İtalya Ulusal Sağlık Enstitüsü (ISS) Başkanı Walter Ricciardi, hükümetin “bilim karşıtı” politikalarını gerekçe göstererek görevinden istifa ettiğini açıkladı.
Deutsche Welle’de yer alan habere göre Ricciardi, İtalya hükümetinin aşı karşıtı politikalarının halk sağlığını tehdit ettiğini söyledi. Ricciardi, dünya çapındaki bilimsel etkinliklere yönelik politik müdahaleler noktasında da uyarıda bulundu.
Geçen aralık ayında görevinden istifa edeceğini açıklayan Ricciardi, pazartesi günü yaptığı açıklamada istifasının arkasında halihazırdaki “popülist hükümet”teki bireylerin zenofobik (yabancı düşmanı) bakış açılarının ve bilim karşıtı pozisyonlarının yattığını belirtti.
İtalya’da Haziran 2018’den beri hükümette aşırı sağ Kuzey Ligi ve Beş Yıldız Hareketi koalisyonu bulunuyor. Haziran 2018’de, Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, ortak başbakan adayı hukuk profesörü Giuseppe Conte’ye hükümeti kurma görevini verdi.
Ricciardi: “Hükümet halk sağlığı için tehdit”
Corriere della Sera’ya verdiği röportajda Ricciardi, “Hükümet temsilcileri birçok konuda bilim dışı, açıkça söylemek gerekirse bilim karşıtı duruşları destekliyor” dedi.
ISS’de görevde bulunduğu 4.5 yıl içerisinde finansal yenilenme, yeniden organizasyon ve kurumun tekrar harekete geçirilmesi olmak üzere hedeflerine ulaştığını belirten Ricciardi, Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı ve Kuzey Ligi’nin lideri Matteo Salvini’ye yönelik eleştirilerde bulundu. Ricciardi “Şu açıktır ki Salvini bir baba olarak, ‘Çok fazla aşı var, onlar yararsız ve tehlikeli’ dediğinde, bu yalnızca bilimsel olmayan bir yaklaşım değildir, bu bilim karşıtıdır” diye konuştu.
İtalya Kuzey Ligi lideri ve İçişleri Bakanı Matteo Salvini
Hükümetin halk sağlığını tehdit ettiğini belirten Ricciardi yaptığı açıklamada ayrıca, “Göçmenlerin hastalık taşıdığının tekrarlanması temelsiz bir iddiadır” dedi.
Haberde belirtildiği üzere, Salvini aşılama gereksinimini gevşetmeye yönelik bir tavır takınıyor ve “enfeksiyon hastalıklarını göçmenler taşıyor” tarzında asılsız iddialarda bulunuyor.
Bilime politik alandan müdahale yapılmaması gerektiğini vurgulayan Ricciardi, “Bilimin bir yöntemi vardır ve politikacıların buna saygı duyması gerekir, tıpkı bilim insanlarının politika alanı için bilgileri en kullanışlı hale getirmeleri gerektiği gibi” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Hükümetin ilk icraatı zorunlu aşılamayı kaldırmak oldu
2017 yılında, dönemin merkez sol hükümeti okul çağındaki çocuklar için kızamık, tetanos ve çocuk felci olmak üzere 10 hastalığa karşı zorunlu aşılama uygulamasını getirmişti. Beş Yıldız Hareketi ve Kuzey Ligi’nden siyasetçiler ise, bunun tam aksine, zorunlu aşılamanın ilaç şirketlerinin çıkarına olduğunu belirtip, hiçbir dayanağı olmaksızın aşılamanın otizme sebep olduğu iddiasını ortaya attı. Ağustos 2018’de, aşırı sağcı Kuzey Ligi ile Beş Yıldız Hareketi’nden oluşan ve Haziran 2018’de kurulan koalisyon hükümetinin kontrolünde, İtalya parlamentosu üst meclisinden zorunlu aşı uygulamasını kaldıran bir yasa tasarısı geçirildi.
Aralık ayında, hükümete sağlık politikaları hususunda danışmanlık yapan bilimsel ve teknik uzmanlığa sahip kadronun tamamının işine son verilmesi, İtalyan bilim camiasını şoke etti.
“Popülist siyasetçilerin bilime karşıt tutumları paralellik gösteriyor”
Uluslararası alanda tanınan uzmanı olan Ricciardi, İtalyan hükümetinin politikaları ile ABD Başkanı Donald Trump’ın politikaları ve bilime şüphecilikle yaklaşan tavırları arasında paralellik olduğunu belirtiyor: “Tüm bu olanlar bana, Trump’ın Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne bundan böyle ‘kanıta dayalı’ terimini kullanmamaya yönelik yaptığı tavsiyeleri hatırlatıyor. Bu bilimle etkileşime girmekte büyük zorlukları olan popülistlerin yaklaşımıdır.”
Aralık 2017’de Trump yönetimi, Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi çalışanlarının “kanıta dayalı” ve “bilime dayalı” sözlerini kullanmalarını yasaklamıştı.
DSÖ: 2017’de kızamık virüsü yüzde 30 artış gösterdi
Deutsche Welle’de yer alan haberde belirtildiği üzere, Dünya Sağlık Örgütü’nün Kasım 2018’de uyarı niteliğinde yaptığı açıklamada, 2017 yılında aşının güvenilir olup olmamasıyla ilgili yanlış bilgilendirme sebebiyle kızamık virüsünün Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere dünya genelinde yüzde 30 oranında arttığı vurgulanıyor.
