Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Putin’in “Liberalizm miadını doldurdu” çıkışı, Avrupa’da tepki yarattı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in G-20 zirvesi öncesi İngiliz Financial Times Gazetesi’ne verdiği mülakattaki liberal düşüncenin miadını doldurduğuna dair beyanı Avrupa’da tepki yarattı.

En sert çıkışlardan biri, bir zamanlar Polonya’daki “Dayanışma” hareketine katıldığı için kısa süre hapis de yatmış olan Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk’tan geldi. Aynı zamanda Polonya’nın eski başbakanlarından olan Tusk, “Liberal demokrasinin miadını doldurduğunu, artık geçerliliğini yitirdiğini iddia etmek, özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının geçerliliğini yitirdiğini söylemektir. Biz Avrupalılar için bunlar canlılığını koruyan, temel değerler olmayı sürdürüyor. Bana göre miadını doldurmuş olan asıl otoriterlik, lider kültleri ve oligarkların yönetimidir” dedi.

Putin’in iddiası üzerine İngiliz Guardian gazetesinde kaleme alınan iki makaleyi özetleyerek dikkatinize sunuyoruz.

“Vladimir Putin haklı. ‘Liberalizm’ dediğinin varoluşsal krizini kutlarken, kendini muzaffer hissetmesi için sağlam nedenleri var. ‘Liberal düşünce miadını doldurdu’ deyip, Batı dünyasını etkisi altına alan göçmen-karşıtı dalgaya, çokkültürlülüğe karşı yapılan saldırılara alkış tutuyor ve hatta trans bireylere karşı artan şiddet kampanyalarını onaylıyor. Putin siz olsaydınız, siz de sevinmez miydiniz? Kendi otoriterlik tarzı marka oldu: gerçek demokrasinin işi boşaltılırken, şov için birkaç göstergesinin saklandığı, güçlü otokratik lideri merkez alan sağ kanat popülizm. İnsanlığın geleceği gerçekten de Putinizm olabilir.”

Guardian Gazetesi yazarlarından Owen Jones, yukarıda girişini alıntıladığımız “Putin liberal demokratik değerlerin çöktüğüne dair tespitinde haklı ama bunda AB’nin de payı var” başlıklı makalesinde, Macaristan, Polonya, Türkiye ve İtalya’yı “Putinizm” yolunda epey mesafe almış ülkeler arasında sayıyor. Jones, İngiltere’nin de Brexit süreciyle liberal demokratik değerlerden uzaklaştığını anlatıyor ve Avrupa Birliği’nin yaşananlara sessiz kalmakla suçluyor. Jones, “Avrupa dahil dünyanın dört bir yanındaki sağcı demagoglardan hesap sorulmuyor. Işıklar birer birer sönüyor ve umudun alternatif politikaları başarılı olamazsa karanlık hepimizi boğacak” yorumunu yapıyor.

Bu fotoğraf 2000 yılında Çeçenistan’da, Rus askerlerinin bulunduğu bir mevzide çekilmiş.

Guardian gazetesi yazarlarından Natalie Nougayrede ise Batılı ülkeleri Rusya’nın işlediği savaş suçlarına göz yummakla, sessiz kalmakla suçluyor. Putin’in kendi ülkesi içindeki sorunları örtmek için G-20 zirvesini PR kampanyasına dönüştürdüğünü savunan yazar, Rusya’nın iktidar yapısını -40 yıl önceki Afganistan’dan başlayarak- bitmek bilmeyen savaşların belirlediğine dikkat çekiyor:

“Savaş suçları on yıllardır cezasız kaldı, çünkü uluslararası camiada ya kimse umursamadı ya da umusayanın elinden gelen olmadı ve ayrıca, Rusya’da yargı bağımsızlığı da yok. Rusya elbette savaş üstüne savaş yürüten tek ülke değil. Ordusunun, milislerinin ya da paralı askerlerinin işlediği suçları örtbas etmeye çalışan tek ülke de Rusya değil. Ama Rusya içinde “Chilcot” (İngiltere’de Irak savaşı için açılan bağımsız soruşturma) tarzı soruşturmalar yürütülmüyor, iktidarı hesap vermeye zorlayacak hiçbir mekanizma ya da yapılan kötü işleri kamuoyuna sızdırabilen birileri yok. Savaş Rusya’da siyasi muhalefeti ezmenin, toplumun militarizasyonunun, kişilik kültü yaratmanın ve kalın bir propaganda sisi yaratmanın arka planı olageldi. Putin liberalizme dair manşetlik laf söyleyince ah vah ediyoruz da, neden sivillere karşı defalarca ve açıkça işlenmiş olan savaş suçları ve bu suçlardaki rolünü yüzüne karşı açıkça soramıyoruz?

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.