İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Amacımız 16 milyona hesap vermek” dedi, bir yılın dökümünü yaptı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran seçimlerinin birinci yıldönümünde konuştu. Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan toplantının amacının “16 milyona hesap vermek” olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Bir kamu yöneticisi için en güzel, en onurlu görevlerden biri hesap vermektir” dedi.

Salgın sürecine rağmen başarılı bir ilk yıl geçirdiklerini söyleyen İmamoğlu, “Sevgili İstanbullular; özetlemeye çalıştığım gibi, birinci yılımızda karşılaştığımız her türlü probleme, engellemeye ve koronavirüs salgınına rağmen çok başarılı işler yaptık. Ne yaptıksa sizlerin iradesi doğrultusunda ve sizlerle birlikte yaptık. Çok mutluyum çünkü birlikte başardık” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in mesajlarının okunduğu toplantıya, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, CHP ve İYİ Parti İstanbul milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ile İBB üst yönetimi tam kadro katıldı. 

İmamoğlu, sosyal mesafe kurallarına uygun oturma düzeniyle organize edilen salona eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte girdi. İmamoğlu, konuşmasının başında, “Savunma Yürüyor” sloganıyla yürüyen baro başkanlarını ve avukatları selamladı. 

İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu bir yılda asıl unutulmaması gereken, 16 milyon İstanbullu’nun bu oyunlara verdiği cevaptır. Asıl unutulmaması gereken, demokrasi ve özgürlükler konusunda İstanbul’un ortaya koyduğu irade ve karardır. Asıl unutulmaması gereken, oy çuvallarının üstünde haftalarca uykusuz nöbet tutan, başta Millet İttifakı; CHP ve İYİ Parti üyeleri olmak üzere, her partiden binlerce cesur ve demokrasi aşığı seçmenin fedakârlığı ve azmidir.” 

“Kasamızda maaşları ödeyecek para dahi yoktu”

“Kasamızda personelimizin maaşlarını ödeyecek paramız dahi mevcut değildi. Vadesi geçmiş yaklaşık 6 milyar liralık bir borçla ve bizden önceki yönetimin yaptığı bütçeden kaynaklanan 7.9 milyar liralık bir büyük bütçe açığı ile İBB’yi teslim aldık” diyen İmamoğlu, buna rağmen duran metro inşaatlarını devam ettirdiklerini söyledi.

Salgın sürecinde belediyenin 6 milyar liralık bir maddi kaybı olabileceğini söyleyen İmamoğlu, “Gelirlerimiz; planlı bütçemizden 5 milyar, bir önceki yıl aynı dönemden ise 1.5 milyar lira daha düşük bir noktaya geriledi. Aldığımız tasarruf tedbirleri ve etkin bütçe yönetimiyle giderlerimizi yöneterek, neredeyse denk bütçe seviyesine geldik. Bu tabloda bizi zorlayan en önemli faktör, bizden önceki yönetimlerin İBB’ye yüklemiş olduğu borçlar ve kredi geri ödemeleridir. İkinci önemli faktör iktidar blokunun uygulamaları ve yaklaşımlarıdır. Örneğin, kredi taleplerimiz konusunda kamu bankalarının engellenmesi. Örneğin, Ulaştırma Bakanlığı’na devredilen Başakşehir gibi metrolara ilişkin ödemelerin, maliye payımızdan kaynağında, peşin peşin ve aylık 50 milyonluk dilimlerle kesilmesi. Bizim kredi almamız engellenmese bu hat için toplam 300 milyon lira bizden kesilmese, biz, Başakşehir hattını, 20 yıllık vade ile ve çok daha ucuza yapabiliriz. Bir taraftan bizim ucuza ve çok uzun vadeli dış kredi kullanmamız engelleniyor, diğer taraftan da bizim nakdimize el konularak bizim adımıza güya metro inşaatı yapılıyor.”

“İsrafa ve yanlışlara son verdik”

Hizmetleri ve projeleri azaltmadan ilk yılı tamamladılarını belirten İmamoğlu, “Bütçe disiplinini sağladığımız için, dövizdeki büyük kur artışına rağmen, borç stokumuzda bir artış olmadı. Korona salgını, belediyemizin finansal durumunu da derinden etkiledi. İkinci dalga söz konusu olursa, korona salgınının İBB’ye toplam maliyetinin 6.5 milyar lirayı bulacağını hesaplıyoruz. İkinci dalga olmazsa, salgının belediyemize maliyeti yaklaşık 5 milyar lira olacak. Salgın sürecinde iştirak şirketlerimizin toplam gelirleri de dramatik şekilde geriledi. İETT, Metro, Ulaşım A.Ş., Beltur ve Kültür A.Ş gibi iştiraklerimiz başta olmak üzere, bazı iştiraklerimizin gelirleri yüzde 10’lara ve altına kadar geriledi. Tüm bunlara rağmen yıl sonunda iştirak şirketlerimizin toplamda zarar etmelerini önleyecek tedbirimizi aldık. Özetle, vatandaşın vergileriyle oluşan kamu bütçesinin yönetiminde yıllardır görülen israfa ve yanlışlıklara son verdik” dedi.

İmamoğlu, yeşil alanlarla ilgili de şunları söyledi: “İstanbullular’a ayrıca; Haramidere Vadisi, Nakkaşdere Vadisi, Tavukçudere Vadisi, Çırpıcı Vadisi, Ayvalıdere Vadisi, Kavaklıdere Vadisi, İdealtepe Vadisi, Çamaşırcıdere Vadisi, Tugay Vadisi ve Tuzla Vadisi de dahil olmak üzere yeni yaşam vadileri için de çalışmalara başladığımızı müjdelemek isterim. Bütün bu tamamlanmış, devam eden ve başlayacak olan vadi, park ve kent içi orman projelerimiz, İstanbul’daki aktif yeşil alan oranını artırmakla kalmayacak, vatandaşlarımızın nefes almalarına, ailecek yeşile doymalarına da yardım edecek. Bu projeleri tamamlayarak, peyderpey halkımızın hizmetine ve kullanımına açacağız. Benim hayatımın en mutlu günü, tüm bu vadilerin tamamlandığı ve çimlerinde çocukların özgürce oynadığı, gençlerin, annelerin ve büyüklerimizin yeşile olan hasretini giderdiğimiz o günler olacak. İnanın ki, o günler öyle çok da uzakta değil.”

“Kavuşma Durağı’nı kaldırınca, Cumhurbaşkanlığı çadırını da mecburen kaldırdılar”

Kent meydanları ile ilgili olarak yapmakta oldukları projeleri halkın dikkatine sunmak için “İstanbul Meydanlarına Kavuşuyor” adıyla kampanya başlattıklarını hatırlatan İmamoğlu, şu örneği verdi: “Taksim Meydanı’nda ‘Kavuşma Durağı’ adında bir tanıtım alanı kurmak istemiştik. Daha bizim tanıtım alanımız bitip halkın kullanıma sunulmadan ve suç duyurusuyla apar topar kaldırıldı. Oysaki, hemen yanı başında aylardır kimsenin en ufak bir işlem yapmadığı Cumhurbaşkanlığı İletişim Çadırı, orada öylece duruyordu. Kavuşma Durağı’nı kaldırınca, o devasa boş çadırı da mecburen kaldırdılar. Konu Ekrem İmamoğlu ve İBB olunca, hemen harekete geçen koruma kurulları, bakanlıklar, devlet kurumları, siyasetçiler, 23 Haziran’a gidilen yolda şahit olduğumuz organize işlerin yeni versiyonları.”

“Artık ne İstanbul ne de Türkiye, 23 Haziran öncesindeki İstanbul ve Türkiye değildir”

İmamoğlu konuşmasında şu uyarılarda da bulundu: “23 Haziran’ın anlamını tam olarak kavrayamayanlara tekrar hatırlatmak isterim: Artık ne İstanbul ne de Türkiye, 23 Haziran öncesindeki İstanbul ve Türkiye değildir. Bu millet, ne yaptığınızın farkında. İstanbul’un iradesini yok saymanın, İstanbullu’ya fatura ödetmenin bedeli ağır olur. İşbaşına geldiğimizde, devraldığımız koşullar hakkında hiç şikayette bulunmadık, işimize odaklandık. Devri sabık yaratmak istemedik. Bu demek değil ki bizden önceki dönemde yapılan anormallikleri, yanlışları, tuhaflıkları görmezden geleceğiz. Bizden önceki 5 + 5 yılı incelemek üzere iç incelemelerimiz en titiz şekliyle sürüyor. Hiç acele etmiyoruz. Gerekli durumlarda, gerekli hukuki işlemleri başlatacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. 16 milyonun hakkını savunacağız. Belediye kadrolarında da, belediye ve iştiraklerinin iş ve işlemlerinde de, taksi plakalarıyla ilgili kararda da tek pusulamız var; halkımızın yanında olmak. Hiç kimse unutmasın, hiç kimse görmezden gelmesin.”

İmamoğlu, yaklaşık 1,5 saat süren konuşmasını şöyle tamamladı: “Özetlemeye çalıştığım gibi, birinci yılımızda karşılaştığımız her türlü probleme, engellemeye ve koronavirüs salgınına rağmen çok başarılı işler yaptık. Ne yaptıksa sizlerin iradesi doğrultusunda ve sizlerle birlikte yaptık. Bugün burada çok mutluyum. Çünkü birlikte başardık. Yola çıkarken söz verdiğimiz gibi liyakat ve şeffaflığa dayalı prensiplerle işbaşı yaptırdığımız genç ve dinamik kadromuzla adil, yeşil ve yaratıcı İstanbul hedefimiz için emin adımlarla yürüyoruz. İBB’nin yönetim ekibine ve 83 bin çalışanına birinci yıldaki başarı için teşekkür ediyorum. Ama hepsinden önümüzdeki yıl ve daha sonrası için daha çok çalışma ve daha çok fedakârlık bekliyorum. Çok daha fazla çalışıp, çok daha fazla başarılı olacağız. Çünkü biz başarmaya mahkûmuz. Çünkü biz, küçük bir çıkar grubu için değil, 16 milyon için çalışıyoruz. Farkımız burada. Ellerinde medya gücüyle ne tür yalanlara başvurursa vursunlar, devlet anlayışına sığmayan ne tür tuhaf iş yaparlarsa yapsınlar yolumuza devam edeceğiz. Bu aziz şehrin sorunlarına ve sizlerin ihtiyaçlarına eşitlik, dayanışma, üretim, özgürlük doğrultusunda çözüm üstüne çözüm üreteceğiz. İlk yılımızda çok başarılı olduk. Çok daha başarılı olacağız. Enerjimiz yüksek. Yolumuz uzun. Birlikte başarmaya devam edeceğiz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.