Kamera: Batu Bozkürk / Kurgu: Özgün Özgül
Veli Saçılık, 5 Temmuz 2000’de Burdur Cezaevi’ne yapılan Hayata Dönüş Operasyonu sırasında cezaevi duvarını yıkmaya çalışan dozerin kepçe darbesi sonucu kolunu kaybetti. Kolu kurtarılmak yerine sokağa atıldı, bir sokak köpeğinin ağzında bulundu.
Saçılık, cezaevine girmesine yol açan davadan beraat etti, kolunun kopması nedeniyle açtığı tazminat davasını kazandı. Kamu personeli oldu. Tüm bu süreçler sonunda AİHM, Türkiye’yi mahkûm etti. Saçılık ise ne kendi mücadelesinden ne de haksızlıkların karşında durmaktan vazgeçti.
Veli Saçılık, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen ve OHAL kapsamında çıkartılan KHK ile kamudan ihraç edildi. Hakkında hiçbir soruşturma bulunmamasına rağmen ihraç edilen Saçılık, “işimi istiyorum” eylemleri yapmaya başladı.
Sosyolog Saçılık, HDP’nin 23 Şubat’ta yapılan 4. Olağan Büyük Kongresi’nde partinin yeni Merkez Yürütme Kurulu’na seçildi. Yaklaşık bir yıl önce, eşi Solmaz’la beraber imza günleri ve sohbetlere de ev sahipliği yapan Vengo isimli kafesini açtı.
Sosyal medyadan aldığı tehditlerle yeniden gündemde olan Veli Saçılık’ın ‘film gibi’ hayat hikayesinin sadece küçük bir kısmı bu. Öte yandan hayatı doyasıya yaşamaktan, ezilenlerin yanında olmaktan, okumaktan ve tartışmaktan vazgeçmiyor. Mücadelesinin önemli bir kısmını da engelliler oluşturuyor. Türkiye’de engellilerin bir sömürü aracı olduğunu söylüyor. Sosyal yardımlarla elde edilen bir oy potansiyeli taşıdığını anlatıyor: “Engellinin hayata katılımıyla ilişkili bir temel politikası yok. Esasen topluma bir rüşvet dağıtmanın, bir parmak bal çalmanın ama onun sonunda da oy çalmanın karşılığı olarak görüyorlar.”
İşte Veli Saçılık ile muhiti Kızılay’da, en sevdiği kitaplarla, mücadelesini ve hikayesini anlattığı bir gün…
