Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı kuruldu

Diyarbakır Barosu’nun 28 Kasım 2015 tarihinde öldürülen Başkanı Tahir Elçi’nin mücadelesini sürdürecek olan, “Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı” açıldı. Açılışta konuşan Vakıf Başkanı Türkan Elçi, “Yaşadığımız acının bir yandan yasını tutarken, öte yandan içimizdeki acının; kine, nefrete dönüşmemesi aksine toplumun her kesimini birleştirici kucaklayıcı bir mecraya dönüşebilmesi için ailece bir vakıf kurmayı kendimize amaç edindik” dedi.

Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı’nın açılışı için Diyarbakır’da düzenlenen resepsiyona, STK temsilcileri, avukatlar, sanatçılar, gazeteciler ve Roboskili aileler katıldı. Tahir Elçi’nin yaşamı ile ilgili sinevizyon gösterisinden sonra vakfın başkanlığını üstlenen eşi Türkan Elçi bir konuşma yaptı. Türkan Elçi, tarihin farklı zamanlarında olduğu gibi son birkaç yıldır adını anmakta zorlandıkları, kendilerini toplumca derinden etkileyen; tarihte önemli bir zaman dilimi olarak zikredilecek hak ihlallerine, kent yıkımlarına, isimleri kayıtlara düşen düşmeyen ölümlere tanıklık ettiklerini belirterek, şunları söyledi:

“Yaşanan bu vahim olaylardan ölünceye kadar beraberimizde taşıyacağımız bir acıya biz de tanık olduk. Her şeye rağmen biz yine de acısı mündemiç bir yüreği cesaretli kılmaya çalıştık. Yaşadığımız acının bir yandan yasını tutarken, öte yandan içimizdeki acının; kine, nefrete dönüşmemesi aksine toplumun her kesimini birleştirici kucaklayıcı bir mecraya dönüşebilmesi için ailece bir vakıf kurmayı kendimize amaç edindik. Kızımla beraber kurmuş olduğumuz aile vakfının topluma mal olabilmesi, mücadelemizin güçlenebilmesi için vicdanlı, cesaret sahibi seslere ihtiyacımızın olduğunu duyurmak için yönetim kurulumuzla beraber düzenlediğimiz bu açılış gününde sizlerle bir arada bulunmanın gururunu yaşıyoruz.

Tahir’in aramızdan ayrılışından sonra Kürt, Türk, Alevi, Sünni ayrımı olmadan kendini mazlum görenlerin gösterdikleri teveccüh herkesin bir arada bulunma isteği ve bu alandaki koca boşluk vakfımızın varlık sebeplerinden biridir diyebiliriz. Zorbaların, insanlık düşmanlarının, hak ihlalcilerinin sürekli diri tutmaya çalıştığı bu koca boşluğu, bizler elimizden geldiğince mevki makamın cazibesine kapılmadan, tevazuyu elden bırakmadan doldurma niyetindeyiz. Yaratılmak istenen koca boşluğu doldurma konusunda cesaret ve vicdana sahip olan kişi sayısının dönem itibariyle tatmin edici boyutta olmadığının bilicindeyiz. Zulme uğradığımız zamanlarda, sadece ‘Haklıyız kazanacağız’ demekle zulümle baş edilemeyeceğinin, haklılığı dile getirmenin işin mahiyetine uygun metotlarla, evrensel değerlerle ve herkesin ortak hafızasına seslenecek bir dille, dillendirmesinin gerekliliğinin farkındayız. Yaşanan hak ihlallerinin karşısında çoğu zaman hak, hukuk bilgisinin kafi olamayacağı, ikinci temel ayağı olan hukuki duruşun da ne kadar önemli olduğunu yaşadığımız son olaylarla tecrübe edindik. Kürtlere, yıkım ve ölüm isteyenlerin karşısında, hukukçu olmanın, insan hakları savunucusu kimliğine sahip olmanın yanında, cesaretin ve ahlaklı duruşun bir insanda nasıl temerküz ettiğine şahitlik ettik.”

“Vicdanın, adaletin, kardeşliğin sesinden bir dünya yaratmak yegâne hedefimiz”

Türkan Elçi, 2015 yılında meydana gelen ölüm hadiseleri karşısında objektif ve cesaretli bir duruş sergileyebilecek insan sayısının azlığının ceremesini ne yazık ki Kürt halkının kendisinin çektiğini de vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Kimi Kürt kentleri haritadan silinecek kadar yok olmuş, paha biçilmez bin yılların mirası olan tarihi eserler yerle bir olmuştur. Hayata bin bir eziyetle tutunmaya çalışan garip gureba, savaşın acımasızlığının ortasında kalarak, mağduriyetini duyuracak bir muhatabı ne yazık ki karşısında bulamamıştır. Geçmişte yaşanan elim mağduriyetlerin bir daha yaşanmaması için mazlumun yanındaki duruşumuzdan ödün vermeyeceğimizi bir kez daha dile getirmek isteriz. Bizi bugün bu duruşumuzda ısrarlı kılan Tahir’in o dönemde haklının ve Kürt halkının yanında olma çabasındaki duruşudur. Bizler ‘Bu tarihi bölgede birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma ve operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun’ diyoruz. ‘Tarihine, tarihsel değerlerine sahip çıkamayan toplumlar doğru ve güvenli bir gelecek kuramazlar’ diyen bir sesin mirasçılarıyız. Vakfımızı bu saikler üzerine inşa edip sadece ve sadece hakikatlerin savunulduğu, bağımsız bir duruşun bizim için esas olduğunu huzurlarınızda bir kez daha dile getirmek istiyoruz. Toplumu, çatışmalı süreçlere sürükleyerek, ayrıştırıcı, dışlayıcı, saflaştırıcı, savaş dilinin aksine; birlikteliğin, hukukun, ahlakın, adaletin, erdemin, nezaketin dilini hakim kılmak ve bu dille her kesimden insana ulaşarak hoşgörü kültürünü güçlendirmek ve vicdanın, adaletin, kardeşliğin sesinden bir dünya yaratmak bizim yegâne hedefimizdir. Hedefimizdir çünkü şiddetin, savaşın, kıyamın, kıyımın uluorta yerinde kalmış, masum bir kaybın ardında kalanlarız. Kaybımız sonrasında bizi dimdik ayakta tutan topluma ve insanlara karşı olan vicdani sorumluluğumuzdur.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.