21 yaşındaki, Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Gülistan Doku, 5 Ocak’tan bu yana kayıp. Gülistan, en son Uzunçayır Baraj Gölü Dinar Köprüsü yakınlarında görüldü. Burada aralıklarla yapılan aramalara karşın 97 gündür bulunamadı. Gülistan’ın annesi, babası, ablası, tüm yakınları ve kadın örgütleri o günden beri aynı soruyu soruyor: “Gülistan nerede?”
İlk günden bu yana ana akım medyada Gülistan’ın intihar etmiş olabileceğine yönelik haberler yapıldı. Ailenin avukatı Ali Çimen, önceki gün bu haberlerin gerçeği yansıtmadığına ve yanlış algı oluşturduğuna dikkati çeken bir basın açıklaması yayımladı. Çimen, yazılı açıklamasında Gülistan’ın kaybolduğu günden bir gün önce, yani 4 Ocak’ta yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Müvekkil Gülistan Doku, Munzur Üniversitesi’nde öğrenci olup aynı zamanda şehir merkezindeki Hanımeli Pastanesi’nde yarı zamanlı çalışmaktadır. Müvekkil Gülistan 4 Ocak’ta Hanımeli Pastanesi’nde çalışmaktayken saat 20:08:51’de şüphelinin polis babası E.Y. adına kayıtlı ve şüpheli Zaynal Abakarov’un kullandığı cep telefonundan SMS alması üzerine çalıştığı işyeri sahibinden izin alarak Abakarov’la birlikte onun evine gitmişlerdir. Gülistan, bir müddet orada kaldıktan sonra evden tek başına ayrılmak zorunda kalmıştır. Gülistan evden çıkmasının ardından şüpheli tarafından zorla araca bindirilmek istenmiştir. Bu durumu gören vatandaşların haber vermesiyle olay yerine gelen polisler, o sırada şüphelinin üzerinde kimliği bulunmaması üzerine gözaltına almak istemişlerdir. Şüpheli Zaynal, polis olan babasını olay yerine çağırmıştır. Bu anlatım, Gülistan’ın kaybedilmesi olayının bir önceki gecesine ait olup, şüpheli Zaynal’ın, babası E.Y.’nin ve annesinin ifadelerinde bahis dahi edilmemiştir. Durum, Gülistan’ın olaydan sonra (4 Ocak gecesi) kaldığı öğretmeninin emniyete kendiliğinden giderek verdiği ifadeyle ortaya çıkmıştır.”
Avukat Çimen’in açıklamasında, Gülistan’ın öğretmeninin evinde 5 Ocak sabahı kahvaltı yaptığı, sonrasında evden ayrıldığı ve Zaynal Abakarov’un çalıştığı işyerine gittiği belirtiliyor:
“Müvekkil 5 Ocak’ta şüphelinin çalıştığı iş yerine 11:30 sıralarında gitmiştir. Bu işyeri önünden soruşturma dosyasında bulunan görüntü inceleme tutanakları ile işyeri diğer çalışanları tanıkların beyanlarına göre şüpheli ile Gülistan tartışmışlardır. Kamera görüntülerinde, şüpheli tarafından Gülistan’a el kol hareketleri yapıldığı ve bağırıldığı görülmektedir. Gülistan bu olay sonrasında Munzur Üniversitesi yakınlarında bulunan Dinar Köprüsü’ne gitmiştir. Gülistan’ın aynı gün saat 12:21:29’da cep telefonu sinyal bilgileri kesilmiştir.”
Meydascope’a konuşan, Gülistan’ın ablası Aygül Doku, olayda bunca şüphe varken kardeşinin intihar ettiğine yönelik algı oluşturan haberlere isyan ediyor.
“Öldü mü, öldürüldü mü; kayıp mı, suda mı, değil mi? Başına ne geldiğini bilmediğimiz bir kızımız var” diyen Doku, sözlerini “Ailemiz iyi değil. Annem de iyi değil, ben de iyi değilim. Biz Gülistan’ın bedenini bulabilsek deriz ki ‘Kızımıza şu olmuş’. Bilinmezlik kadar kötü bir şey yok” diye tamamlıyor.
Aygül Doku, 97 gündür ihtimalleri konuştuklarını ve artık aile olarak somut bir veri istediklerini de belirtiyor: “Biz kızımızı üniversiteye gönderdik. Üniversiteye giden bir gencin ailesinin, kızlarının kendi ayaklarının üzerinde durması hayali vardır. Gencin de kendine gelecek hayali vardır. Sapasağlam bir genci okula gönderen bir aile ‘Allah’ım ne olur, kızımın cesedini bulayım’ diye dua ediyorsa bu, Türkiye’nin ayıbıdır. Aile olarak ‘Kızımız nerede’ diye her gün ölmek istemiyoruz. Tek istediğimiz şey somut veri, ihtimaller değil. Kızımızı gerçekten kaybettirmişler. Yok çünkü, yok! Ben soruyorum size, Gülistan Doku nerede?”
