2013 yılındaki Gezi Parkı eylemleriyle ilgili aralarında iş insanı Osman Kavala’nın da bulunduğu 16 sanıklı dava sürüyor. Hazırlanan 657 sayfalık iddianamede 16 sanık için ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala yaklaşık 814 gündür cezaevinde. Davanın bir sonraki duruşması 28 Ocak 2020 tarihinde görülecek. Aralarında İstanbul ve Ankara’nın da bulunduğu toplam 12 baro dava öncesi yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada mahkeme heyetinin akıl sağlığı tartışmalı olduğu iddia edilen bir tanığı sanık müdafileri olmadan dinlenmesi eleştirildi. İki tanıktan biri olan Murat Papuç’un “can güvenliği olmadığı” yönündeki beyanı üzerine dinlenmesine de dikkat çekilen açıklamada avukatların itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı belirtildi.
Barolar: “Savunma avukatları can güvenliğini tehdit olarak görülüyor”
Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Mersin, Tunceli, Urfa ve Van barolarının imzaladığı ortak yazılı açıklamada, tanığın savunma avukatları olmadan dinlenilmesinin, avukatları, “can güvenliğini tehdit eden kişiler” olarak gösterdiği belirtildi. Bu davranışın, avukatların yargılama faaliyetindeki rolünü ortadan kaldırdığı ve dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinin de altı çizildi:
“Bizlerin de çok yakından takip ettiğimiz, yakın tarihimizin en önemli siyasal toplumsal demokratik itiraz hareketlerinden bir tanesi olan Gezi’nin yargılanması, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor […] Mahkeme heyeti eşi benzeri görülmemiş bir uygulama ile (bizzat kendisi tarafından kamuoyuna açıklandığı üzere) akıl sağlığı tartışmalı bir tanığı, kanun hükümlerinin maksadını aşarak, sanık müdafilerinden kaçırarak, (savunma avukatları olmadan) dinlemiştir. Heyetin Silivri gibi yüksek güvenlikli bir tesiste iki tanığı dinlerken, Murat Papuç adlı tanığı ‘can güvenliği olmadığı’ yönündeki beyanını kabul ederek dinlemesi, savunma avukatlarının da ‘can güvenliğini tehdit edebilecekler’ arasında görüldüğünün en açık delilidir.”
“Adil yargılanma herkes için haktır”
Avukatların bu şekilde itibarsızlaştırıldığı, etkisiz kılınmaya çalışıldığı savunulan açıklamada adil yargılanmanın herkes için geçerli olduğuna vurgu yapıldı: “Muhalefet etmenin neredeyse her biçiminin suçla ilişkilendirilerek mahkûm edilmek istenmesine karşı sanıkların adil yargılanma haklarının en büyük güvencesi olan avukatların kriminalize edilerek mahkeme salonlarında görevlerini yapamaz duruma getirilmeleri ‘silahların eşitliği’ ilkesine de tamamen aykırıdır. Oysaki, adil yargılanma herkes için haktır.”
12 baronun ortak açıklamasının tamamını okumak için tıklayınız.