Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Le Monde’un başyazısı: 2018 Nobel Barış Ödülü için Nadia Murad ve Denis Mukwege’den daha doğru bir seçim düşünülemezdi

2018 Nobel Barış Ödülü’nün kazananları Nadia Murad ve Denis Mukwege oldu. Le Monde’un konuyla ilgili bugünkü başyazısını Defne Sarıöz çevirdi:

Nadia Murad

IŞİD’den gördüğü zulümden cinsel şiddete karşı bir mücadele yaratabilen genç Ezidi kadın ve ömrünü tecavüze uğramış kadınların bedenlerini onarmaya adamış Kongolu jinekolog, 5 Ekim Cuma günü birlikte Nobel Barış Ödülü’nü kazandılar. Komite böylelikle, çok uzun zamandır kanayan bir yüz karasına, en acı ve en aşağılık savaş suçuna karşı ses vermiş oldu.
Nadia Murad, 3 Ağustos 2014’te, Irak-Suriye sınırındaki köyü Sincar (Müslüman olmayan Kürt kökenli bir azınlık olan Ezidilerin yaşadığı dağlık bölge, LM) IŞİD tarafından ele geçirildiğinde 21 yaşındaydı. Erkekler katledilir, kadınlar kaçırılırken, Nadia Murad da kendisi gibi binlerce Ezidi kadın gibi, para karşılığında satıldı, köleleştirildi, tecavüze uğradı, işkence gördü; ta ki bir gün, kaçıp kendini kurtarana kadar.
Daha sonra Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde yapacağı konuşmada IŞİD’i kastederek “Onlar benden ne kadar yararlandılarsa, ben de onlardan o kadar yararlandım” diyecekti: “Ben şanslıydım, hayatta kaldım.”
Bu genç kadın, özgürlüğüne kavuşmasının hemen ardından, IŞİD tarafından katledilen annesinin ve altı kardeşinin yasıyla ve tecavüzün dile dökülemeyen acısıyla baş etmeye çalışırken, tüm dünya önünde tanık olmaya işte böyle karar verdi. 2016 yılında, insan ticareti mağdurlarının sorunlarıyla ilgilenmek üzere BM İyiniyet Elçisi oldu.

Denis Mukwege (ortada beyaz gömlekli)

63 yaşındaki Denis Mukwege, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusundaki Güney Kivu eyaletinde doğdu, aldığı burs sayesinde öğrenimini jinekoloji alanında, Fransa’da tamamladı. Kongo’ya döndüğünde, iç savaşın kasıp kavurduğu Bukavu şehrinde, tecavüz kurbanlarını ücretsiz olarak tedavi etmek üzere bir hastane kurdu. Kurbanların maruz kaldığı genital sakatlanmalar onu dehşete düşürdü. Kadınların, genç kızların, hatta küçük kız çocuklarının uğradığı fiziksel ve psikolojik çöküntüye tanıklık etti. Plastik cerrahide yeni onarım yöntemleri geliştirdi, “kadın bedeni üzerinde yürütülen savaş”a karşı o, 50 bin kadını ameliyat etti. Joseph Kabila’nın rejimine karşı neredeyse tek başına mücadele verdi ve dünya kamuoyunu harekete geçirmek için canla başla çalıştı.

Bir savaş silahı olarak tecavüz

Nadia Murad ve Denis Mukwege, her ikisi de kendi yöntemleriyle, aynı cesaretle, aynı mücadeleyi verdi: Tecavüzün, silahlı çatışmaların kaçınılmaz bir yan ürünü değil, olmazsa olmaz bir savaş silahı olduğunu göstermek. İşte bu “savaş silahı” olma niteliği dolayısıyla Komite, ödülün Murad ve Mukwege’ye verilmesini uygun gördü.
Cinsel şiddet pratikleri, silahlı çatışmaların tarihi kadar eskiye uzanır: 2. Dünya Savaşı’nda, Yugoslavya’da ve Ruanda’da kullanılmış olan bu onur kırıcı, aşağılayıcı silah, bugün Suriye’de ve Birmanya’da kullanılmakta; ancak kendisini çevreleyen sessizlik, failleri hep korudu ve korumaya devam ediyor. Bu sessizlik, ayrıca, silahlı güçlerin kendi içinde tecavüze karşı pratikler geliştirmesine de engel oluyor. Ödül, işte bu sessizliğin bozulmasına katkı olacak.

Nobel ödülünün verilmesi, Batı dünyasında cinsel şiddete karşı başlatılan #metoo hareketinin doğumunun yıldönümüne rastladı. Her ne kadar #metoo’yu tetikleyen nedenler, kadınların savaşta yaşadığı dehşetle mukayese edildiğinde pek önemsizmiş gibi görünse de, bu yaklaşım doğru değil; zira bu alanda verilecek mücadelenin büyüğü küçüğü olmaz. Medeniyetimiz, ne bireysel ne de toplu cinsel şiddeti kabul edebilir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.