Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenleri davasında gazetecilere ceza yağdı

Özgür Gündem gazetesine yönelik baskıya dikkat çekmek ve gazete ile dayanışmak için başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katıldıkları gerekçesiyle yargılanan gazetecilere ceza yağdı. Faruk Eren, Ertuğrul Mavioğlu, Celal Başlangıç, İhsan Çaralan, Fehim Işık, Öncü Akgül ve Celalettin Can’a 15’er ay hapis cezası verildi. Can’a verilen ceza dışında bütün cezalar ertelendi.

Özgür Gündem gazetesi hakkında yüzlerce soruşturma, dava ve para cezası olması nedeniyle 3 Mayıs 2016’da gazeteyle dayanışmak için Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası başlatıldı. 7 Ağustos 2016’ya kadar süren kampanyaya 56 gazeteci, yazar, avukat, hak savunucusu katıldı. 49 kişi hakkında terör örgütü propagandası suçundan dava açıldı. 20 kişiye hapis ve para cezası verildi. Gazete, 30 Ekim 2016’da Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen davada, aralarında gazeteci ve yazarların olduğu 13 kişi yargılanıyordu. Duruşmaya yalnızca sanık Faruk Eren, avukatları ve diğer sanıkların avukatları katıldı. Duruşmayı çok sayıda gazeteci izledi. İzleyiciler arasında HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da vardı.

Duruşma avukat Özcan Kılıç’ın sözleriyle başladı. Kılıç, yargılanan kişilerin gazetenin genel yayın yönetmeni olmadığını, gazeteyle dayanışmak için bir günlüğüne yayın yönetmeni olduklarını, gazeteyle bir hizmet sözleşmelerinin olmadığını söyledi. Gazetenin sorumlu yazı işleri müdürünün İnan Kızılkaya olduğunu ve bütün haberler nedeniyle yargılandığını anımsatan Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin yakın zamanlarda bu tip davalara emsal olacak kararlar verdiğini belirtti. Suç ve cezaların şahsiliği ilkesine de değinen Kılıç, bu davaların söz konusu ilkeyi ihlal ettiğini vurguladı.

Avukat Devrim Avcı da kampanyaya katılan kimi gazeteciler hakkında takipsizlik kararı verildiğini, kimine de dava açıldığını söyledi. Avcı, bu ayrımın neye göre yapıldığını sordu ve beraat kararı verilmesini talep etti. Avukat Yıldız İmrek de, dayanışma eyleminin ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna dikkat çekerek, eylemin basın özgürlüğünü savunmak için yapıldığını söyledi.

Avukat Rozerin Seda Kip ise, müvekkili Ertuğrul Mavioğlu’nun 35 yıldır gazeteci olduğunu anımsatarak, geçmişte Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılanıp beraat ettiğini söyledi.

Faruk Eren’in beyanı

Ardından söz hakkı Faruk Eren’e verildi. Eren, şunları söyledi:

“Ülkemizde basın ve ifade özgürlüğü uzun yıllardır ağır bir saldırı altında. Onlarca gazeteci sadece işlerini yaptıklarından dolayı hapishanelerde tutuluyor. Yüzlerce gazeteci hakkında sayısız dava var. Bu dava da onlardan biri.

Bu ülkenin basın tarihi büyük baskılar ve acılarla doludur. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Musa Anter, Hrant Dink bir çırpıda ismini saydığımız katledilmiş gazetecilerdir. Daha onlarcası var.

Özgür Gündem gazetesi bu ülkede en çok çalışanı katledilen gazetedir. Büyük baskılar görmüştür. Bundan üç yıl önce aynı baskıların benzerini yaşadı. Açılan davalarla boğulmak istendi. Bir grup gazeteci, aydın, sanatçı ve bilim insanı bu durumu protesto etmek, basın ve ifade özgürlüğünü korumak için birer günlüğüne nöbetçi genel yayın yönetmeni oldu.

30 yıldır gazeteciyim. Aynı zamanda gazetecilerin, yayınevi çalışanlarının, matbaa işçilerinin örgütlü olduğu DİSK Basın-İş Sendikasının genel başkanıyım. Eğer Özgür Gündem’i koruyamazsak, basın ve ifade özgürlüğünü savunamayacağımızı biliyordum. Bu nedenle ilk nöbetçi yayın yönetmenlerinden biri oldum.

Ne yazık ki başarılı olamadık. Özgür Gündem gazetesi artık yok. Uluslararası saygın kuruluşların her yıl yayınladığı listelerde Türkiye, basın ve ifade özgürlüğü konusunda onlarca basamak aşağı yuvarlandı. Ve bütün dünya Türkiye’de gazetecilerin ne kadar zor durumda olduğunu görüyor. 

Gazeteciliğin geldiği sefil durumu en son pazar aksamı yaşadık. Seçim sürecinde yaşadık. Ama umutsuz değilim. Bedeli ne olursa olsun basın ve ifade özgürlüğünü savunmaya devam edeceğim. Çünkü bunu, gerçek demokrasinin olduğu bir ülkede yaşamak için yapıyoruz. Son sözüm şudur, biz aslında mesleğimizi, onurumuzu, basın ve ifade özgürlüğünü savunuyoruz. Sizden talebim, sizin de mesleğinizi, hukuku ve adaleti savunmanızdır.”

Eren’in avukatı Yeşinil Yeşilyurt da, yöneltilen suçla eylemin bir bağı olmadığını söyleyerek, bunun bir adım ötesinin niyet okumak anlamına geleceğini belirtti. 

Yargılanan gazeteci Celal Başlangıç’ın avukatı Fikret İlkiz de, dosyaya Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun yolladığı inceleme ve soruşturma tutanağından bahsetti. İlkiz, basın suçlarına ilişkin bir meseleyle ilgili Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun tutanak tutmasını eleştirdi. İlkiz, suç ve cezaların şahsiliği ilkesine değindi ve yargılama konusu haberler nedeniyle gazetenin sorumlu yazı işleri müdürünün yargılandığını anımsattı. 

Celalettin Can’ın cezası ertelenmedi

Son sözü sorulan Faruk Eren, basın ve ifade özgürlüğünü savundukları için yargılandıklarını söyledi. Mahkeme, yaklaşık 20 dakikalık aradan sonra hükmü açıkladı. Faruk Eren, Ertuğrul Mavioğlu, Fehim Işık, Celal Başlangıç, İhsan Çaralan, Öncü Akgül ve Celalettin Can’a “terör örgütü propagandası yapma” suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Celalettin Can’a verilenin dışında bütün cezalar ertelendi. Ayrıca gazetenin eski Eş Genel Yayın Yönetmeni olan Hüseyin Aykol’a da kampanyaya katıldığı gerekçesiyle aynı suçtan 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.