Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yemen’de koalisyon güçlerinin Hudeyde liman şehrine saldırısı büyük bir insani yıkıma sebep olabilir

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliği liderliğindeki koalisyon güçlerinin 2015’ten beri hava saldırıları düzenlediği Yemen’deki iç savaş süreci için ateşkes ve diyalog çağrıları sürerken, koalisyon güçleri geçen hafta, Yemen’in Hudeyde kentini almak için operasyon başlattı.

Yemen’de savaşı bitirmeye evrilebilecek bir ateşkes ihtimali önce ABD Savunma Bakanı James Mattis, ardından Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tarafından dile getirildi.  Mattis, bir ay içerisinde iç savaşın taraflarını diyalog ve müzakere masasına davet ederken, Pompeo ise ateşkes çağrısında bulundu. Aden’deki hükümet diyalog çağrısına olumlu bakarken, Husi güçleri ateşkesin yapılabilmesi için taleplerine uygun somut adımlar atılması gerektiğini ifade etti. 2016’da Kuveyt’te gerçekleştirilmeye çalışılan müzakere süreci olumlu sonuçlanmamıştı. Husi güçlerinin Cenevre’de yapılması planlanan müzakere toplantılarına güvenlik sebebiyle katılmayacağını açıklamasıyla da diyalog süreci kesintiye uğramıştı.

İç savaşın taraflarının son olarak 6 Eylül 2018 tarihinde Cenevre’de diyalog sürecine girmesine rağmen 14 Eylül’de koalisyon güçleri Yemen’de yeniden taarruza geçti. 2 Kasım’da ise başkent Sana’ya yapılan hava saldırısının sebebinin Hudeyde kentinin ele geçirilmesi olduğu belirtiliyor.

The Guardian’da yer verildiği üzere, Hudeyde’de yaşayan Baseem al-Janani, “şu anda yaşanan çatışmaların tamamen delilik olduğunu” ifade ediyor ve insanların dışarıdaki bombardıman sebebiyle evlerinde saatlerce mahsur kaldıklarını ve hatta evlerin bile güvenli olmadığını sözlerine ekliyor. Yemen’de sivillerin yaşadığı alanlara koalisyon güçleri tarafından geçtiğimiz birkaç günde yüzden fazla hava saldırısı yapıldı. Hudeyde’deki “Çocukları Kurtarmak” çalışanlarına göre, ekim ayının ilk haftası boyunca yapılan hava saldırılarının beş katı kadar hava saldırısı gerçekleştirildi.

Haberde iddia edildiği üzere, Birleşmiş Milletler’in çağrısıyla Cenevre’de ateşkes ve barış görüşmelerinin yeniden toplanmasının yarattığı umutla, kasım sonunda çatışmaların biteceği düşüncesinde olan hükümet yanlısı milisler o tarihe kadar mümkün olduğunca geniş alanda kontrolü sağlamayı istiyor.

Koalisyon güçleri şehrin güneyindeki banliyölerdeki çıkmaz konumlarından ayrılarak Husi güçlerin kontrol ettiği alanın merkezine doğru yavaş yavaş ilerliyor. Hudeyde’de insani durum oldukça vahim. The Guardian’a açıklamalarda bulunan Janani, zaten yeterince hastanenin olmadığını söyledi, hastaların ve hastane çalışanlarının hava saldırılarının hedefi olma korkusuyla yaşadığını da sözlerine ekledi.

Hudeyde’ye saldırının anlamı ve Hudeyde’nin önemi

Hudeyde Yemen’in batısında ve Kızıldeniz’e kıyısı olan, Yemen ticareti açısından kritik önemde bir liman kenti. 2015’ten beri devam eden iç savaş sürecinde de insani yardımın yüzde 70’i  Hudeyde’den ülkeye yayılıyor ve Yemen’in kuzeyinin yiyecek ihtiyacının neredeyse tamamı yine Hudeyde üzerinden karşılanıyor. Hudeyde’de yaşanan hava saldırıları bu sebeple de kritik önemde; çünkü Yemen’de iç savaş sürecinde ağırlaşan kıtlık ve bulaşıcı hastalıkların yayılması sorunları mevcut. Hudeyde 2015 öncesinde de ülkenin önemli ticaret limanlarından biriydi.

Koalisyon güçleri Hudeyde’yi almanın Husi güçlerini başkent Sana’dan çıkarmak ve savaşın bitmesi için bir adım olacağını düşünüyor. Buradaki sorun BM ve yardım ajanslarının uyardığı üzere, birkaç defa ertelenen topyekûn bir saldırının liman tesislerine zarar vermesi ve bunun kıtlığın da yoğun bir biçimde yaşandığı ülke genelinde katastrofik bir çileye dönüşmesi.

Yemenli analist Hisham al-Omeisy “Biz her zaman Hudeyde’nin kırmızı çizgi olduğunu düşündük. Uluslararası toplum her zaman buraya müdahaleye karşıydı; fakat koalisyon bunun tersi noktasında olduğunu gösteriyor ve bu Husileri korkutmalı” diyor.

Bugüne kadar Yemen’de kent savaşından uzak durulmuştu. Yarısından fazlasının çocuklardan oluştuğu 600 binden fazla kişinin yaşadığı Hudeyde şehri sakinleri, şehrin koalisyon güçleri tarafından geri alınması amacıyla sokaklarda çatışmaların olması ihtimalinden endişe duyuyor.

Haberde belirtildiği gibi, süreç Husilerin müzakere masasına gelmesinin zor olduğunu gösteriyor. Geçen yaz Hudeyde limanının BM koruması altına alınması fikri de bölgedeki hâkimiyetlerini kaybetme endişesi içerisinde olan Husi güçleri tarafından kabul edilmemişti.

                            Husilere karşı savaşan Yemen hükümet güçleri.

Yemen’deki iç savaşın tarihsel süreci

2011 yılında Ali Abdullah Salih’in 33 yıllık iktidarına karşı ayaklanmalar başladı. Protestoların devam etmesi sonucunda Salih, Şubat 2012’de koltuğunu yardımcısı Abdurabbu Mansur el Hadi’ye bıraktı. Salih’in yerine, 2012 yılında Mansur el Hadi seçildi ancak istikrarı sağlayamadı. Bir rakibi olmadan girdiği seçimlerde devlet başkanı seçilen Mansur el Hadi de, Salih gibi Husiler tarafından benimsenmedi.

2011 sonrası süreçte Yemen’in kuzeyinde bulunan ve Sünni yönetime karşı ayaklanan Husi güçleri ülkenin geniş kısmını hâkimiyeti altına aldı ve ülkenin doğusunda bulunan Sünni aşiretler ve El-Kaide güçleri ile çatıştı. 2015 yılında Husi militanlarının Yemen’in batısındaki Aden şehrine ilerleyişinin hızlanmasıyla Devlet Başkanı Mansur el Hadi’nin Suudi Arabistan’a kaçmasıyla, Riyad yönetiminin öncülük ettiği uluslararası koalisyon güçleri, Mart 2015’te bölgede hava saldırılarına başladı.

2017’de Husiler, Suudi Arabistan’a yaklaşmakla suçladıkları Ali Abdullah Salih’i öldürdü. Mansur el Hadi bunun üzerine başkent Sana’yı Husilerden geri almak için operasyon başlattı. Husiler de balistik füzelerle Suudi Arabistan’ı havadan vurma girişimlerinde bulundu. En son Kasım 2017’deki füze saldırısı Riyad’ı hedef almış, Suudi Arabistan bunun üzerine Yemen sınırlarını kapatıp ülkeyi ablukaya almıştı.

2018’in başında ülkenin güneyindeki ayrılıkçılar hükümetin merkezi Aden’i almak için isyan başlattı. Ocak 2018’de, Yemen’in güneyinde kurulan ve kendilerine Güney Geçici Konseyi adını veren grup, geçici hükümetin bulunduğu bina dahil olmak üzere, Aden kentini ve limanları kontrol altına aldı. Yemen Devlet Başkanı el Hadi yaşananları darbe olarak nitelendirdi.

Yemen’de savaşan tarafların destekleyicilerinin Suudi Arabistan ve ithamları reddetmekle birlikte İran olması da savaşı adeta bir vekâlet savaşına dönüştürmüş ve şiddeti tırmandırmış durumda.

Husiler kimdir?

Yemen’de Şii Husi’ler nüfusun yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor. Husiler, adı daha çok ülkenin Zeydi Şii nüfusuyla anılan Ensarullah (Allah’ın Yardımcıları) grubunun bilinen diğer adı. Kökleri Zeydi mezhebine dayanan ve 1990’larda Güney ile Kuzey Yemen’in birleşmesinden bu yana ülkede faaliyet gösteren dini-siyasi grup, kurucu liderleri Hüseyin Bedrettin El Husi’nin adına referansla Husiler ismiyle anılıyor.

Husiler, 2004’te Ali Abdullah Salih’e karşı yönetimde daha fazla hak isteğiyle ayaklandı. 2004-2011 arasında da Husiler birçok kez yönetimle karşı karşıya geldi. Husiler, 2011 yılındaki rejim karşıtı ayaklanmalarda da ön plandaydı.

 

 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.