New York Times’ın haberine göre, 1946 yılında hükümet karşıtı protestolara katıldığı için sürgün edilen Haitili fotoğrafçı Gérald Bloncourt, 91 yaşında hayata veda etti. Eserlerinin ana teması toplumsal adalet olan ve Haiti’yi terk ettikten sonra Paris’e yerleşen fotoğrafçı, sanatını göçmenlerin ve fabrika işçilerinin insani yanlarını göstermeye adamıştı.
Bloncourt’un ezilen insanların haysiyetini yansıtmaya olan tutkusu, Antonio de Oliviera Salazar diktatörlüğünden Paris’e kaçan Portekizli göçmenlerde vücut buldu. Birkaç yıl boyunca göçmen işçileri köylerinden Paris’in dış mahallelerine kadar takibe alan Bloncourt’un fotoğrafları, göçmenlerin arayışının yabancı bir ülkede karşılaşılan zorluklarla sonuçlanmasını bütün çıplaklığıyla göz önüne seriyor.
Bloncourt’un Portekizli göçmenler üzerine çalışmaları 1974 yılında, Portekiz’de faşist rejimi sona erdiren Karanfil Devrimi sırasında zirve yapmıştı.
Bloncourt bloğunda, devrim henüz tazeyken Lizbon’a varmanın heyecanını şöyle anlatıyor: “Her şey fotoğraflıktı! Kahkaha, gözyaşı, çiçeklerle doldurulmuş silahlar, yeni serbest bırakılmış mahkûmların buluşması!”
Bloncourt 1926’da, Haiti ABD işgali atındayken dünyaya geldi. Bloncourt işgal üzerine hatırladıklarını anlatırken “Amerikalılar, hangi toplumsal gruptan gelirlerse gelsinler, tüm Haitilileri hakir görüyorlardı” demişti.
1940’larda resim yapmaya başlayan Bloncourt henüz 17 yaşındayken, birkaç kişiyle birlikte yerel sanatçılara eğitim veren ve sergiler açan Haiti Sanat Merkezi’ni kurdu.
Fakat 1945 yılı onun hayatı için bir dönüm noktası oldu. Sıkı bir Marksist olan Bloncourt önce tıp fakültesine girdi, fakat doktor olmak için değil. Bloncourt’un asıl niyeti sanatı için insan anatomisini tanımaktı. Diğer öğrencilerle ve iş arkadaşlarıyla, o zamanki Haiti Devlet Başkanı Élie Lescot’yu devirmek amacıyla La Ruche adında bir gazete çıkarmaya başladı. Ancak gazete hükümet tarafından kapatıldı ve Lescot bir askeri darbeyle indirildi. Protestolardaki rolünden ötürü Bloncourt, Dominik Cumhuriyeti başkenti Santo Domingo’ya giden bir uçağa bindirilerek sürgün edildi. Sonra da Fransa’ya bağlı Martinique adası üzerinden, yeni bir hayata başlamak için Paris’e yelken açtı.
Paris’te Fransız gazetelerinde çalıştığı sırada, 1968’de Renault işçilerinin grevinden Batı Sahra’da Polisario Cephesi ile Fas ordusu arasındaki çatışmalara kadar çeşitli olayları fotoğrafladı.
Bloncourt’un ünü gittikçe artsa da Haiti aklından hiç çıkmadı. Haiti diktatörü Jean-Claude Duvalier Fransa’ya kaçtığı 1986’da, uzun yıllar sonra ülkesine döndü. Zalimliğiyle ünlü Duvalier’nin Haiti’ye iade edilip yargılanmasını amaçlayan ve 1986’da kurulan grubun üyeleri arasında Bloncourt da vardı.
Bloncourt’un iki erkek kardeşi de İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransız direnişine katılıp Almanlar tarafından öldürülmüştü.
Bloncourt’un bloguna şu linkten erişebilirsiniz: http://bloncourt2.over-blog. com/2014/07/l-immigration- portugaise.html