Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau Yahudilerden özür diledi

Washington Post’un haberine göre, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, geçen çarşamba günü Meclis’te yaptığı uzun bir konuşmada, Kanada’nın 1939 yılında 900’den fazla Yahudiyi taşıyan M.S. St. Louis gemisini geri çevirmesi nedeniyle özür diledi.

Pittsburgh’daki Yaşam Ağacı Sinagogu’ndaki katliamdan bir hafta sonra gelen konuşmada Trudeau, “Bugün, Kanada’nın geri çevirdiği Yahudi mültecilere çok gecikmiş bir özrü dilemek için Meclis’te bulunmaktayım. Antisemitizmimizi, duyarsızlığımızı, kinimizi gizlemek için yasaları kullandık. Kanada’nın cevabındaki umursamazlık için özür diliyoruz. Ve bu özrümüzü bu kadar geciktirdiğimiz için de özür diliyoruz” dedi.

Göreve başladığından beri Trudeau pek çok defa belli konular üzerine özür açıklamalarında bulundu, hatta kimileri Başbakan’ı “çok fazla özür dilemekle” suçladı. Muhalifler özrün ne işe yaradığını, bundan kimin yarar gördüğünü ve özür dilemenin yeterli olup olmadığını sorguluyor.

Ancak, ABD tarihinde Yahudilere karşı gerçekleştirilen en büyük saldırıdan sonra, antisemitizmin ve komplo teorilerinin yayıldığı bir zamanda gelen bu özür manidar.

Simon Wiesenthal’in Dostları Holokost Araştırmaları Merkezi’nden Avi Benlolo, Trudeau’nun konuşmasını “gayet etkileyici ve anlamlı bulduğunu” söylüyor: “Bilhassa güncel antisemitizme dikkat çekmesini memnuniyetle karşıladık.”

Trudeau, Kanada’da nefret suçlarının yüzde 17’sinin Yahudileri hedef aldığını ekledi: “Hâlâ Holokost inkarcıları var. Antisemitizm hâlâ çok yaygın. Yahudi mahalleleri ve kuruluşlarına hâlâ svastikalar (gamalı haç) çiziliyor.”

 

Justin Trudeau, geminin hayatta kalan tek Kanadalı yolcusu Ana Maria Gordon ile beraber.

M.S. St. Louis gemisinin hikâyesi kendisini göçmenler için bir sığınak olarak gösteren Kanada için hâlâ bir utanç kaynağı. Mayıs 1939’da, İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasından sadece birkaç ay önce 1000 yolcusunun 907’si Yahudi olan gemi, önce Küba’ya gitti fakat kabul edilmedi. ABD’nin de göçmenlere sırtını dönmesiyle gemi rotasını Kanada’ya çevirdi. Geminin Halifax açıklarında görülmesiyle Kanada hükümeti, mültecilere yardım etmemeye karar verdi. Gemi Avrupa’ya geri gönderildi. Gemideki göçmenlerden 254’ü, Holokost sırasında katledildi.

“Özür ailemi bana geri verir mi?”

Yahudi toplumundan bazı sesler ise bu kadar geç kalmış bir özrün hiçbir önem taşımadığını düşünüyor. Canadian Jewish News yazarı ve Toronto York Üniversitesi’nde emeritus profesör olan Sally Zerker, geçen yıl Trudeau’dan gelecek bir özrün “anlamsız” olacağını söylemişti. Geri çevrilen gemide akrabaları bulunan Zerker şunları yazmıştı: “[Özür dilemek] ne ailemi bana geri verecek ne de bir teselli. Onun yerine, 1970’lere kadar Kanada’da endemik olan ve Nazilerden kaçan Yahudileri kurtarmak için hiçbir şey yapmayan bir hükümeti aklayacak.”

Konuşmadan hemen sonra, Yahudi kuruluşu B’nai Brith’in yöneticisi Michael Mostyn, Trudeau hükümetinin, antisemitizme karşı mücadele etmek ve sinagoglar da dahil olmak üzere Yahudi kuruluşlarına güvelik sağlamak amacıyla ulusal bir eylem planı geliştirmesi gerektiğini yazdı: “Yahudi toplumu, gelecekte başka bir özre gerek kalmaması için hükümetin kararlı ve planlı bir biçimde, yükselen antisemitizm dalgasını durdurmak için harekete geçmesine ihtiyaç duymaktadır.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.