Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

14 bölümde özel yetenek sınavı 2021 yılında kalkıyor: “Sanat ve tasarım alanları için intihar”

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 14 yükseköğretim programını “özel yetenek sınavıyla öğrenci alan bölüm” kapsamından çıkardı ve merkezi yerleştirmeyle ilgili bölümlere girilebileceğini duyurdu. 2021’de uygulanacak olan bu sistem öğrencileri, akademisyenleri, sanat camiasını hayli tedirgin ediyor. 

YÖK Genel Kurulu toplantısının ardından açıklanan bu karar, tepkiye yol açtı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, verilen tepkileri “bilgi kirliliği” olarak değerlendirdi ve “Bu yanlışın en büyük delili, sistem içinde bunların aynı zamanda merkezi yerleştirmeyle de öğrenci alıyor olmaları. Demek ki özel yetenek sınavı kaldırıldı iddiası bütünüyle gerçek dışı” açıklamasında bulundu. 

Ancak tepkiler dinmedi, öğrenciler okullarda çeşitli protestolar düzenledi, sanatçı Haluk Levent, YÖK Başkanı Saraç ile görüştü, sosyal medyada yetenek sınavının kaldırılıyor olması gündem oldu. Bunun sonucunda YÖK, 2020’de uygulanması planlanan bu sistemin 2021’de uygulanmak suretiyle bir yıl ertelendiğini duyurdu. 

2021’den itibaren geçerli olacak sisteme göre, ilgili 14 bölüme girmek isteyen adaylar artık Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) sadece ilk oturum olan Temel Yeterlilik Testi’ne değil; ikinci oturum olan Alan Yeterlilik Testi’ne de hazırlanacak.

İlgili 14 bölüm şöyle: 

 Çizgi Film (Animasyon),

 Grafik,

 Grafik Resimleme ve Baskı,

 Grafik Tasarım,

 Moda Giyim Tasarımı,

 Moda Tasarımı,

 Moda ve Tekstil Tasarımı,

 Rekreasyon,

 Spor Bilimleri,

 Spor Yöneticiliği,

 Tekstil,

 Tekstil Geliştirme ve Pazarlama,

 Tekstil Tasarımı,

 Tekstil ve Moda Tasarımı

“Bu uygulama gençlerin hayatıyla oynamak ve bir kuşağı harcamak anlamına geliyor”

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Başkanı Doç. Dr. Çağrı Saray, yetenek sınavlarının güzel sanatlar fakültelerinde ve sanat okullarında bölümlerarası dil birliğini sağlayan bir işleve sahip olduğunu, bu özelliğiyle diğer fakültelerden ayrıldığını söyledi. Saray, yetenek sınavlarının tartışmaya ve geliştirilmeye açık olduğunu, bu sınavın biçimine ve metoduna karar verecek kişilerin bu alanda uzmanlaşmış akademik kadro olduğunu da belirtti:

“Yetenek sınavlarında hedef, sadece salt bir el becerisinin aranması değil, öğrencinin hayal gücünü kullanmasını sağlamak ve alana ilişkin düşüncelerinin, merakının ve vizyonunun mülakat aracılığıyla görünür kılınmasını da kapsar. Bu sanat ve tasarım okulları için vazgeçilmez bir yöntemdir, çünkü sanat ve tasarım eğitimi adayı tanımanızı ve birebir diyalog kurmanızı gerektirir.” 

Çağrı Saray, yetenek sınavlarının kaldırılması uygulamasını alanda uzmanlaşmış kişilerin düşünceleri ve eleştirileri dikkate alınarak tartışılması gerektiğine de dikkat çekti: “Biz, akademisyenler olarak; olası bir değişikliğe gidilmesinin yaratacağı kaosu ve eğitim açısından yaratacağı büyük sorunları şimdiden net bir biçimde görebiliyoruz. Bu uygulama gençlerin hayatıyla oynamak ve en iyimser tahminle bir kuşağı harcamak anlamına geliyor.”

Bu karar Türkiye’deki sanat ve tasarım alanları için intihar olur”

Yetenek sınavlarının kaldırılmasıyla sanat alanında ve sektörde açık bir şekilde dev bir boşluk oluşacağını, sanat veya tasarımcı yetişemeyeceğini de belirten Saray sözlerine şöyle devam etti:

“Kontenjanın yükselmesi durumunda bu kadar sayıda öğrenciye iyi bir eğitim verebilecek ne akademisyen sayısı, ne mekan ne de diğer fiziksel koşullar yeterlidir. Özetle, bir akademisyen ve sanatçı olarak, merkezi sistemle sanat ve tasarım bölümlerine öğrenci alınmasının Türkiye’deki sanat ve tasarım alanları için bir intihar olduğunu düşünüyorum.” 

“Yeterlilik sınavının kaldırılmak istenmesinin sebebi vakıf üniversitelerinin niteliksiz öğrenci almasını sağlamak”

Doç. Dr. Bengisu Bayrak, yetenek sınavının 14 bölümde kaldırılmasında en önemli faktörün, çoğu vakıf üniversitesinin doğru bir ölçme değerlendirme olanağı sunmayan göstermelik sınavlarla bu bölümlere niteliksiz öğrencileri alması olduğunu düşünüyor. YÖK’ün de, bu kararı alan öğretim üyelerinin de bu gerçeği bildiğini ve bu tür uygulamaların önüne geçmek için böyle bir karar aldığını belirten Bayrak şöyle konuştu: 

“Sanat ve tasarım eğitiminde yaratıcı düşüncenin çizimle görselleştirilmesinin önemini göz ardı ederek, bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltemeyiz. Merkezi sınav sistemiyle bu bölümlere alınan öğrencilerin çizim yeteneği yoksa, görsel düşünme; bu düşünmenin ürünlerini görselleştirme yeteneği yoksa bu bölümlerdeki eğitimin niteliğinin gözle görülür sonuçlar doğuracak şekilde düşeceği aşikârdır.” 

Yetenek sınavının kaldırılması kararının bir yıl ertelenmesinin sadece bu yıl merkezi sınava hazırlanmamış, yetenek sınavına hazırlanmış olan öğrenci adaylarına verilmiş bir şans olduğunu söyleyen Bayrak, “Bu karardan dönülmezse, maalesef önümüzdeki yıl, güzel sanatlar liseleri öğrencileri de dahil olmak üzere pek çok üniversite öğrencisi adayı bu şanstan mahrum kalacak” dedi.  

“Kötü ürünler sanat eseri gibi algılanacak”

Düzce Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Resim Bölümü’nde ders veren Prof. Dr. Ferhat Özgür de Bengisu Bayrak gibi, yetenek sınavının kaldırılmasının sebebinin vakıf üniversitelerinin kontenjanlarını doldurmak için merkezi yerleştirmeyle öğrenci almak istemesi olabileceği kanısında. Özgür, merkezi sistemle herkesin güzel sanatlara girmesinin büyük bir tehlike olduğuna işaret etti. Yetenek sınavının kaldırıldığı 14 bölümün hepsinin yeteneğe dayalı olduğunu vurgulayan Özgür sözlerine şöyle devam etti:

“Görsel algısı olmayan bir adayın grafik animasyon yapması, tekstil tasarlamasının ortaya çıkaracağı sonuçları düşününün. Bu; uzun vadede nitelikli kültür-sanat ürünlerine bilgiyi de örseleyecek. Kötü ürünler sanat eseri gibi algılanacak. Bir de eğitimde sınıfta kalma enflasyonu artacak ve bu çok tehlikeli bir şey.” 

Özgür’ün bir endişesi de sınıfta kalan öğrenci enflasyonunun artması. İki farklı öğrenci profiliyle karşılaşmanın öğretim görevlilerinin ders işleyiş metodunu da etkileyeceğini söyleyen Özgür, “Bahsi geçen bölümlerde hoca olduğunuzu düşünün ve iki farklı öğrenci profili var; biri daha eline kağıt kalem almamış, öbürü ise bilgi birikimle gelmiş. Bu noktada öğrenciyle konuşma seviyesini ayarlayamazsınız. Seslendiğiniz kitlenin seviyesine göre sizin de metodunuz, söyleyecekleriniz değişiyor. Bu da kaliteyi düşürecek, öğrencinin sınıfta kalmasını artıracak”. 

“Hazırlık aşamasındaki adayların mağduriyetinin önlenmesi için karar ertelendi” 

Düzce Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Resim Bölümü’nde ders veren Doç. Dr. Lütfi Özden, özel yetenek sınavları öğrencinin üniversiteye giriş sınavında girdiği sınavın yanı sıra, tercihe bağlı olarak girdiği ikinci aşama sınavı olduğunu belirtti. Yetenek sınavlarının özelliğinin merkezi sınavların tercihiyle sınırlandırılamayacağını da sözlerine ekleyen Özden, bunların bölümlere ve üniversitelere göre farklılık gösterebilecek yapıda sınavlar olduğunu da vurguladı. Yetenek sınavlarının kaldırılmasının bir yıl ertelenmesinin okullara başvurulmadan yapıldığını anımsatan Özden şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kararın ertelenmesi haberinin gerekçesi, genel anlamıyla hazırlık aşamasında olan adayların mağduriyetinin önlenmesi amacı şeklinde açıklanmıştır. Bu durum ilgili bölümler adına olumlu bir gelişmedir. Ancak ilgili sınavların bir yıllığına ertelenmesi yerine, önceki sistemde devam ettirilip, gerekirse ilgili kurumların sınavlarla ilgili görüşlerinin alınması daha bilimsel olacaktır diye düşünüyorum. Merkezi sınav yoluyla yapılacak sınavda aday, alan odaklı değerlendirilemeyeceği için ilgili alanın nitelik yönünden de zayıflayacağı açıktır.” 

“Yetenek sınavlarının kaldırılması hepimizi ilgilendiriyor”

Fikr’et’in kurucu ortağı ve kreatif direktörü olan reklamcı Gökhan Yücel de yetenek sınavının kaldırılmasının olumsuz sonuç doğuracağını düşünenlerden. Yücel’e göre, merkezi yerleştirmeyle bu bölümlere girecek olan öğrencilerin eğitim sistemi içinde bir yavaşlamaya yol açacağı kaçınılmaz bir gerçek:

“Burada çoğunluğa göre bir uyumlanma olacaktır bir zaman içinde. Çoğunluğa göre de uyumlanma olduğunda eğitim kalitesi, mezun kalitesi, sektör kalitesi, ülke kreatif kalitesi düşecek. Bunların hepsi birbirine bağlı şeyler.”

Yücel, YKS sınavında başarılı olamamış ama yetenek sınavında başarılı olmuş öğrencilerin, bu sistem sayesinde herhangi bir üniversiteye yerleşemeyen ve çaresiz birer insan haline dönüşmesinden kaygı duyuyor. Bu bölümlerin hayatın her alanını etkilediğine de dikkat çeken Gökhan Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Sadece güzel sanatlar fakültesine, yetenek sınavına hazırlanan öğrencilerin ya da akademisyenlerin meselesi değil; ülkenin meselesi. Çünkü pasaportunuzun nasıl tasarlandığı bile dünyaya bir şey söylüyor. Bizim baktığımızın ötesinde bize baktıklarında ne gördükleri, bu ülkeye giren yabancının neyle karşı karşıya kaldığı da bu okulların verdiği mezun kalitesiyle birebir alakalı bir durum. Böyle olduğu için yetenek sınavlarının kaldırılması hepimizi ilgilendiriyor.” 

*“Yetenek Yoksa” afişleri Barış Sarhan ve Gökhan Yücel tarafından üretilmiştir. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.