Bir sivil toplum platformu olan Denge ve Denetleme Ağı (DDA), araştırma şirketi KONDA’nın 2010 yılından bu yana yaptığı kamuoyu araştırmalarına dayanarak “Türkiye’de Demokrasi Talebi” raporu hazırladı.
Raporda; eşit vatandaşlık, ifade özgürlüğü, yerel yönetimler ve örgütlenme özgürlüğü gibi çeşitli başlıklar altında, Türkiye toplumunun son 10 yıl içinde nasıl bir algı oluşturduğu ele alındı.
Raporun yazılma süreci, KONDA‘dan Bekir Ağırdır ve Eren Pultar tarafından koordine edildi. Öte yandan, akademisyen Dr. Meltem Ersoy ve Tuğçe Erçetin de verileri derledi. Rapor için ayrıca DDA’nın gönüllülerinden oluşan bir ekip de çalıştı.
“Türkiye’de Demokrasi Talebi” raporu bugün (22 Mayıs) yapılan bir webinar (internet ortamında yapılan toplantı) ile kamuoyuyla paylaşıldı. Toplantıyı DDA Genel Direktörü Hayriye Ataş açarken Dr. Meltem Ersoy raporun bulgularını değerlendiren bir sunum yaptı. Toplantıda KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır ve İstanbul Politikalar Merkezi’nden akademisyen Prof.Dr. Fuat Keyman da verilerin ortaya konulmasının ardından raporu tartıştı. Konuşmacıların ardından basın mensuplarının sorularına geçildi.
Dr. Meltem Ersoy yapılan çalışmada, KONDA’nın 2010 yılı Mart ayı ile 2019 yılı Nisan ayı arasında yaptığı anket ve verilerin değerlendirildiğini açıkladı ve KONDA’nın bu dönemde yaptığı anketlerde toplam 266 bin 993 kişiyle görüşme gerçekleştirdiğini belirtti.
Ersoy, bu raporların değerlendirilerek Türkiye’de son 10 yılda demokrasi algısının nasıl değiştiğini görmek istediklerini dile getirdi. Ersoy ayrıca, son 10 yılda KONDA’nın yaptığı araştırmalarda özellikle hukukun üstünlüğü, eşit vatandaşlık, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve yerel yönetimler gibi alt başlıklara bakıldığını vurguladı.
Raporun bulgularına göre; Türkiye’de vatandaşlar, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve adil bir anayasa ihtiyacı konusunda hemfikir. Ancak bunların gerçekleşeceğine bir inançları da yok. Rapora göre, Türkiye’de insanlar arasında yargının bağımsızlığını yitirdiği ve siyasallaştığı düşüncesi hâkim durumda.
Rapora göre insanlar, herkesin eşit haklara sahip olmasını da ilkesel olarak destekliyor. Ancak rapor yine de insanların dil ve etnik köken gibi kimliksel konularda bazı çekinceleri olduğunu ortaya koyuyor. Herkesin durduğu yere göre kendi makbul vatandaş tanımının farklı olduğu görülüyor.
Öte yandan insanlar, seçimleri demokrasinin vazgeçilmezi olarak görürken Türkiye’nin yarısının seçimlerin adil olmadığı yönünde görüş bildiriyor.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, konuşması esnasında bu raporun Türkiye’de ikircikli bir topluma işaret ettiğini söylerken, bu ikircikliğin Türkiye’de insanların deneyimlerinden kaynaklandıklarını vurguladı. Ağırdır’a göre insanlar birey olmak ile yurttaş olmak arasında sıkışmış durumda. Bunun neticesinde “biz olma” ütopyasının parçalandığının altını çizen Ağırdır, insanların gündelik yaşamlarında deneyimlediği paradoksların onları bu duruma ittiğini belirtti.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Akademisyen Prof.Dr. Fuat Keyman ise bu ikircikliğin ortaya çıkmasında, siyasal yapıda ve devlet yönetiminde yapılan dönüşümlerin etkili olduğunu söyledi. Keyman’a göre, siyasi alandaki kutuplaşma arttıkça insanların parçalanmışlığı da derinleşiyor.