Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ceren Damar davası 21 Şubat’a ertelendi: Üçüncü duruşmada neler yaşandı?

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisiyken 2 Ocak 2019’da öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından öldürülen Ceren Damar’ın davasında üçüncü duruşma yapıldı. 

Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen davanın 29 Kasım’daki ikinci duruşmasında savcı mütalaasını vermiş ve sanığın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istemişti.

Bugün (24 Ocak) yapılan üçüncü duruşmada savunma tarafının mahkemeye çağırdığı dört tanık dinlendi. Sanık Hikmet’in annesi, dedesi ve iki arkadaşı, sanığın Ceren Damar’la ilişkisi olduğu iddiasını tekrarlayınca salondan tepkiler yükseldi. Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti savcıya mütalaasını değiştirip değiştirmeyeceğini sordu, savcı mütalaasını tekrarladı.

Sanık vekili Vahit Bıçak ise dava sürecinde usul hataları yapıldığını öne sürdü ve soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Mahkeme heyeti bu talebi kabul etmezken davanın 21 Şubat’a ertelenmesine, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Sanığın annesi Hatice Hikmet: “Oğlum olaydan sonra beni ‘İntihar edeceğim’ diyerek aradı”

Duruşmada tanık olarak dinlenen sanık Hasan İsmail Hikmet’in annesi Hatice Hikmet, oğlunun olaydan sonra kendisini arayıp “Anneciğim okulda çok kötü bir olay oldu, hatırlamıyorum. İntihar edeceğim. Gelip beni alır mısın?” dediğini söyledi. Bunun üzerine eşi ve çocuğuyla birlikte sanıkla buluşmaya gittiğini söyleyen Hatice Hikmet, “Hasan İsmail çok telaşlıydı, çok üzgündü. Eşime ‘Üzerinde ne malzeme varsa al, telefonu bende kalsın’ dedim. Malzemeden kastım bir adet bıçak ve yedek şarjörü olmaksızın bir adet silahtı. Eşime ‘Hemen silahı temizle’ dedim. Eşim üzerinde boş kovan mermisi olan silahı temizledi. Oğlumuzu emniyete teslim ettik. Şok halinde olduğu için sakinleştire sakinleştire gittik. Baba da refakat etti, çünkü silah babasına aitti. Ben ise daha sonra oğluma çamaşır getirmek için eve gidip geldim. Çocuğumun telefonu da üzerimde kalmış. Dönünce telefonu teslim ettim. Gece 02.00’de ifademi aldılar” dedi.

Hatice Hikmet: “Bir yıldan beri cehennem azabıyla yaşıyoruz”

Çocuğunu büyük gayretlerle, sevgiyle büyüttüğünü ifade eden Hatice Hikmet, “Biz bir yıldan beri cehennem azabıyla yaşıyoruz. Her günüm ağlamakla geçiyor. Bu çocuk bu hale nasıl geldi? Hiçbir şey hatırlamıyor. Ben beş ay bu çocuğu konuşturamadım. Feyzan (Damar) Hanım nasıl ağlıyorsa ben de öyle ağlıyorum” diye konuştu. Anne Hatice Hikmet daha sonra ağlayarak “Ben oğlumu hukukçu olsun diye gönderdim, bitiremedi, dördüncü sınıfta yarım kaldı” dedi.

Sanık Hasan İsmail Hikmet

“Oğlum bana cinsel tacize uğradığını söyledi”

Hatice Hikmet, sanık avukatı Vahit Bıçak’ın kendisine yönelttiği “Oğlunuz ilk duruşmada, okulda görevli olmadığı sonradan ortaya çıkan bir bayan tarafından cinsel tacize uğradığını iddia etti. Bundan size bahsetti mi?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Bahsetti, aşırı derecede karşı çıktık. Ama yapacak bir şey yoktu, okulun son senesiydi. ‘Anne evlendi zaten, ben uzak duruyorum’ dedi. Daha önce de bize kapalı bir şekilde anlatmıştı. Biz bunun doğru olmayacağını, profesyonellikle alakası olmadığını ve ona selam dahi vermemesi gerektiğini söyledik.”

Hatice Hikmet: “Oğlumun arabasını ‘Aramışlardır’ düşüncesiyle aldım”

Ceren Damar Şenel ailesinin avukatı Çetin Arslan, Hatice Hikmet’e “Savcının sanığın arabasının aranması yönündeki kesin talimatına rağmen arabayı olay yerinden almanıza kim izin verdi? Arabanın anahtarını nereden buldunuz?” diye sordu. Hikmet, “Olay mahallinde olduğu için arabanın arandığını düşündüm. Anahtar arabanın üzerindeydi” yanıtını verdi.

Hatice Hikmet yine torpido gözünde oğluna ait bir intihar mektubu bulduğunu, bu mektubun bir kitabın içinden düştüğünü söyledi. Avukat Arslan ise, “Kitabın içinden düştüğünü şimdi söylüyorsunuz, bu yeni bir şey” dedi.

Mustafa Damar: “Katil 2015 yılında başka bir kızın hayatını karartıyor”

Hatice Hikmet’in dinlenmesinin ardından Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar söz alarak “Karşımda zırvalayan bir kadının ifadelerinden yola çıkarak söylüyorum. Katil 2015 yılında başka bir kızın hayatını karartıyor. Bu kız Türkiye’de duramıyor, yurtdışına çıkıyor. Halen davası devam ediyor. Kızı mahrem fotoğraflarıyla rezil rüsva ediyor. Nasıl bir aile bu?” dedi. Sanık vekili Vahit Bıçak ise bunun davayla alakası olmadığını, sözkonusu kişinin kendi isteğiyle yurtdışına çıktığını söyledi.

Mustafa Damar

Sanığın dedesi İsmail Elçi: “Torunum Ceren Damar’ın kendisiyle evlenmek istediğini söyledi”

Mustafa Damar’ın sözlerinin ardından Hasan İsmail Hikmet’in dedesi İsmail Elçi tanık olarak dinlendi. Torununu sporcu olarak yetiştirdiğini ve onun “boş bir çocuk” olmadığını söyleyen Elçi, “Bu çocuğun bu hareketi yapması çok acayip. Niye yaptı? Bunun mutlaka bir nedeni vardır. Bunu sorgulamamız lazım. Hiçbir olay nedensiz olmaz” diye konuştu.

Torununun kendisine okuldan bir eğitmenle yakınlığı olduğunu söylediğini anlatan Elçi, “İleriki senelerde bu yakınlığın daha ileri boyutlara gittiğini söyledi. Onun kendisiyle evlenmek istediğini söyledi. ‘Sakın evlenme oğlum’ dedim. ‘Önce okulun bitecek, daha sonra kim olursa baş göz ederiz seni’ dedim” diye konuştu.

İsmail Elçi: “Eşeği baştan çıkarır sıpanın oynaması”

İsmail Elçi tanık beyanını “Son sözümü söylemek istiyorum. Ehl-i keyfe keyif verir kahvenin kaynaması, eşeği baştan çıkarır sıpanın oynaması” diyerek tamamladı. Cümlesini tamamladığı anda Elçi’ye büyük tepki oldu ve salondan sesler yükseldi. O sırada müdahil taraftan “Kızımızın anısına hakaret edilmeye devam ediliyor” cümlesi duyuldu. Müdahil avukatları, İsmail Elçi hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Sanığın arkadaşı Yiğit As: “Hasan, Ceren Damar’la cinsel ilişkisi olduğunu olaydan iki yıl önce söylemişti”

Elçi’nin ardından, 2008 yılından beri Hasan İsmail Hikmet’le arkadaş olduğunu ifade eden Yiğit As tanık beyanında bulundu. As, “Hasan, Ceren Damar’la cinsel ilişkisi olduğunu olaydan iki yıl önce, Eymir Gölü’nde koşu yaptığımız sırada söylemişti. Kız arkadaşından bu yüzden ayrıldığından bahsetmişti” diye konuştu.

Yiğit As, müdahil vekili Çetin Arslan’ın “Olay günü sanıkla telefonda ya da yüzyüze görüştün mü?” sorusunu “Olaydan sonra beni telefonla aradı. Ama daha önce konuşmadık” diye yanıtladı. Avukat Arslan ise HTS kayıtlarına göre As ve Hikmet’in olaydan önce telefonla iletişim kurduğunu söyledi.

Öte yandan, tanık As’ın “Olaydan sonra Hasan İsmail Hikmet bana ‘Ben hocayı vurdum, teslim olmaya gidiyorum’ dedi” sözlerindeki “hoca” kelimesi dikkat çekti.

Sanığın diğer arkadaşı Hasan Akdemir: “Hasan bana Ceren Damar’ın kendisine mobbing yaptığını söyledi”

Yiğit As’ın dinlenmesinin ardından savunma vekili Vahit Bıçak, dördüncü tanığı “gizli tanık” olarak dinletmek istediklerini söyledi. Bıçak bu talebe gerekçe olarak, tanığın Çankaya Üniversitesi’nde öğrenci olduğunu, kimliği bilinirse derslerinden kalabileceğini ve can güvenliği riskiyle karşılaşabileceğini gösterdi. Bıçak, talebin reddedilmesi halinde ise tanığın, “canını ve eğitim hayatını riske atarak” aleni bir şekilde beyanda bulunabileceğini belirtti. Mahkeme heyeti gizli tanıklığı kabul etmedi, tanık Hasan Akdemir aleni bir şekilde dinlendi.

Akdemir, “Hasan İsmail dürüst, çalışkan birisidir. Olay yaşanmadan bir ay evvel beni kahve içmeye çağırdı. Sohbet ederken ona bir kız arkadaşı olup olmadığını sordum. Bana bir kız arkadaşı olduğunu fakat ayrıldığını söyledi. Kim olduğunu sorduğumda ‘Ceren adında bir hoca’ olduğunu ifade etti. Mobbinge uğradığını söyledi. Kendisine sınavlarda baskı uyguluyormuş” diye beyanda bulundu.

Savcı mütalaasını değiştirmedi

Dört tanığın dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti başkanı savcıya mütalaasını değiştirip değiştirmeyeceğini sordu. Savcı bir önceki duruşmada vermiş olduğu mütalaayı tekrarladı. Bunun ardından başkan, mütalaaya ilişkin savunma yapması için müdafii vekili Vahit Bıçak’a söz verdi.

Vahit Bıçak: “Sanık haksız yere bir yıldır tutuklu”

Bıçak “Haksız yere bir yıldır tutuklu olarak özgürlüğünden uzak kalan sanık, ülkemizin yetiştirdiği değerlerden biri olan Nazım Hikmet’le aynı soyadını taşımaktadır” dedi. Bıçak ayrıca, duruşmayı izleyen Çankaya Üniversitesi öğrencilerinin “yüksek not vaadiyle” salona getirildiğini iddia etti.

Avukat Vahit Bıçak

Bıçak soruşturmanın genişletilmesini istedi, heyet reddetti

Vahit Bıçak dava sürecinde usul hataları olduğunu söylerken iddianame hazırlanırken sanık lehine delillerin toplanmadığını öne sürdü. 27 Eylül’deki birinci duruşmada gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmadığını, kendisinin “izleyicileri yararak salona girmek zorunda kaldığını” belirtti.

Bıçak daha sonra mahkeme heyetine taleplerini sıraladı. Tanık beyanlarının doğru olup olmadığının anlaşılması için olay yerinde keşif yapılmasını, Ceren Damar’ın kamu görevlisi olup olmadığına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan evrak istenmesini ve Ceren Damar’ın telefonunun incelenmesini istedi.

Bıçak bu talepleri yerine getirilmeden esasa ilişkin savunma yapamayacağını, taleplerin reddedilmesi halinde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 25. maddesinde yer alan “reddihâkim” yoluna başvuracağını söyledi.

Dava 21 Şubat’a ertelendi

Bıçak’ın taleplerini reddeden mahkeme heyeti, davayı 21 Şubat’a erteledi. Sanığın tutukluluk halinin de devamına karar verildi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.