Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Trump’ın Ortadoğu politikalarını BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid mi belirliyor?

“Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dünya vicdanında bir lekedir. Mevcut yönetim, uygar dünyanın değerlerinin her birini çiğniyor.” Ro Khanna, ABD Temsilciler Meclisi Üyesi.

“[BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid] kendisini Machiavelli sanıyor ama daha ziyade Mussolini gibi davranıyor.” Bruce Riedel, Brookings Enstitüsü uzmanı ve eski CIA yetkilisi.

“BAE’yi silahlandırarak küçük bir Farankenstein yarattık.” Tamara Cofman Wittes, Brookings Enstitüsü uzmanı ve eski dışişleri bakanlığı yetkilisi.

Bu ifadeler, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) siyasi görüşleri Demokrat Parti’ye yakın olan ya da bizzat Demokrat Partili pek çok kişinin, BAE ve Basra Körfezi’ndeki bu küçük ülkenin veliaht prensi Muhammed bin Zayid hakkındaki güncel görüşlerini yansıtan çarpıcı örnekler.

Başkan Trump ise Muhammed bin Zayid’i seviyor. Hatta eski Başkan Obama da görevdeki ilk döneminde (2008-2012) kendisinden razı imiş. Fakat New York Times gazetesinin kıdemli muhabirlerinden David Kirkpatrick’in uzun soluklu portre çalışmasına bakılırsa, Muhammed bin Zayid son yıllarda ABD’nin çıkarlarına zarar verecek politikalar izlemeye başladı ve öyle palazlandı, öyle güçlendi ki, tabiri caizse “kendisine ekmek veren eli ısırma” noktasına geldi. Özetle aktarıyoruz:

Prens Muhammed bin Zayid (MbZ), 1991 yılında Irak’ın Kuveyt’i işgali ertesinde petrol zengini ülkesini korumak için Washington’a silah satın almak üzere geldiğinde henüz 29 yaşındaydı. BAE’nin hava kuvvetleri komutanı olarak görev yapıyordu ve ABD Kongresi, bölgeyi istikrarsızlaştırabileceği endişesiyle silah satışında müteredditti. Ama ABD Savunma Bakanlığı, şahsında gelecek vaat eden bir ortak gördü ve İngiliz Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi’nde helikopter pilotu olarak yetişmiş bu genç adamı himayesine aldı. Prens de ülkenin kurucusu olan babasını, ABD’ye 4 milyar dolar vererek 1991 Irak savaşının maliyetini paylaşmaya ikna etti. O yıllarda Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Richard A. Clarke, Kongre’ye BAE’nin bölgeye asla ve asla tehdit oluşturmayacağına dair teminat vermişti: “Aksine BAE bölgede bir barış gücüdür.”

Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid.

Abu Dabi Veliaht Prensi ve BAE’nin fiili yöneticisi Muhammed bin Zayid bugünlerde hiç şüphesiz Arap dünyasının en güçlü lideri. 58 yaşındaki prens, 1 trilyon 3 milyar dolarlık ulusal varlık fonunu yönetiyor. Ordusu da Amerikan yapımı en son teknoloji ürünleri ile donatılmış durumda, son derece etkin. Ama ülkesinin barışçıl politikalar güttüğünü söylemek zor. Amerikan Kongresi Yemen savaşı nedeniyle, bir kez daha Suudi Arabistan ile beraber BAE’ye silah satışına karşı çıkıyor. Başkan Trump ise daha geçen hafta Kongre’yi baypas ederek, her iki ülkenin veliaht prenslerine istediklerini verdi.

MbZ, seçim kampanyası sırasında Trump’ın yakın çevresi arasına girebilmek için çok uğraşmış ve damadı Jared Kushner ile gizli bir görüşme yapmıştı. Prens, Trump yönetimi ile Rusya arasında görüşme sağlamaya da çalıştı. Nitekim adamları Trump’ın Rusya bağlantılarını araştıran özel savcı Robert Mueller’in soruşturmasında radara yakalanmış bulunuyor. Halen Prens Muhammed bin Zayid için çalışan en az beş kişi hakkında adli soruşturma yürütülüyor. MbZ ise savcılar kendisini de sorguya alır diye, iki yıldır ABD’ye ayak basmıyor.

Prense yakın kişiler, takıntılı bir İran ve Müslüman Kardeşler düşmanı olduğunu anlatıyorlar. Oysa babasının tuttuğu özel hocalardan biri İzzeddin İbrahim adlı önde gelen bir Müslüman Kardeşler üyesiymiş. Ama bu eğitim üzerinde tam aksi bir etki yaratmış. Arapların demokrasiye hazır olmadıklarını, illa seçim yapılırsa, o zaman da halkın İslamcılar’ı seçeceğini anlatıp, Amerikalı dostlarına “Ortadoğu Kaliforniya değil” diyormuş sıkça.

ABD ordusuna 1991’de topraklarını kullanma izni veren BAE’nin askerleri o günden beri ABD askerleri ile birlikte Kosova, Somali, Afganistan ve Libya’da görev alıyor. MbZ 1991’de istihbarat servisinin başına da eski CIA ajanları ile Amerikan ordusunun eski komutanlarını getirmiş. Cephaneliğinde ise son model Amerikan savaş uçakları bulunuyor. Öyle ki bazı Amerikalılar BAE için “Küçük Sparta” benzetmesi yapıyor. MbZ, Irak’ta tartışmalı icraatıyla bilinen ABD özel güvenlik şirketi Blackwater’ın kurucusuna ait bir şirketten paralı asker de alıyor. Kolombiya’dan, Güney Afrika’dan ve bilumum başka ülkeden getirilen paralı askerler BAE için Yemen’de savaştırılıyor; MbZ’ye özel koruma sağlıyor, gerektiğinde ülke içinde muhalefet eden sesleri kısmakta da kullanılıyor.  

MbZ, Mısır’da Sisi rejiminin destekçisi ve Libya’da BM ambargosuna aldırmadan Halife Hafter güçlerine silah sağlıyor; Himayesine aldığı Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’la beraber İran’ı sıkıştırmak için Yemen’i işgal ettiler; 2017’de Müslüman Kardeşler’e desteğini tırpanlamak üzere Katar ile diplomatik ilişkileri kestiler. MbZ’nin, Suudi Arabistan’da Muhammed bin Salman’ı veliaht yapan saray oyunlarının arkasında olduğu da söyleniyor. Prens, İran ve Müslüman Kardeşler’e karşı İsrail’i de en yakın müttefik olarak seçmiş durumda. İsrailliler de Muhammed bin Zayid’e, F-16’larını güncelleyip mobil telefonlar için en gelişmiş casus yazılımlarını satacak kadar güveniyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.