Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gönül Tol & Güney Yıldız: ABD’nin Suriye’den çekilmesi Türkiye’nin yararına mı?

Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü Türkiye Programı yöneticisi Gönül Tol ile Londra’da yaşayan gazeteci Güney Yıldız’ın birlikte kaleme aldıkları ve 12 Aralık 2018’de yayınlanan analizi Okan Yücel çevirdi.

ABD’nin Suriye politikası uzun zamandır ABD ve Türkiye arasındaki en önemli ihtilaf konularından biri. ABD’nin, Türkiye’nin varoluşsal bir tehdit olarak algıladığı YPG ile işbirliği içinde olması 2014 yılından beri iki NATO müttefikinin arasındaki ilişkiyi zehirliyor. Erdoğan Çarşamba günü yaptığı açıklamada “birkaç gün içinde” YPG’nin Fırat’ın doğusunda kontrol ettiği bölgelere operasyon gerçekleşebileceğini söylemişti. Türkiye geçtiğimiz iki yıl içinde Fırat’ın batısına operasyonlar düzenlese de doğusuna yönelik, biraz da ABD ile karşı karşıya gelmemek için, askerî bir adım atmamıştı. Ancak Erdoğan’ın son açıklamaları gösteriyor ki ABD’ye karşı olan sabrı tükenmeye başlamış durumda.

Türkiye, ABD ve YPG arasındaki bağı koparmak için çok uğraştı ama başarılı olamadı. Fırat’ın batısına yapılan harekâtlar da sorunu çözmeye yetmedi. Ankara için en iyi çözüm ABD’nin Suriye’den çekilmesi gibi görünüyor. Ankara’daki hükümet yanlısı çevreler ABD’nin bölgeden çekilmesinin Türkiye’nin güvenliği adına çok önemli bir kazanım olacağını iddia ediyorlar. Bu düşünceye göre ABD’nin bölgeden çekilmesiyle birlikte Kürtler, tam da Türkiye’nin istediği gibi daha kırılgan ve zayıf bir hale gelir (özerklik talepleri de dâhil). Ancak bu durum Ankara için daha çetrefilli başka sorunlar ortaya çıkartabilir.

İran faktörü

Türkiye, Suriye’de Kürt hareketine karşı bir ittifak geliştirmek için Rusya ve İran ile birlikte hareket ediyor. İran, Türkiye’nin Kürt özerkliği ile ilgili kaygılarını paylaşıyor ve bu bağlamda sahada da önemli bir rol oynuyor. İki ülke 2017’de Irak’taki referandumun da en ateşli muhalifleriydi. Rusya da Türkiye’nin Suriye’deki Kürt nüfuzunu engellemek için sarf ettiği çabalara İran gibi yaklaşıyor. Rejim üzerindeki büyük yaptırım gücünü kullanarak hava sahalarını kontrol ediyor. Şu ana kadar Türkiye, Rusya ve İran ile gerçekleştirdiği işbirliğinden istediğini aldı. Moskova, Türkiye’nin Suriye’deki Kürt hareketine karşı operasyonlarına yeşil ışık yakarken İran da bu operasyonlar esnasında gözünü başka yerlere çevirdi. Ankara iyi bir anlaşma elde ettiğini düşünüyor ve ABD’nin buradan çekilmesi de fazladan bir artı daha demek.

Hem İran’ın hem de Rusya’nın Türkiye’nin Suriye’deki politikalarıyla uyum içinde davranma isteği büyük ölçüde bölgedeki ABD varlığından kaynaklanıyor. Moskova ve Tahran, ABD’nin, petrolün bol olduğu Suriye’nin kuzeydoğusundaki hâkimiyetinden ve YPG ile olan işbirliğinden rahatsızlar. ABD’nin 2017 Aralığında yaptığı açıklamada yerel Kürt ve Arap unsurlarla birlikte Suriye’nin sınır güvenliği için genişletilmiş eğitim programına girişeceğini belirtmesi ABD’nin sahada kalmaya devam edeceğinin göstergesi olmasından dolayı İran ve Rusya tarafından hiç de hoş karşılanmamıştı. ABD’nin Suriye’de uzun dönem daha kalacak olması Rusya’yı, Kürtlere yönelik uygulayacağı strateji konusunda değişikliğe gitmeye zorladı. 

Afrin operasyonu

Rusya, Suriye’nin geleceği için federal bir yapıyı dillendiren ilk büyük güçtü. Şubat 2016’da Rusya Dışişleri Bakan Vekili Sergei Ryabkov, Suriye’nin federal bir devlet haline gelebileceğini ifade etmişti. Moskova aynı zamanda 2017 sonuna kadar Afrin’de YPG ile de işbirliği hâlindeydi. Rusya, Kürtlere ABD ile ittifaklarını sona erdirmeleri için baskı yaptıktan hemen sonra ABD’yi YPG’den ayrıştırmayacağını ilan ederek stratejisini değiştirdi. Türkiye’nin askerî müdahalesi başlamadan hemen önce Rusya YPG’den Afrin’i rejime bırakmasını istedi ve YPG ise bunu reddetti. Devamında ise buna cevap olarak Rusya Türkiye’nin operasyonuna yeşil ışık yaktı. 

Moskova, Türkiye’nin Afrin operasyonunun YPG ve ABD arasındaki işbirliğini zayıflatacağını ve Ankara ile Washington arasındaki ilişkilere yeni bir sorun daha ekleyeceğini umuyordu. ABD’nin Suriye’den çekilmesi halinde Moskova’nın Kürt karşıtı politikasına devam etmesi için çok az bir nedeni olacak ve büyük ihtimalle de orijinal pozisyonu olan federal Suriye’den yana taraf olma stratejisine geri dönecek ki bu da Türkiye için kâbus senaryosu anlamına gelir.

ABD’nin Suriye’den çekilmesi aynı zamanda Türkiye’nin Suriye’deki askerî varlığını da daha zor hale getirir. ABD’nin çekilmesinin ardından ne Suriye rejimi, ne Rusya ne de İran Türkiye’nin Suriye’de geniş sınırları kontrol eden askerî varlılığına tolerans gösterebilir. İran ve Suriye rejimi, Türkiye’nin Suriye’deki cihatçı gruplar ve ÖSO üzerindeki kontrolünden faydalanıyor olabilirler ancak Türkiye’nin Suriye’de bulunmasının bu ülkeler için en büyük avantajı, YPG’yi, Esad rejimi ile işbirliği yapmaya zorlamak için baskı altına almak ve ABD-YPG ortaklığını baltalamak.

İdlib sorunu

ABD’nin Suriye’ye müdahil olması Türkiye’ye aynı zamanda İdlib meselesinde de yardım etti. Türkiye uzun zamandır rejimin İdlib’e bir harekât düzenlemesinden çekiniyor. Çünkü bu hem muhalif cephe için büyük bir darbe olur ve Türkiye’nin elini zayıflatır, hem de Türkiye’ye doğru yeni ve büyük bir mülteci akını daha başlatır. ABD’nin perde arkasındaki çabaları Suriye’nin olası bir operasyonunu durdurdu ve Türkiye’ye anlaşma yapma fırsatı verdi.

Ankara her gün ABD’nin Suriye’deki askerî varlığından şikâyet etse de şu andaki durum Türkiye için daha avantajlı olabilir. ABD Suriye’de kaldığı müddetçe Türkiye Rusya ile ilişkilerinde daha güçlü kalacak. Suriye’deki kimyasal saldırıları takiben Birleşik Krallık, Fransa ve ABD tarafından başlatılan hava saldırıları tek başlarına belirleyici unsurlar değildi. Ancak bu saldırılar sonunda Rusya şunu anladı ki Batı’dan gelen saldırıları önlemek için yeterli gücü yok ve böyle bir ortamda yapılacak en akıllıca iş ABD ve NATO müttefiki Türkiye arasındaki çatlakların büyümesini sağlamak. Bu ise Türkiye’ye, ABD ve Rusya’yı birbirlerine karşı kullanma fırsatı sağladı. Şu andaki Suriye fotoğrafının alternatifleri ise on yıllardır Kürtleri Türkiye’ye karşı kullanmış Esad rejiminin kontrolü altına girmiş bir baş düşman veya Rusya’nın desteklediği bir Kürt özerkliği. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.