanımlanmıştır.
İşlenen Kişisel Verileriniz
İşlenen kişisel verileriniz, E-Bülten Aboneliği aracılığıyla bizimle paylaşmayı tercih ettiğiniz adınız, soyadınız, e-posta adresinizdir.
Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, şirketimiz tarafından sağlanan ürün ve hizmetler kapsamında promosyon, kampanya ve tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği bölümünde e-posta adreslerini bildiren kişilere Şirketimizin ticari olarak faaliyet gösterdiği alanlarda reklam, tanıtım ve bilgilendirme yapmasına ilişkin sözleşmenin kurulması ve ifası, veri sorumlusunun meşru menfaati ve açık rızanız kapsamında işlenmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amaçları
Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından, aşağıdaki belirtilen işleme amaçlarıyla uygun süre zarfında, KVKK’nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında işlenecektir:
İletişim faaliyetlerinin yürütülmesi
Reklam / kampanya / promosyon Süreçlerinin Yürütülmesi
Saklama ve arşiv faaliyetlerinin yürütülmesi
Pazarlama analiz çalışmalarının yürütülmesi
Ürün / hizmetlerin pazarlama süreçlerinin yürütülmesi,
Organizasyon ve etkinlik yönetimi
Şirketimizin faaliyet alanlarında reklam, tanıtım ve bilgilendirme hizmeti sağlamak,
Şirketimiz tarafından gönderilen bu e-postalar üzerine gelen talep ve şikayetlerin cevaplanması,
Hukuki bir ihtilafın vuku bulması halinde hukuki işlem yapmak,
Sair tüm yasal yükümlülükler.
Kişisel Verilerin Hangi Amaçlarla Kimlere Aktarılabileceği
Şirketimiz, kişisel verileri “bilme gereği” ve “kullanma gereği” ilkelerine uygun olarak, gerekli veri minimizasyonunu sağlayarak ve gerekli teknik ve idari güvenlik tedbirlerini alarak işlemeye özen göstermektedir ve sadece zorunlu durumlarda üçüncü kişilere aktarmaktadır. Kişisel verileriniz; KVKK’nın 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları çerçevesinde Şirketimiz ilgili birimlerince işlenmekte ve aşağıda yer verilen amaçlarla üçüncü kişilerle paylaşılmaktadır.
İlgili mevzuatı gereği talep halinde idari makamlara, adli makamlara veya ilgili kolluk kuvvetlerine, yetkili idari ve denetleme kurullarına ve/veya diğer yetkili denetleyici kurum ve kuruluşlara aktarılabilecek ve/veya hukuki bir ihtilaf vuku bulması halinde Şirketimizin hukuki menfaatlerinin korunması amacıyla bu mercilerle ve Şirketimiz avukatları ile paylaşılmaktadır.
Ürün ve hizmetlerimizin tanıtımı amacıyla E- Bülten Aboneliği veri işleme altyapısını tedarik ettiğimiz iş ortağımız, bu bildirimlerin yapılması amacıyla hizmet aldığımız ajanslar ve pazarlama analiz şirketleri ile paylaşılmaktadır.
Kişisel verileriniz e-posta altyapısı ve ilgili hizmetlerinden yararlandığımız hizmet sağlayıcılarımızın yurt dışında bulunan veri depolama sistemleri nedeniyle KVKK’nın 9. maddesindeki şartlardan biri olan açık rıza şartı sağlandığı takdirde yurt dışına aktarılabilmektedir.
Kişisel Verilerin Saklama Süresi
Kişisel verilerinizi, sunduğumuz hizmetlerin mahiyetinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla, hizmetlerin sağlandığı süre boyunca ve ardından hukuki yükümlülüklerini yerine getirmek ve meşru menfaatini temin etmek amaçlarıyla ilgili mevzuata uygun olarak, makul süreler boyunca saklayacaktır.
Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi ve Anonim Hale Getirilmesi
Kişisel verileriniz KVKK’nın 7. maddesi uyarınca işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde kişisel veriler re’sen veya kişisel veri sahibinin talebi üzerine tarafımızca silinir, yok edilir veya anonim hale getirilir.
Kişisel Verilerinizin Güvenliği
Bize sağladığınız kişisel verilerin gizliliğini ve güvenliğini korumaya önem veriyoruz. Bu doğrultuda, kişisel verilerinizi yetkisiz erişim, zarar, kayıp veya ifşaya karşı korumak için gerekli teknik ve idari güvenlik önlemleri almaktayız.
Kişisel Veri Sahibi İlgili Kişinin Hakları
Kişisel veri sahibi “İlgili Kişi”, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 11. maddesinde aşağıda yer verilen haklarını ve taleplerini www.eliteworldhotels.com.tr adresinde yer alan Başvuru Formunu usule uygun olarak doldurmak suretiyle bildirebilecektir.
6698 sayılı KVKK’nın 11. Maddesi kapsamında herkes veri sorumlusu sıfatı ile Şirketimize aşağıdaki hususlarda başvurma hakkına sahiptir:
• Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,
• İşlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
• Kişisel verilerinizin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, • Yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
• Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme,
• KVKK’da öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, • Yukarıda belirtilen düzeltme, silinme ve yok edilme şeklindeki haklarınız uyarınca yapılan işlemlerin, kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
• İşlenen kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi sureti ile aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
• Kişisel verilerinizin ilgili mevzuata aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız halinde zararınızın giderilmesini talep etme haklarına sahipsiniz.
Hak ve Talepleriniz İçin İletişim
Kişisel verilerinizle ilgili sorularınızı ve taleplerinizi, Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları hakkında Tebliğ’de belirtilen şartlara uygun düzenlenmiş dilekçeyle aşağıdaki yöntemlerle iletebilirsiniz.
Başvuru Yöntemi
Başvurunun Yapılacağı Adres
Şahsen Yazılı Başvuru
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Noter
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Şirketimize daha önce bildirilen ve sistemde kayıtlı bulunan elektronik posta adresinizden
“Şahsen Yazılı Başvuru” yoluna başvuracak İlgili Kişilerin kimliğini tevsik edici belgeleri ibraz etmesi zorunludur. Bu bağlamda Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat: G2, Sarıyer/İstanbul adresine yapacağınız şahsen yazılı başvurularda başvuru formuyla birlikte kimlik fotokopisinin yalnızca ön yüzünün (kan grubu ve din hanesi gözükmeyecek şekilde) ibraz edilmesini rica ederiz.
Başvuru formunun tebligat zarfına veya e-postanın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu İlgili Kişi Talebi” yazılmasını rica ederiz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi, Medyascope ‘a iletmeniz durumunda Medyascope talebinizi en geç 30 (otuz) gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandıracaktır. Ancak, başvurunuza verilecek yanıtın mevzuat uyarınca bir maliyet gerektirmesi halinde Medyascope tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenen tarifedeki ücret talep edilebilecektir.
Ticari Elektronik İleti Gönderimi Hakkında Bilgilendirme
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti; telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri ifade eder.
Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi (“İYS”) üzerinde onayı bulunmayan alıcılara ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla ya da İYS üzerinden alınabilir. İYS üzerinden alınan onaylarda ise olumlu irade beyanı ve elektronik iletişim adresi yer alır. Alıcılar diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilir. Alıcının ret bildiriminde bulunması, bildirimin yapıldığı iletişim kanalına ilişkin onayı geçersiz kılar. Alıcı reddetme hakkını İYS üzerinden de kullanabilir.
Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz.
Tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adreslerine gönderilen ticari elektronik iletiler için önceden onay alınması zorunlu değildir. Ancak tacir ve esnafların ilgili mevzuatta yer alan reddetme hakkını kullanması halinde onayları alınmadan ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu kapsamında ileti gönderilmesinden önce tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adresleri hizmet sağlayıcı tarafından İYS’ye kaydedilir ve İYS üzerinden alıcıların ret hakkını kullanıp kullanmadığı kontrol edilir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca, Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından vermekte olduğumuz hizmetler kapsamında, Medyascope üzerinden temin edilen bilgileriniz doğrultusunda, onay vermeniz halinde E-posta iletişim aracı kullanarak tarafınıza her türlü bilgilendirme, tanıtım, reklam, ürün teklifleri, promosyonlar, kampanyalar, memnuniyet değerlendirme çalışmaları ve duyuruların iletilmesi amacıyla tarafınızla iletişime geçilebilecektir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti gönderimine dair onay verseniz dahi dilediğiniz zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilirsiniz. Ret bildirimini kolay ve ücretsiz bir şekilde olmak üzere e-posta iletişim kanalı ile verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Reddetme hakkınızı İYS üzerinden de kullanabilirsiniz.