Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ürdün Kralı, kardeşlerini neden görevden aldı? Suudi destekli darbe yapacaklarından mı korktu?

Suudi Arabistan’ın Ortadoğu’daki müdahaleci tavrı ve ABD-İsrail ekseninde bir politika gütmesi küçük Arap devletlerinde milliyetçi eğilimleri alabildiğine güçlendiriyor. Bu milliyetçilik dalgasının, bu ülkelerin yöneticilerinde bir darbe korkusunu da tetiklemiş olduğu görülüyor.

Ürdün Kralı II. Abdullah Salı günü Ürdün ordusunda üst düzey görevlerde bulunan kardeşleri Prens Faysal, Prens Ali ve kuzeni Prens Telal’ı görevden aldığını açıkladı. Kral, prenslere yazdığı mektupta ordunun modernizasyonunu ve yeniden yapılandırılmasını sebep olarak gösterdi. Ayrıca bundan sonra da ordunun kurmay kesiminde değişiklikler yapacağını ifade ederek geride kalanlara da mesaj vermiş oldu.

Ürdün Kralı II. Abdullah
Ürdün Kralı II. Abdullah

Ürdün Kralı’nın son yıllarda kardeşlerini yönetimden dışlamak için bazı adımlar attığı biliniyor. Tahtın varislerinden ve hak sahiplerinden Prens Hamza’yı geçtiğimiz günlerde bu haktan mahrum bırakmış ve oğlu Prens Hüseyin’i öne geçirmişti. Ancak Salı günkü kararla üç prensin ordudaki üst düzey görevlerinden alınması son dönemdeki en radikal kararlardan biri olarak yorumlandı. Peki Kral niye böyle yaptı? Bu radikal kararlar neden bu dönemde geldi?

Görevden almanın iki olası nedeni

İki farklı açıklama öne çıkıyor. Bunlardan ilki, Kral II. Abdullah’ın tahtını korumak ve oğlu Hüseyin’in gelecekteki iktidarını oluşturmak için diğer prensleri yönetimden dışlaması. İkinci seçenek ise, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin kendisinin yönetimine karşı girişebileceği bir darbe ihtimali.

Bu noktada ikinci seçeneğin öne çıktığı görülüyor çünkü Suudi Arabistan’ın Arap Baharı’ndan sonra artan bir şekilde bölgede daha küçük Arap devletleri üzerinde sert müdaheleleri oldu. Suriye’de Esad yönetimine karşı isyancıların finansal ve askeri yönden desteklenmesi, Yemen’de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile birlikte yapılan müdahale, Katar’a karşı başarısız da olsa bir abluka ve son olarak Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin zorla istifa ettirilmesi. Tüm bunlar, bölgede Suudi Arabistan ve BAE’ne göre daha güçsüz olan küçük devletleri iç işleri ile ilgili olarak şüpheye itti.

12

Kudüs kararı ilişkileri daha da gerdi

Kral II. Abdullah özellikle ABD başkanı Donald Trump’ın Kudüs kararına sert tepki göstermiş ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a açık destek vermişti. Kaynaklar, aynı dönemde, Suudi Arabistan tarafından Ürdün’e karşı büyük bir baskı yapıldığını belirtiyor. Bu dönemde, Ürdün’ün önemli iş adamlarından biri olan Sabih el Masri Suudi Arabistan’da tutuklandı. Masri’nin Filistinliler ile de önemli ticari ilişkileri olduğu belirtiliyor. Bu durumda, Masri’nin Suudi yönetimi tarafından tutuklanışı Arap Baharı’ndan sonra başlayan körfez müdahaleciğinin bir başka uzantısı gibi duruyor.

Bu tutuklama ve baskı ile Suudi yönetiminin Ürdün’e “İstanbul’da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesine katılma, Trump’ın Kudüs kararına karşı tavrını yumuşat ve ABD’nin öngördüğü İsrail-Filistin barış görüşmesini kabul et” dediği düşünülüyor. Ancak Kral II. Abdullah İstanbul’da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesine bizzat katıldı ve toplantı sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında poz verdi.

İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul Zirvesi
İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul Zirvesi

Arap devletlerinde milliyetçilik dalgası ve darbe şüphesi

Öte yandan Ürdün’ün başkenti Amman’da Suudi Arabistan karşıtı gösteriler aynı dönemde düzenlendi. Ürdün’ün resmi televizyon kanalında yorumcular, Suudi Arabistan’ı bu süreçte eleştirdiler. Suudi Arabistan’ın Ortadoğu’daki müdahaleci tavrı ve ABD-İsrail ekseninde politika gütmesi küçük Arap devletlerinde yoğun bir milliyetçilik yarattı.

Bu milliyetçilik dalgası aynı zamanda yönetimde bulunan hükümetlerde kendi yönetimlerine karşı girişilebilecek yoğun bir darbe korkusunu da tetiklemiş oldu. Kral II. Abdullah’ın prensleri görevlerinden uzaklaştırması ve önümüzdeki süreç içerisinde de ordunun içerisinde yapılandırmaya gidebileceğinin sinyalini açıklıkla vermesinin ardında darbe korkusu yattığı yorumları yapılıyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.