Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Adalet yayı Şilili efsanevi müzisyen Victor Jara’nın katilleri için geriliyor

Şilili efsanevi folk şarkıcısı Victor Jara, General Augusto Pinochet liderliğinde gerçekleştirilen 1973 darbesinden birkaç gün sonra siyasi görüşlerinden ötürü katledildi. New York Times’ta Clyde Haberman’ın kaleme aldığı habere göre, Jara’nın katillerini ortaya çıkarma arayışı devam ederken dava Florida’da bir mahkemeye kadar ulaştı.

Gitarım zenginler için değil

Ne de onlara benzeyenler için

Benim gitarım yıldızlara ulaşmak için

Kurduğumuz merdivenlerden.

Bu sözler şarkılarının ana temaları yoksulluk ve adaletsizlik olan Victor Jara’nın en ünlü şarkılarından birinden, Manifiesto’dan. Şair, öğretmen, tiyatro direktörü ve Komünist Parti üyesi olması Jara’nın 40 yaşındayken zalimce katledilmesi için yeterli bir sebepti.

Manifiesto:

Kimi zaman Güney Amerika’nın Bob Dylan’ı olarak adlandırılan Jara, askeri rejimin en erken ve en ünlü kurbanlarından. General Pinochet liderliğinde, seçilmiş Salvador Allende hükümetine karşı yapılan 1973 darbesi, Şili’ye 17 yıl sürecek askeri diktatörlük rejimini getirdi. Pinochet rejimi 17 yılda arkasında 2 bin 300 ölü ya da “kayıp” bıraktı. Öldürüldüğü sanılan bin kadar insanın ise akıbeti bilinmiyor. En az 27 bin kişi ise işkenceye uğradı.

Jara’nın hatırası Şili’de hâlâ canlı. Geçenlerde Şilili bir hâkim, Martin Luther King’in şu ünlü sözündeki coşkuyu doğrular nitelikte bir karar aldı: “Ahlaki evrenin yayı uzundur, ama adalete meyleder.”

Yay, 45 sene boyunca gerildi. Ama dört ay önce Şilili hâkim Miguel Vázquez, sekiz emekli subayın her birini Victor Jara ve eski hapishane müdürlerinden Littré Quiroga Carvajal cinayeti sebebiyle 15 yıl hapse mahkûm etti. Bir diğer subay ise cinayeti gizlemekten 5 yıl hüküm giydi.

Ve Florida’da ABD’ye sığınan başka bir eski subay, Jara ailesinin açtığı davada sorumlu bulunup aileye 28 milyon dolar ödemeye mahkûm edildi. Şili’de bir mahkeme Pedro Pablo Barrientos Nuñez ismindeki subayın ülkeye iadesini talep etse de süreç halen sonuçlanmadı. Barrientos Nuñez ise masum olduğunu ve siyasi bir kampanyada hedef gösterildiğini savunuyor.

Belki de adalet yayının hâlâ gerilmesi gerekiyordur.

Victor Jara fakir bir ailede büyüdü ve 15 yaşından itibaren kendi hayatını kazanmaya başladı. Bir dönem rahiplik okullarında okudu, ancak onu sol düşünceye yönlendiren politik bir uyanışla birlikte dine ilgisini kaybetti. Tiyatro ve müziğe yöneldi, 60 ve 70’li yıllarda Latin Amerika’yı kasıp kavuran ve Latin Amerika halk müziğini siyasi ve sosyal temalarla harmanlayan nueva canción (“yeni türkü”) müzik hareketinin parçası haline geldi.

Aktivizmi, popülerliği ve Allende hükümetine ateşli desteği, Jara’yı 11 Eylül 1973’te darbeyle başa gelen ordu için bir hedef haline getirdi. Ertesi gün askerler, Santiago’da Jara’nın tiyatro eğitimi verdiği Devlet Teknik Üniversitesi’nde öğrencileri ve profesörleri topluca tutukladı. O ve diğer yüzlerce kişi (ismi 2003 yılında Víctor Jara Stadyumu olarak değiştirilen) Şili Ulusal Stadyumu’na götürüldü.

Yüzü kolayca tanınan Jara hemen stadyumun iç kısmına alınarak işkenceye uğradı. Askerler tüfek kabzalarıyla Jara’nın parmaklarını kırdılar ve dalga geçerek ona bir daha hiçbir zaman gitar çalamayacağını söylediler.

Florida’daki mahkemede tanık ifadelerine göre pek çok tanık, Teğmen Barrientos’un stadyumdaki komutanlardan biri olduğunu ve Jara oradayken emirler verdiğini doğruladı. Jara stadyuma getirildikten birkaç gün sonra sanatçının cesedi, Santiago mezarlığı yakınında terk edilmiş bir halde bulundu. Eşi Britanya doğumlu dans öğretmeni Joan, Jara’nın cesedini alıp gömdü. Sonra kız kardeşleri Amanda ve Manuela ile Britanya’ya döndü ve on yıllar boyunca Şili’ye dönmedi.

91 yaşındaki Joan Jara, Victor Jara üzerine bir belgesel hazırlayan Retro Report’tan Sean Mattison’a şöyle dedi: “Ben şanslı olanlardan biriyim. Burada, Şili’de pek çok insan, pek çok aile hala sevdiklerinin akıbetini bilmiyor. En kötüsü de bu.”

Öldürüldükten sonra Victor Jara, dünyanın farklı yerlerinden çok sayıda sanatçı için ikonik bir figür haline geldi. Ömrü en ünlü şarkısı Manifiesto’yu konserlerde söylemeye yetmeyen Jara’nın bu şarkısı 2013’te, darbenin kırkıncı yılında Bruce Springsteen tarafından Santiago konserinde yorumlandı.

Ünlü rock grubu U2, “One Tree Hill” adlı şarkısında Jara’ya göndermeler içeren şu dizelere yer verdi:

Jara söyledi, şarkısı bir silah

Aşkın ellerinde

Bilirsiniz kanının çığlıkları

Hâlâ topraktan duyulur.

Şimdi, saçları ağarmış adamlar cinayetteki rollerinden ötürü hapse gönderiliyor. Akıllarda kalan soru ise Barrientos’un onlardan biri olup olmayacağı. Askeri diktatörlük sona ermeden bir yıl önce, 1989’da Şili’yi terk edip 2010’da evlilik sonucu ABD vatandaşı olan Barrientos, Deltona’da iki odalı, mütevazı bir evde yaşıyor. Mattison’a konuşan emekli subay şunları söylüyor: “Buraya Amerikan rüyası için geldim ve bu kâbus başlayana dek onu yaşadım.”

Belki de Barrientos, Jakiw Palij ismini aklında tutmak ister.

Ukrayna’da doğan Palij, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’ye gitti ve 1957’de vatandaş oldu. Queens şehrinde sakin bir hayat sürerken yıllar sonra Palij’in göçmenlik başvurusunda yalan söylediği ortaya çıktı. Palij aslında, işgal altındaki Polonya’da bir Nazi kampında gardiyanlık yapmıştı. 2003 yılında Palij’in vatandaşlığı elinden alındı ve bu yıl ağustos ayında Almanya’ya gönderildi.

Şimdi 95 yaşında olan Palij’in hikayesi, Barrientos’a bir ders olmalı: Yaşlı olmak ahlaki evrenin yayına karşı bir koruma değildir:

Şarkım fani övgüler için değil

Ne de şöhret kazanmak için

Şarkım dünyanın dibine doğru uzanan

Bu incecik ülke için.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.