Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kadir Topbaş’ın istifası: AKP’deki çözülmede yeni aşama

Yayına hazırlayan: Gamze Elvan

Evet, biz burada Reisçiliğin krizi” diye yayın yaparken Kadir Toptaş basın toplantısıyla istifasını ilan ediyormuş. Bu biraz önce yaptığım yayında dile getirdiğim Tayyip Erdoğan’ın artık eski kriz çözme özelliğini kaybettiğinin ve belli bir gücü olan kişilerle iktidar paylaşmaya yanaşmadığının bir örneği olarak kayıtlara geçmiştir. Benzer bir olayı Ahmet Davutoğlu olayında yaşamıştık, Ahmet Davutoğlu da parti içerisinde MKYK’nın bir operasyonuyla parti başkanlığını fiilen kaybetmişti ve daha sonra da Erdoğan onun yerine Binali Yıldırım’ı getirmişti. Burada da Belediye Meclisi Kadir Topbaş’ın reddettiği beş dosyayı oylayarak bir nevi ona darbe yaptı. Bu, belli ki Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığının dâhilinde ve belki de talimatıyla yapılmış bir darbeydi ve bunun sonucunda o da mesajı almış olacak ki kalktı, istifasını verdi.

Öncelikle Erdoğan’ın abisiydi

Şunu söyleyeyim; Kadir Toptaş, Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatındaki belki de en yakın ismidir. Çünkü Kadir Topbaş daha 1970’li yıllarda Milli Selamet Parti’sinin Beyoğlu İlçe Başkanıyken Recep Tayyip Erdoğan ondan daha genç birisi olarak orada gençlik kollarında çalışıyordu, bir nevi Kadir Topbaş onun hamisi idi siyasette, öyle söyleyebiliriz. Tayyip Erdoğan’ın önce Milli Selamet Partisi daha sonra Refah Partisi’ndeki yükselişinde de Kadir Topbaş’ın hep birinci derecede rolü olmuştur, bir abilik rolü olmuştur. Şunu çok iyi hatırlıyorum, 2004 yerel seçimleri öncesinde bir yığın başkan adayı vardı, o sırada Kadir Topbaş Beyoğlu Belediye Başkanıydı ve bana göre Tayyip Erdoğan kesinlikle onu aday gösterecekti. Çok yoğun kulislerin olduğu tartışmanın içerisinde –tesadüf bu- Brüksel’e gidiyordum bir toplantı için, aynı uçakta Kadir Topbaş’la karşılaştık ve Kadir Topbaş o kulislerin ortasında bir Beyoğlu Belediye Başkanı olarak Brüksel’de o da başka bir toplantıya gidiyordu. Oradaki konuşmamızı hiç unutmam, kesin emindi Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olacağından ve seçileceğinden. Nitekim öyle oldu çünkü Tayyip Erdoğan’a güveniyordu.
Şimdi bakıyoruz, böyle bir zor durumda ki damadıyla ilgili meselelerde de çok zorlandı Kadir Topbaş- böyle bir zor durumda, en zor anında, hakkında çıkan bütün iddialara rağmen onun Erdoğan tarafından savunulacağı beklenirken Kadir Topbaş, Erdoğan tarafından istifaya zorlandı. Bu aslında AKP serüveninin de bir anlamda nasıl yavaş yavaş sona yaklaştığını bence gösteriyor. Normal şartlarda 2019’a kadar görev başında olması gereken, 13 yıldır İstanbul’u yöneten ki bu yönetiminde muhakkak ki Erdoğan’ın eski İstanbul Büyükşehir Başkanı olarak çok büyük bir etkisi vardı, çok büyük bir yakın takibi vardı ama Kadir Topbaş her zaman için Kadir Topbaş’tı, Kadir Abiydi onların tabiriyle, reis varsa da bir Kadir Abi olayı vardı. Artık o da yok.
Sonuçta baktığınız zaman her ne kadar Kadit Topbaş buradan muhalefete ekmek çıkmayacağını söylese de –ki çıkmayabilir- yani buradan muhalefet denilince aklımıza CHP geliyorsa ya da MHP gelmiyor tabi MHP iktidarın bir parçası, ya da yeni kurulacak olan Meral Akşener’in partisi ya da HDP geliyorsa buradan ekmek çıkmayacağı kesin. Ama buradan çıkacak olan çok önemli bir mesaj var; o da şu: ne zamandan beri yaşanan bir çözülmenin işareti bu. Artık bu ekibin birlikte yola devam edemiyor olduğunun bir işareti.
Her ne kadar “belediye başkanlığını bırakıyorum ama partiyi bırakmıyorum” dese de hiçbirisi partiyi bırakmadı, ne Abdullah Gül bıraktı ne Ahmet Davutoğlu bıraktı ne Hüseyin Çelik bıraktı ama orada partileri onları bırakmış oldu; onlar artık tamamen etkisiz birer kişi oldular. Sonuçta Kadir Topbaş’ın ki Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatında bu kadar önemli bir yeri olan, merkezi bir yeri olan Kadir Topbaş’ın da artık kenara çıkartılanlardan birisi olmasıyla beraber AKP’nin ve Erdoğan’ın krizinin, Reis’in krizinin ve dolayısıyla Erdoğan hareketinin krizinin yeni bir doruk noktasıyla tanışmış oldu.

Tıkanmışlık hali

Türkiye şu anda MGK’nin vereceği Kürdistan Referandumuyla ilgili vereceği kararlara ardından Bakanlar Kurulu’nun yapacağı açıklamalara odaklanmışken aynı zamanda böyle bir basın açıklamasıyla istifanın dile getirilmiş olması aslında bize krizin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Kadir Topbaş’ın istifası AKP’nin krizini çözmeyecek, belediyenin yaşadığı belli olan krizi de çözmeyecek, yerine kim gelirse gelsin aynı şekilde MGK’nın alacağı kararlar da Bakanlar Kurulu’nun alacağı kararlar da Türkiye’nin bölgesel anlamda Kürt sorunu özelinde ama genel olarak tüm sorunlarda Türkiye’yi yönetenlerin bir tür tıkanmışlık halini aşmayacağını hepimiz biliyoruz. Bütün bunların hepsi yaşanan krizin geciktirilmesi hamleleri.
Kadir Topbaş’a geçmiş olsun diyelim, AKP içerisinde genellikle AKP’ye oy vermeyen insanların da çok fazla şikâyet etmediği, en azından yumuşak kişiliğiyle şikâyet etmediği bir isimdi Kadir Topbaş, aynı zamanda benim de hemşerimdir. Kendisine geçmiş olsun diyorum ama esas geçmiş olsun denmesi gereken herhalde AKP olacaktır bu çünkü bir şahısın istifası değil, bir hareketin çok ciddi bir şekilde aşılması imkânsız bir krizle uğraşmakta olduğunu ve bu krizi aşamadığının son bir örneği olarak karşımıza çıktı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.