Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Ağır çekim bir felaketin içindeyiz”: Chávez’in ilk kez seçilmesinden 20 yıl sonra Venezüela

Venezüela’daki çöküşü anlamak için The Guardian gazetesi, Hugo Chávez’in dönüştürmeyi hayal ettiği ülke Venezüela’ya seyahat etti ve yorumlarını paylaştı.

Simón Bolívar Uluslararası Havalimanı’nın tuvaletleri sidikten taşmış, musluklar ise kupkuru. Dış hatlar gidiş kısmında ülkelerine bir daha ne zaman döneceklerini bilmeyen ağlayan yolcular, sürgüne hazırlanıyor.

Gümrükte x-ray cihazı üzerindeki yazı yolcuları “Burada Chávez hakkında kötü konuşamazsınız” diye uyarıyor.

Fakat havalimanından çıkmadan önce dahi, havalimanının asansörleri gibi Chávez’in Bolivarcı devriminin de nasıl durduğunu anlayabiliyorsunuz.

                                            Portugesa eyaletinde atıl otobüsler mezarlığı.

6 Kasım 1998’de Hugo Chávez, toplumsal adalet ve halkın gücünün egemen olduğu yeni bir dönem vaat etmişti. Kıl payı kazandığı seçimlerden sonra solcu lider destekçilerine “Venezüela yeniden diriliyor ve hiç kimse, hiçbir şey bunu durduramayacak” diye seslenmişti.

20 yıl sonra bu hayaller, hayal kırıklığına dönüştü.

Comandante artık hayatta değil ve bir zamanlar Latin Amerika’nın en müreffeh ülkelerinden biri olan Venezüela ekonomik, siyasi ve toplumsal kaos içinde. 31 milyonluk Venezüela nüfusunun yüzde 10’u yurtdışına kaçtı ve kalanların yüzde 90’ı, yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Caracas’ta Comandante’nin ilk mitingini yaptığı yere giden yolda muhabirler, karizmatik popülist liderin hâlâ fakirlerin bir kahramanı olarak kutlandığını ve sevgi gördüğünü, ayrıca Venezüelalılar’ın hayatı felç edip ülkelerini gasp eden ekonomik kasırgayla kararlılıkla mücadele ettiklerini gözlemledi.

Ama vatandaşlarının en temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve modern Latin Amerika tarihinde eşi görülmemiş bir insani krizi görmezden gelen hükümete karşı insanların öfkeli olduğu da, yoksulluk, açlık ve endişe kadar gerçek.

                                             Chávez 2006’da bir mitingde.

Doktor Alberto Paniz-Mondolfi “İnsanlar Venezüela’da neler olduğunu anlamıyor çünkü anlamak çok zor. Kızgın değilim, çok üzgünüm. Çünkü bu noktaya kadar gelmek zorunda değildik. Ülkeyi ölüme bıraktılar ve bu yürek parçalayıcı” diyor.

“Bu kargaşa bir gün patlayacak”

Chávez’in ülkenin yeniden dirilişini ilan etmesinden 20 yıl sonra, başkentteki pankartlar “Birlikte her şey mümkün” dese de şehirde kasvetli bir hava hüküm sürüyor.

Geceleyin şehir bir felaket bölgesi gibi görünüyor: Issız, terk edilmiş, arabasız sokaklar, kırık sokak lambaları ve elektrik kesintileri yüzünden kapkaranlık. Açlıktan kıvranan insanlar çöplerde yiyecek arıyorlar.

Caracas’lı yazar Ana Teresa Torres “Ağır çekim bir felaket içindeymişiz gibi hissediyorum” dedikten sonra sözlerini “yapacak bir şeyin olmamasına rağmen bir binanın yıkılmasını izliyormuşsun gibi” diye sürdürüyor.

Kendisini bir devrimci olarak gören ve masasında Fidel Castro’nun hatıraları duran 50 yaşındaki devlet memuru Gilda González “Burada gördüğünüz her şey Comandante sayesinde yapıldı ve Devlet Başkanımız Nicolas Maduro, işe devam etmek için çok çalışıyor” diye konuşuyor. González ayrıca, ABD’nin baskılarına karşı direnmekte kararlı olduklarını da ekliyor.

Fakat Venezüela harabeye döndükçe eski sıkı rejim yanlıları inançlarını kaybetmeye başlıyor. Chávezci Pedro García, Chávez’in mirasçılarının ülkeyi bir iç çatışma ve hırsızlık uçurumuna sürüklediğini söylüyor ve dediklerini desteklemek için Chávez’in eski Hazine müdürünün ABD’de, milyarlarca dolar rüşvet almaktan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığını hatırlatıyor. Maduro yönetimi altındaki Venezuela’yı bir düdüklü tencereye benzeten García, “Bu kargaşa bir gün patlayacak” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

“Bu parayla 1 kilo peynir dahi alamazsınız”

Chávez 2006’da Tinaquillo şehrine ziyaretinde tekstil endüstrisini destekleyerek, ihracat gelirlerinin yüzde 95’i petrolden gelen ülkenin petrole bağımlılığını azaltmayı vaat etmişti. Fakat bu planların hepsi başarısızlıkla sonuçlandı. Geçen ayki IMF verilerine göre Venezüela ekonomisi yüzde 15,7 küçüldü ve enflasyon yüzde 860’a ulaştı. Uzmanlar gerçek durumun çok daha kötü olduğu fikrinde.

Dünyanın en büyük petrol rezervlerini yöneten devlete ait petrol şirketi PDVSA’dan maaşlarını alamayan işçiler bir petrol istasyonunun yanında eylem yapıyorlar.

Emekli öğretmen Juan Carlos Guevara’nın eşi Glenda, 15 akrabası ile Peru’ya gitmiş ve oradan ayda 1,8 dolara tekabül eden emekli maaşıyla geçinmeye alışan eşine para yolluyormuş. Guevara “Bu parayla 1 kilo peynir dahi alamazsınız” diyor.

Venezüelalı yetkililer ise ülkedeki kıtlığı reddedip, göçmenlere dair haberlerin yalan olduğunu iddia ediyor. Karısı ve altı çocuğuyla birlikte bir kulübede yaşayan Ivan Henriquez ise onların “paralel bir evrende yaşadıklarını” söylüyor.

Ülkedeki kriz derinleştikçe o da diğer milyonlarca Venezüelalı gibi evine ekmek götürememeye başlamış. Kilerindeki yarım çuval mısırı ve bir poşet kasavayı göstererek, “Önceden 70 kiloydum, şimdi 50 kilonun altına düştüm” diyor ve sesini alçaltarak şunları ekliyor: “Burada pek çok insan açlıktan ölüyor… Çocuklar yetersiz beslenmeden ötürü ölüyorlar.”

                                             Ivan Henriquez ve ailesi.

Henriquez, erkek kardeşinin ayda bir Şili’den yolladığı 20 dolar sayesinde hayatta kaldıklarını söylüyor. Fakat IMF’nin gelecek yıl için yüzde 10 milyon enflasyon tahmini doğru çıkarsa, bu parayla geçinmek artık çok daha zor olacak.

Çiftçi ve muhalif militan 46 yaşındaki Rodolfo Palencia yiyecek, ilaç, gaz, petrol ve içme suyu kıtlığı yüzünden pek çok insanın Chávez’in mirasına yüz çevirdiğini söylüyor.

Militan olduğu kadar bir ozan da olan Palencia, Chavizmi taşlamak için Venezüela’nın geleneksel çalgılarından dört telli cuatro’suna uzanıyor ve söylemeye başlıyor: “[Chávez’in memleketi] Barinas şehrinde, senden af diliyorum Venezüela/ Çünkü biliyoruz ki felaket buradan başladı/ Ülkemi mahveden Comandante burada doğdu.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.