Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cezaevindeki Brezilya eski Devlet Başkanı Lula: “Bolsonaro, öncelikle siyasetin reddedilmesinin sonucudur”

Brezilya eski devlet başkanı Nisan 2018’den beri yolsuzluktan sekiz yıl on aylık cezasını çekiyor. “Bütün istediğim, masumiyetimin kabul edilmesidir” diye açıklıyor Le Monde gazetesindeki söyleşisinde. Bruno Meyerfeld’in yaptığı ve 12 Eylül 2019’da yayınlanan söyleşiyi Haldun Bayrı çevirdi.

Brezilya’nın eski başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Curitiba’daki federal polis merkezinde, 11 Eylül.
Fotoğraf: Avener Prado

Curitiba’daki (Parana) federal polis merkezinin basın salonuna dönüştürülmüş bir odasında, kararlı adımlarla Luiz Inacio Lula da Silva beliriveriyor. Yolsuzluktan mahkûm edilen eski devlet başkanı, sekiz yıl on aylık hapis cezasını Nisan 2018’den beri burada, bu ruhsuz binada çekiyor. Brezilya solunun 73 yaşındaki lideri canlılığından hiçbir şey yitirmemiş. Ustalıkla düzeltilmiş sakalı, koyu renk takım elbisesi ve boynundaki koyu kırmızı kravatıyla giriyor içeri. Başkana yaraşır bir üslûbu var; bunun anlamı ise açık: Lula hâlâ iş başında ve eylem halinde.

——-

Hapishanede bir buçuk yıl geçirdikten sonra, bir tür yılgınlık ya da bezginlik hissetmeye başladınız mı?

Hayır, moral ve fizik bakımından kendimi iyi hissediyorum. İçim rahat, zira neden burada olduğumu biliyorum. Masum olduğumu ve beni hapse koyanların yalancı olduklarını biliyorum. Ben bir iyimserim. Bana annemden geçmiş bir şey bu. Öyleyse evet, hapishane bir imtihana sokulmaktır. Ama çok enerjim var, kafam çok sakin. Bu işten alnımın akıyla çıkacağımdan eminim.

Gündelik yaşamınızın düzeni nasıl?

Filmler ve televizyon seyrediyorum, avukatlarımla tartışıyorum. Günde 9 kilometre yürüyorum! Zamanın geçmesini bekliyorum… Çok da okuyorum; Brezilya’da toplumsal mücadeleler tarihini inceliyorum. Zumbi [17. yüzyılda başkaldıran köle], Tiradentes [18. yüzyılda yaşayan devrimci], ya da Antonio Conselheiro [19. yüzyılda yaşayan vaiz] gibi, bu ülkede halk için kavga vermiş herkesin ya kafasının uçurulmuş, ya asılmış ya da diri diri yakılmış olduklarını görmekten ve hiç yaşamamışlar gibi halkın onların kim olduğunu bilmediğini saptamaktan dehşete kapılıyorum.

Lula cezaevine giderken

Onlarla mı özdeşleştiriyorsunuz kendinizi?

Evet. Onların biraz modern bir versiyonu olduğuma inanıyorum. Daha karmaşık bir biçimde. Benim durumumda, adalet erki adaleti sağlamak için değil siyaset yapmak için kullanıldı.

Fransa ve Brezilya arasında, Amazon’un korunması meselesi hakkında Başkan Jair Bolsonaro’nun Emmanuel Macron’a ettiği hakaretler zemininde bir diplomatik kriz yaşandı. Bu dönemi siz nasıl yaşadınız?

İster soldan olsun ister sağdan, bütün Fransız başkanlarıyla, Chirac, Sarkozy ve Hollande ile mükemmel ilişkilerim olmuştu. Karısına yöneltilen hakaretlerden sonra, Emmanuel Macron’la dayanışma içindeyim. Görülmemiş bir kabalıktı; Brezilya halkıyla alâkası olamaz bunun.

Sizce günümüzde Amazon’u harap eden yangınlara karşı ne gibi çözümler var?

Halk tepki göstermeli. Brezilyalılar’ın seferber olması ve çevreyi savunmak için tepki göstermesi gerek. Zira Bolsonaro ile bakanlarından bu konuda umulacak hiçbir şey yok. Bu arada hatırlatmalıyım ki, İşçi Partisi (PT) Amazon bölgesiyle en çok ilgilenen parti olmuştur. Benim görev dönemim sırasında, Almanya ve Norveç tarafından finanse edilen orman koruma fonu kurulmuştur. Yasadışı ormansızlaştırmayı hızla azaltmayı mümkün kılan bir önleme planını yaptıran da benim. Ülkede 114 doğal mıntıkanın koruma altına alınmasını da ben başlattım. Çevreyle ilgilendik, hem de iyi ilgilendik.

Fakat sizin başkanlık döneminizde de (2003-2011), Dilma Roussef’in döneminde de (2011-2016) çevre savunucularının çok sayıda eleştirisine hedef olmuştunuz. Özellikle de Amazon’daki Belo Monte’de baraj yapımı konusunda… İşçi Partisi Amazon konusunda başkalarına ders verebilir mi gerçekten?

Bakın, Tanrı bile eleştirilmekten kurtulamıyor! Bir hükümet içinse durum daha da beter. Yapılması mümkün olan her şeyi yaptık. Belo Monte ülkemiz için bir gereklilikti. Orada yaşayan tüm yerli topluluklarının onayıyla inşa edildi. Brezilya’nın hidroelektrik potansiyelini geliştirmesi gerekiyordu. Brezilya’nın ürettiği enerjinin %80’i temiz enerjidir. Bununla da gurur duyuyoruz!

Emmanuel Macron’un telkin ettiği, Amazon’un uluslararasılaştırılması fikrini destekliyor musunuz?

Hayır! Amazon Brezilya’nın toprağıdır. Brezilya’nın ulusal varlığının bir parçasıdır. Ve bununla Brezilya ilgilenmelidir. Burası net! Cahillik etmek gerektiği ve uluslararası yardımın önemsiz olduğu anlamına gelmez bu. Ama Amazon bölgesi insanlık için bir mabet olamaz. Orada 20 milyon kişinin yaşadığını ve bu insanların yemeye ve çalışmaya ihtiyaçları olduğunu hatırlatırım. Bir yandan çevrenin korunmasını göz önünde tutarken, onlarla da ilgilenilmeli.

Yönetimdeki sekiz ayından sonra, Jair Bolsonaro’nun başkanlığı sizde ne uyandırıyor?

Bolsonaro hiçbir şey yapmıyor. Yok ediyor. Üniversitelerin finansmanını kesip onların artık burs verememesi yüzünden eğitimi yok ediyor. Bizim onca mücadelesini verdiğimiz emekçi haklarını yok ediyor. Brezilya şirketlerini, bilhassa Petrobras’ı özelleştirerek sanayiyi yok ediyor — ki bu bir cinayet! Bu bir yok etme hükümeti; hiçbir gelecek vizyonu, programı yok; iktidarda olma ehliyeti yok bunların. Bu yüzden Bolsonaro bu kadar çok zırvalıyor, Macron’un eşine ve Michelle Bachelet’ye hakaret etti, Maduro’yla münakaşaya giriyor… Tam bir çılgınlık bu. Arkasından, Trump’a bütünüyle boyun eğiyor. Hiç böyle bir şey görmedim!

“İşçi Partisi karşıtlığı”, ya da İşçi Partisi’nin reddedilmesi, Brezilya ahalisinin bir kısmında çok güçlü. Bir özeleştiri verme, hatta sayfayı çevirip yeni bir parti kurmanın ya da partinin adını değiştirmenin zamanı gelmedi mi?

İşçi Partisi’nin özeleştiri yapmaya ihtiyacı yok. Neden özeleştiri yapsın ki? Hangi konuda? İşçi Partisi isim de değiştirmemeli, fakat insanların kafasının içindekileri değiştirmeli. Hakikat şu ki, yargıç izin vermiş olsa, hapishaneden bile katılsam seçimi kazanacaktım! Kaldı ki, Fernando Haddad [İşçi Partisi’nin 2018 seçiminde Bolsonaro’ya karşı çıkardığı aday] yine de 47 milyon oy aldı. Çok bu!

İşçi Partisi büyük bir partidir, dünyadaki en olağanüstü sol partidir. Çok iyi örgütlenmiş bir partidir. Yirmi yıldır her seçimde ya birinci ya ikinci gelmektedir. Öyleyse evet, bir seçim kaybettik, bu doğru. Ama kaybetmek demokraside normaldir. Her zaman kazanamazsınız. Brezilya’da İşçi Partisi karşıtları çok, ama ona inanan çok insan da var; bir de daha ikna edilmeye ihtiyacı olanlar var.

Yani kendinizi hiç hesaba çekmeyecek misiniz?

Brezilya’da seçim kazanan aşırı gerici söylem sahibi kimseler hep olmuştur: Yeni bir şey değil bu. Bolsonaro öncelikle siyasetin reddedilmesinin sonucudur. Tarihin siyasetten bu kadar nefret edilen anlarında, insanlar yakınlarında bulunan ilk canavarla yollarını şaşırırlar. İçler acısı bir durum, ama oldu bir kere.

“The Intercept” adlı sitenin “Lava Jato” davasının [Lava Jato, yani ekspres yıkama adı verilen ve petrol devi Petrobras’tan siyasî partilere aktarılan paralar hakkındaki soruşturma – Ç.N.] kulisleri üzerine ifşa ettiklerine rağmen, art arda tahliye talepleriniz adliye tarafından reddedildi ya da ileri bir tarihe atıldı. Özgürlüğünüze kavuşma umudunuzu koruyor musunuz?

Büyük medya organları, savcılar ve Yargıç Sergio Moro [Yolsuzluğa karşı “Lava Jato” operasyonunun başında olan bugünün Adalet Bakanı] arasında bir anlaşma var. Benim hakkımda o kadar çok yalan uydurup yaydılar ki, hükümlerini bozmaya yürekleri yetmiyor. Daha Pazar günü [8 Eylül], basında çıkan yeni haberler, Moro’nun Yüce Divan’da yalan söylediğini gösteriyor. Bir yargıcın bu tür bir davranış göstermesini bağışlamam. Ama buradan çıkacağımdan ve bir gün bu kimselerin ülkede olup bitenden sorumlu tutulacaklarından eminim. Birçok baskıya maruz kaldığını bilmeme rağmen, adalete güvenmeye devam ediyorum.

Yarı-açık bir cezaevinde bulunmayı kabul eder miydiniz? Ya da Eylül sonundan itibaren size izin verilmesi gerektiği gibi, cezanızı elektronik bilezikle meskeninizde geçirmeyi?  

Hiçbir iltimas ve hiçbir ceza indirimi talebim yok. Sadece adalet istiyorum! Benim evim bir hapishane değil. Ayak bileğine takılan bilezikler ise posta güvercinleri içindir! Benim bütün istediğim, masumiyetimin kabul edilmesi.

Brezilya toplumu bugün çok kutuplaşmış durumda. Hapishaneden çıkarsanız can güvenliğinizin tehdit altında olmasından çekinmiyor musunuz?

Benim doğduğum yerde doğmuş, hayatındaki ilk ekmeğini 7 yaşında yemiş, çoğu kez akşam yemeği yemeden yatmış ve benim geldiğim yere gelmiş biri, böyle bir kimse, korkamaz. Brezilya, yaşama sevincine düşkün bir halkı olan bir barış ülkesidir. Onu bir nefret ulusu haline getirmek isteyenlerin utanmaları gerekir!

Hapisten çıkmak ve Brezilyalı olma gostinho’sunun [o “özel lezzeti”nin] tekrar yaşamımızı tatlandırması için, gidip halkımla konuşmak istiyorum. İntikam ve nefret ruhu olmayan bir insanım. Nefret insanın midesini yakar, başını ağrıtır ve ayaklarına kara sular indirir! Tam da hakikatin tarafında olduğum için böyle iyiyim. Sonunda da her zaman o [hakikat] kazanır.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.