Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ana Palacio: NATO’yu Trump’tan kurtarmak için

İspanya eski Dışişleri Bakanı ve Dünya Bankası eski Başkan Yardımcısı Ana Palacio’nun 6 Temmuz 2018’de project-syndicate.org’da çıkan yazısını Mert Doğruer çevirdi.

ana-palacio-abc--644x362
Ana Palacio

Altmış dokuz yıl önce, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’nın on iki dışişleri bakanı ABD başkenti Washington’da toplanarak Kuzey Atlantik Antlaşması’nı imzaladılar ve dolayısıyla “kolektif savunma ve barışın, güvenliğin korunması için güçlerini birleştirme kararı” verdiler. Oluşturulan örgüt, yani Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (North Atlantic Treaty Organization; NATO), Batı’ya modern tarihin en uzun süreli barış ve refah dönemini getirdi. Gelgelelim, 11 Temmuz’da NATO’nun yirmi üyesi örgütün muhtemelen en gergin zirvesinde buluşacak.
Geçen yılki zirvede, ABD Başkanı Trump’ın düşmanca tavrı, okyanusaşırı ittifakta bir şok dalgasına yol açtı. ABD’nin müttefikleri elbette Trump’ın dengesiz ve aşırıcı haller sergileyebileceğinin farkındalardı, ama ABD yönetimindeki daha olgun aktörlerin onu dizginlemelerini beklediler. Bu beklenti en hafif tabirle isabetsiz çıktı.
Okyanusaşırı ittifakın aldığı darbeler durmak bilmedi. Trump diğer üye ülkelere tek taraflı olarak vergiler koydu ve bunun için onca sebep arasından ulusal güvenlik endişelerini gösterdi. En önemlisi de, geçen ay Quebec’te gerçekleşen G7 zirvesinde, ABD’nin en yakın müttefiklerine karşı benzeri görülmemiş bir düşmanlık gösterdi: Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya kişisel saldırılarda bulundu ve görüşlerinin hiçe sayıldığını düşünüp buna tepki olarak son bildiriden bağırışlarla çekildi.

Helsinki’deki Trump-Putin zirvesi

Bu hareketler düşünülünce, Trump’ın yaklaşan zirvede göstereceği davranışlar hakkında endişe değil tehlike hissi duyuluyor. Zirvenin bitiminden yalnızca dört gün sonra Trump’ın Helsinki’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşeceği duyurulduğunda çekinceler daha da arttı. Kâbus senaryosunu hayal etmek kolay: Trump ortak savunmayı sorgulamak da dahil olmak üzere NATO’nun temellerini sarsıp, sonra da Putin’i kameralar önünde kucaklayarak müttefiklerini ortada bırakabilir.
Ama sonuç bu olmak zorunda değil. Bazılarının beklediğinin aksine, okyanusaşırı ittifak için draması yüksek bir kırılma ânı değil, yapıcı bir toplantı da olabilir – Trump işbirliği yapmayı reddetse bile.
Zirve gündeminde muhtemelen Brexit’in ittifaka etkisi ve birçok faktörün ötesinde, ABD’nin Suriye’deki siyasetini yıkan tartışmalı NATO üyesi Türkiye’yle olan ilişkilerin gözden geçirilmesi de var. Katılımcılar aynı zamanda NATO faaliyetlerini yeni ortaya çıkan Avrupa güvenlik ve savunma sistemiyle nasıl birleştirecekleri üzerine de kafa yormalılar.
Zirve katılımcılarının yapmamaları gereken şey, tüm odağın “NATO üyelerine GSMH’nin yüzde 2’sini savunmaya harcama zorunluluğu” olmaması, her ne kadar ülkelerin savunma giderlerini artırmaları gerçekten gerekli olsa da. Aynı şekilde, tüm gözler NATO Tüzüğü’nün 5. Madde’sindeki karşılıklı savunma bağlılığına da çevrilmemeli; NATO üyelerinden birine saldırının bütüne saldırı olarak algılanması her ne kadar ittifak için vazgeçilmez olsa da.
Bu yaklaşımın yarattığı sorun, geçen yıl devletinin karşılıklı savunmaya bağlılığını tekrar onaylaması için Trump’a sahne verildiğinde açıkça görüldü. Sonuçta, Trump 11 Eylül 2001’de ABD’ye düzenlenen terörist saldırıların, yani 5. Madde’nin uygulamaya konduğu tek olayın bir anmasında konuşacaktı. Bu, adeta Trump’ın bu konuda konuşması için yaratılmış bir andı.

2. ve 3. maddeler

Ama Trump yemi yutmadı. ABD’nin 11 Eylül’de onlara destek olan “arkadaşlarını asla yalnız bırakmayacağını” ilan etse de, 5. Madde’yi tekrar onaylamak şöyle dursun, dile getirmedi bile. Dünyaya NATO’nun bir arada ve güçlü olduğunu göstermek yerine, ittifakı belirsiz ve bölünmüş gösterdi. NATO aynı hatayı bir kez daha kaldıramaz.
Gerçek şu ki, 5. Madde ve GSMH’nin yüzde 2’si zorunluluğu ne kadar önemli olsa da, NATO’nun değerli ve anlamı bunların çok ötesinde. NATO Tüzüğü’nün 2. ve 3. Maddelerini düşünün. Bu maddelerden nadiren bahsedilir ama ikisi de NATO’nun amacını yerine getirmek konusunda kilit öneme sahiptir.
2. Madde, NATO üyelerini ekonomik bakımdan işbirliği yapmaya ve özgür kurumlarının temel aldığı ilkeleri daha açıkça ortaya koymaya teşvik eder. Daha önemlisi, 3. Madde, üyeleri savunma yeterliğinin kurulması ve sürdürülmesi konusunda birlikte çalışmaya, böylelikle direnci artırmaya çağırır.
5. Madde, Trump’ın müttefiklerini savunmaya daha çok para harcamaya ikna etme baskısı ve dolayısıyla yerel destekçilerini etkilemesi için bir koz haline gelse de, 2. ve 3. Maddeler daha pratik ve dolaysız. Bu maddeler savaş durumlarına değil, barış cepheleri oluşturmaya, halkların eğitilmelerine, kurumsal ilişkilerin gelişimine ve örgütün etkinliğine odaklanırlar. Bu alanlar NATO’nun (özellikle Avrupalı üyelerinin) en çok uğraşması gereken konular.
Avrupa’da “savunma” sözcüğü genellikle “güvenlik” ile birlikte sarf edilir. Bu, kasıtlı bir tutum: Bu fikirlerin eşleştirilmesi, Avrupa halklarını tarihten gelen travmalarına rağmen, uzun süredir kuşkucu baktıkları savunma konusunda daha makul davranmaya itiyor. Ancak doğularında rövanşist bir Rusya ve güneylerinde kaos olan Avrupalılar artık inkâr içinde yaşamayı göze alamazlar. 2. ve 3. Maddeleri rehber alarak savunma temellerini güçlendirmek durumundalar.
Savunma konusunda Avrupa uzun süredir dizginlerini gevşek tutuyor, ama son kullanım tarihi sonunda geldi. Bu belirsizlik ânında, 5. Madde’deki yüksek gerilimli siyasete odaklanmak çekici gelebilir. Ama NATO’nun asıl ihtiyacı olan yalnızca daha çok manşet yakalamak değil, aynı zamanda kendi direncini düzenli ve hatta tekdüze bir şekilde baştan aşağı inşa etmek.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.