Jeolojik yapısından dolayı kumları bembeyaz olan ve Türkiye’nin Maldivler’i olarak anılan Burdur’daki Salda Gölü tehlike altında. 180 metreden fazla derinliğine rağmen iki milyon yıldır temiz kalabilmiş göl, halkın isteğinden dolayı kurumaya mahkum edilecek.
Bilim adamlarının yaptıkları çalışmalara ve hazırladıkları raporlara rağmen DSİ, Salda Gölü’nü besleyen Düden Deresi’ne sulama amacıyla gölet inşa etmeye başladı. Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici gölün başka kaynaklarla beslenme ihtimali olsa bile Düden Deresi’nin gölün biyolojik çeşitliliğine ve ekolojik yapısına da katkı sağladığını belirtiyor. Ayrıca gölün kurumasına sadece gölet inşaatının değil, civardaki taş ve maden ocaklarının, vahşi sulamanın ve kaçak kuyuların da sebep olduğunu söylüyor.
Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici: Salda için en büyük tehlike göletler ve barajlar
[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/286324910″ params=”color=ff5500&auto_play=false&hide_related=false&show_comments=true&show_user=true&show_reposts=false” width=”100%” height=”166″ iframe=”true” /]
Göller bölgesi dediğimiz yer belki de dünyadaki en çok doğal sulak alana sahip olan bölge. Salda Gölü ise çok önemli göllerden biri. Mars’ın toprak yapısı ile Salda’nın kendi toprak yapısı gölü besleyen kaynakların getirmiş olduğu çeşitli minerallerden dolayı birbirine benzemekte.
Salda Gölü aynı zamanda Türkiye’nin en derin göllerinden bir tanesi. 184 metre derinliğe sahip. Beyaz kayaçlarının oluşmasında ve göl içerisinde önemli olan su süngerlerinin oluşmasında, gölü besleyen dere ve çayların çok büyük önemi var. Tatlı sular, Düden Deresi’nden gelen sular aynı zamanda gölde çeşitliliği sağlıyor. Salda için en büyük tehditler, etrafındaki çok sayıdaki gölet ve barajlardır. İkincil olarak da, çok sayıdaki taş ve maden ocağının olmasıdır.
Düden Deresi kesilirse Salda Gölü beslenemez
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/286324945″ params=”color=ff5500&auto_play=false&hide_related=false&show_comments=true&show_user=true&show_reposts=false” width=”100%” height=”166″ iframe=”true” /]
Sulama Birliği ve Tarım Başkanı diyor ki, buraya bu baraj ya da gölet yapılırsa göl çok büyük bir tehlikeye girer. Böyle bir durum varsa neden bir şey yapmıyorsunuz dediğimizde bunu köylünün de bildiğini ama umursamadığını dile getiriyor. Düden Deresi, Salda Gölü’nün aortu. Tıkanırsa ya da kesilirse kan dolaşamaz. İki üç milyon yıldır bu halde olan göl, son 30 senedir yok edilmekte. Burada biyolojik mineralizasyondan bahsediyoruz. Gölü besleyen kaynaklardan gelen algler ve minerallerin oluşturduğu bir yapı.
Tarımın büyük bir etkisi var; bilinçsiz bir tarımın. Sadece kirlilik açısından değil, vahşi sulamadan da kaynaklanıyor.
Ben oranın köylüsü değilim ancak orada tüm insanlığın hakkı var
[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/286325006″ params=”color=ff5500&auto_play=false&hide_related=false&show_comments=true&show_user=true&show_reposts=false” width=”100%” height=”166″ iframe=”true” /]
Gölü yeraltından besleyen yeraltı sularını çeken binlerce kaçak kuyu var. Köylünün umrunda değil diyor. Ben oranın köylüsü değilim ama orada benim de hakkım var. Dünya mirası olan bir yer orası. Neden iyice anlatılmadığını soruyoruz. Bakın burası çok trajikomik, çok üzücü; ben anlatıyorum ama benim maaşım onların aylıklarından ödeniyor diyor.
Salda Gölü’nün kesinlikle insan müdahalesine kapatılması gerek
[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/286325083″ params=”color=ff5500&auto_play=false&hide_related=false&show_comments=true&show_user=true&show_reposts=false” width=”100%” height=”166″ iframe=”true” /]
Burdur çevresindeki tüm göllerde biyolojik çeşitlilik araştırması yaptık. Burada, Salda Gölü’nde 6 tane sucul organizma var. Endemik 14 organizma ve 36 çeşit de alg var. 7 çeşit mikroskobik hayvan bulunmakta. Çok nazik bir göl. Dünyada sadece burada yetişen yosun balığı dediğimiz bir balık var. Sadece yine burada yetişen sığır kuyruğu bitkisi var. Dış etkenlerle meydana gelen yapılar var.
Geçen sene İTÜ’den gelen dalgıç hocalarımızla araştırmalar yaptık. Gölün içerisinde bulunan süngerlerin yavaş yavaş kararmaya başladığını gördük. Hazırladığımız raporda da buranın kesinlikle insan müdahalesine kapatılması gerek dedik. Hatta otlamanın bile kontrollü yapılması gerek dedik. Buradaki maki bitki örtüsü de bozulacak dedik. Yapboz gibi, bir parça çıkarıldığında bozulur dedik. Burası bu kadar nazik bir göl. Burada üç bin köylü yaşıyorsa da orası yedi milyar insanın.
Burdur Gölü Burdur Çölü olmak üzere. Bunu da aynı şekilde yaptılar, göletlerle, barajlarla. Dünya üç günlük beş günlük değil. Her yere baraj yapabilirsin ama bir Bafa Gölü, bir Burdur Gölü yapamazsın. Son 30 yılda 50 doğal gölümüzü yok ettik biz.
Rapor hazırlasak da gölet, baraj yapmaya devam ediyorlar
[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/286325145″ params=”color=ff5500&auto_play=false&hide_related=false&show_comments=true&show_user=true&show_reposts=false” width=”100%” height=”166″ iframe=”true” /]
