Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Rakka operasyonunu izleyen Der Spiegel muhabirinden çarpıcı gözlem ve analizler: “YPG’nin hedefi Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu”

Alman Der Spiegel dergisinden Christoph Reuter’in geçtiğimiz hafta yayınlanan yazısı, Rakka Operasyonu, Kuzey Suriye’deki son durum ve orada IŞİD ile savaşan Kürtlerin stratejisi hakkında çarpıcı bilgiler sunuyor.

Mayıs sonunda Rakka Operasyonu’nun hazırlıkları sürerken başta Menbiç’te Kürt savaşçılarla IŞİD’den kaçanlarla görüşen Reuter, bölgedeki durumu, bölgenin geleceğini ve yaşananları orada görüştüğü kişilere dayanarak anlatıyor:

“Ele geçirdikleri tarlalarda kadın ve erkekler kamuflaj içerisinde yürürken, çamur içindeki pikaplar ön cephelere cephane ve yemek götürüp, yorgun savaşçıları kamplara getiriyor. Damlarda oturup sigara içen kadın ve erkeklerin çoğunun elinde Kalaşnikof var.

Uzun zamandır Rakka’ya doğru yavaşça ilerlenirken, geçtiğimiz hafta Salı günü IŞİD’in Suriye’deki en önemli yeri olan Rakka’ya uzun zamandır planlanan kapsamlı operasyon başlatıldı. Geçen hafta, El-Maşlab dahil olmak üzere şehrin doğusundaki bazı bölgeler ele geçirildi. IŞİD’i bu şehirden çıkarmaya çalışansa 2015 yılının Ekim ayında kurulan ve bölgedeki Araplarla Kürtleri bir çatı altında toplayan Suriye Demokratik Güçleri (SDG).

reuter
(Der Spiegel muhabiri Christophe Reuter (solda) Suriye’de savaşçılarla konuşurken)

SDG’nin yanı sıra üniformalarında üç yıldızlı Suriye bayrağını taşıyan Özgür Suriye Ordusu birliklerini de görmek mümkün. Savaşçıların yaklaşık onda biri Arap, geri kalanıysa Suriyeli Kürtlerden oluşuyor. Görevlilerin ve uzmanların bir kısmı Arapça konuşamıyor ve Kürtçe dışında sadece Türkçe biliyor.

Buradaki bütün gruplar Kandil’e bağlı. Kandil, Türkiye, Irak, İran ve Suriye’den gelen gönüllülere askeri ve ideolojik eğitim veriyor.

Görevlilerin ofislerinde dev Öcalan resimleri asılı, birçok savaşçıysa Öcalan’ın küçük bir portresini boynunda taşıyor. Bizi bir şehirden diğerine götüren askeri pikabın üzerinde de PKK liderinin bir silüeti var. Pikabın kadın sürücüsü, ‘Ne olursa olsun kamyonette kalmalıyız, her yerde mayın var’ diyor.

Gerçekten de IŞİD her yere mayın döşemiş: kuma, taşların arasına, duvarlara, kapı eşiklerine, jeneratörlere, tuvalet kapılarına ve hatta cesetlere. Bunların bazıları neredeyse görünmeyen ince tellerle tetiklenirken bazılarıysa hareket sensörlerine sahip. Bu mayınların bir kısmı şiddetli yağmurlarda infilak ediyor.”

Suriye tahtasında YPG satrancı

Suriye’de 2004’te kurulan Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) 2011 yılından beri Suriye İç Savaşı içerisinde esnek bir politika izlediğini vurgulayan Reuter, YPG’nin zaman içerisinde değişen stratejisini şu şekilde anlatıyor:

“İlk olarak, YPG Beşar Esad hükümeti ile Kürt güçlerinin isyana dahil olmaması yönünde zımni bir anlaşmaya vardı. Bunun karşılığında 2012 yılında Suriye’deki Kürt bölgelerini savaşmadan ele geçirdiler. Ardından IŞİD’in 2014’te Kobane’yi kuşatmasıyla YPG, ABD Başkanı Obama’nın Suriye stratejisindeki en önemli ortağı haline geldi. Obama, IŞİD’le savaşmak ancak Esad’la savaşmamak istiyordu; YPG ise bunun için biçilmiş kaftandı.

Bunun devamında, Kürtler, ABD ve Rusya’yla işbirliği yaptı. SDG şemsiyesi altındaki güçler içerisinde kaydadeğer tek ABD müttefiki Kürtler oldu. Kürtler, ABD Özel Güçleri aracılığıyla hava desteği, silah, cephane ve saha yardımı aldı.”

https://www.youtube.com/watch?v=SAxD5gQsAYk

Kürtler ilerledikçe, özellikle Rakka ile beraber Arap nüfusun çoğunlukta olduğu ve aşina olmadıkları topraklara doğru gidiyor. Reuter de bunun yaratabileceği olası sorunlara işaret ediyor:

“Rakka Operasyonu, Kürtler için yabancı topraklara doğru ilerlemek manasına gelecek. Operasyonun başlamasından önce telsiz operatörünün yanındaki görevli ‘Buradaki köylerin hiçbirine aşina değiliz. Çok azımız daha önce buralarda bulunmuş’ diyor.

Her birlik kumandanının elinde sürekli güncellenen bir haritanın olduğu bir tablet var. Alınan her yeni mevkide mayınlar temizleniyor. Söz konusu bölgeden yeni kaçan kişiler bölgenin durumu hakkında bilgi veriyor, orada kaç IŞİD birliği olduğunu, nerede olabileceklerini ve hangi yolların mayınlı olduğunu söylüyor.

Cephenin hemen arkasında görev yapan ABD Özel Güçleri, sıklıkla insansız hava aracı uçurup bölgeyi denetliyor. Birlikler ilerleyip de bir IŞİD mevzisi ele geçirildiğinde derhal bir kamp kurulup mayınlar temizleniyor ve tünel girişleri patlatılıyor. Bu, yaklaşık bir yıldır uygulanan prosedür.”

İsmini Marksist-Leninist Alman politikacı ve kadın hakları savunucusu Clara Zetkin’den alan bir kadın komutansa Reuter’e, “Biz sadece ülkeyi özgürleştirmeyi hedeflemiyoruz, aynı zamanda buradaki erkeklerin zihniyetini dönüştürmek istiyoruz. Biz sadece Kürt kadınlarının bir oluşumu değil aynı zamanda dünyadaki tüm kadınlar için bir güç olmak istiyoruz” diyor.

Özgürlüğün sınırı YPG’ye muhalefet

Mayıs başında Washington’un resmi açıklama yaparak Suriye’deki demokratik güçlere silah yardımı yapacağını duyurması üzerine, YPG gizli servis birlikleri, Kuzeydoğu Suriye’nin en büyük şehri olan Kamışlı’daki Kürt muhalefet partilerine ait ofislere baskın düzenleyip 11 kişiyi tutuklamıştı.

Söz konusu durumu ve YPG’nin muhaliflere uyguladığı baskıyı Reuter şu sözlerle ifade ediyor: “Bunun öncesinde de muhalif aktivistler tutuklanmış, dövülmüş ve Irak’a sürülmüştü. Ofisleri ya kapatıldı ya da yakıldı. Tutuklamaları protesto eden göstericilere ateş açıldı. Görünen o ki özgürlüğün sınırı partinin elindeki mutlak gücün sorgulandığı yerde bitiyor.”

Rakka Operasyonu için de aynı durum söz konusu

“Rakka Operasyonu’na yalnızca itaat edenlerin katılmasına izin veriliyor. Hatta herkesten daha uzun süredir IŞİD’le mücadele eden isyancı bir grubun katılması engellendi. Suriye’deki Kürt bölgesinde şehirden çıkışına izin verilmeyen Rakka Devrimciler Tugayı’nın liderlerinden Ebu İsa ‘Başta her şey işbirliği içerisinde ilerliyordu. Özgür Suriye Ordusu ile yaptığımız gibi Kürtlerle de ortak operasyon karargâhları kurduk. Ancak Kobane’deki başarılarından sonra her şey değişti. Müzakereleri sürdürdüğümüz YPG yetkilisinin yerine gelen kişi, önceki işlerden haberdar olmadığını söyledi. Yalnızca Öcalan’ın emirlerini uyguluyordu. Amerikalılar bizi desteklemek istedi ancak sonradan fikirlerini değiştirdiler. Bize, artık tek müttefiklerinin Kürtler olduğunu söylediler’ diyor.

ebu isa
(Rakka Devrimciler Tugayı’nın liderlerinden Ebu İsa)

Kürtlerle bu gruplar arasındaki son ayrılık ise Ebu İsa ve diğerlerinin Rakka’nın isyancılar tarafından alınması ve orada yaşayanların kendi kent konseylerini seçebilmesini talep etmeleri ile oluyor. Ebu İsa ‘Biz 2011’de özgürlük ve haklarımız için sokaklara çıktık. Rakka’da herkes biliyor ki, bu Arap-Kürt askeri ittifakı olan SDG kisvesi altında PKK’ya bağlı Suriye Kürtleri partisi ve askeri güçleri YPG var. Kürtler Rakka’yı nasıl kontrol edecek? Orası bir Arap şehri. İşlerin iyi gitmeyeceği kesin’ diyor.

Siyasi boşluğun doldurulması

SDG’nin kontrolündeki Menbiç’te sigara içilebiliyor Ama öncesinde IŞİD, sigara içenleri ya kırbaçlıyor ya da parmaklarını kesiyordu. Kürtlerin gelişiyle yaşanan özgürlük ortamını Reuter şöyle anlatıyor:

“Öcalan’ın partisi, siyasi boşluğu etkili bir şekilde doldurdu. Altı yıl süren savaşın ve üç yıllık IŞİD diktatörlüğünün ardından birçok kişinin sıtkı sıyrılmıştı ve sonrasında gelip onları özgür bırakacak herhangi bir siyasi gücü kabul etmeye hazırdılar.

Kürt partisi, aynı IŞİD gibi kontrol takıntısı olan bir iktidar. Ancak IŞİD’in aksine Batı’yla işbirliği içindeler ve zulmleriyse mümkün olan en asgari düzeyde. Bu stratejileri, Suriye’nin kuzeydoğusundaki iktidarlarını perçinleyebilir. Komutan Clara açıkça ‘Rakka’daki modelimiz Menbiç’ diyor. Bazılarıysa daha da ileri gidiyor: ‘Önce Rakka sonra Deyrizor.’

Güneydeki bu kent, hiçbir Kürdün evi değil. Fakat PKK, farklı isimlerle ve farklı gruplarla, kendisini Kürt etnisitesinin merkezi gücü olarak inşa etse de merkezindeki Kürt varlığını yitirdi. Artık hedef sadece Batı Kürdistan’dan ve IŞİD’den geriye kalanlardan müteşekkil bir Rojava’nın inşası değil; Kürtlerin genişleyen etki alanının yeni adı Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu.”

Parti başarılı oldukça nihai hedefi daha da bulanıklaşıyor. Rakka Operasyonu’nun öncesinde genç bir savaşçı, coşkuyla şöyle diyor: “Herkesi özgürleştireceğiz, önce IŞİD ve eski El Nusra’dan, sonra ÖSO ve rejimden, Hizbullah’tan ve İranlılardan. Herkes dışarı!”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.