Balıkesir’in Havran ilçesine bağlı Büyükşapçı ve Halılar köylerinde yapılmak istenen altın madeni projelerinin iptali için Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin açtığı davalara yönelik bilirkişi keşfi yapıldı. Derneğin yönetim kurulu üyesi Mehmet Akbulut, keşfin kendileri için olumlu geçtiğini söyledi.
Büyükşapçı ve Halılar köylerinin bulunduğu bölgede Bahar Madencilik tarafından yapılmak istenen altın madeni projelerinin iptali için Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği tarafından dava açılmış ve kazanılmıştı. Fakat Danıştay bu karar bozdu ve bilirkişi keşfi yapılmasına karar verdi. Balıkesir İdare Mahkemesi tarafından bugün köylerde bilirkişi keşifleri yapıldı.
Diğer köyler de tehlike altında
Altın madeni sadece Havran ilçesine değil, İvrindi ve Balya ilçelerindeki köylere de yapılmak isteniyor. Büyükşapçı Köyü yakınlarında iki, Kocaseyit, Halılar, Sarnıç, Dereören köyleri yakınlarında iki, Küçükşapçı Köyü yakınında bir, Balya’nın Orhanlar Köyü’nde bir, Eğmir Köyü’nde bir, İvrindi’nin Gökçeyazı ve Sofular köylerinde birer, Altıeylül’ün Sarıalan Köyü’nde de bir adet altın madeni projesi bulunuyor. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin paylaştığı bilgiye göre henüz bilinmeyen başka altın madeni projeleri olduğu gibi, bölgede kurşun, demir, gümüş gibi onlarca madencilik projesi gündemde.
Büyükşapçı Köyü’ndeki Demirtepe Altın Madeni Projesi, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve köylülerin itirazları sonucunda durdurulsa da aynı durum diğer bazı projeler için geçerli değil.
Mehmet Akbulut: “Keşif bizim açımızdan olumlu geçti”
Bilirkişi tarafından yapılan inceleme esnasında orada bulunan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Akbulut, keşfi Medyascope’a anlattı. Akbulut, keşfin kendileri için genel olarak olumlu geçtiğini belirterek şunları söyledi: “Yerle ilgili itiraz dilekçelerimizi detaylı dokümanlarla onlara verdik. Onları da değerlendirip bir sonuca varacaklarını söylediler. Genel intiba olarak keşif bizim açımızdan olumlu gibi geçti. Derneğimizden teknik anlamda donanımlı bir arkadaşımız şirketin bütün hileli yönlerini çok güzel anlattı. Sanıyorum ki ikna edebildik.”
“Maden işlerse yeraltı ve yerüstü suları zehirlenecek”
Akbulut, altın madeninin hayata geçirilmesi durumunda hem ağaçların yok edileceğini hem de suların zehirleneceğini şöyle anlattı: “Bu maden işlediğinde bize oksijen sağlayan ağaçlar, yeşillikler yok olacak. Hemen altımızda Havran Barajı var. Derelerin sularıyla besleniyor. Bu maden eğer işlerse altın çıkarılırken oluşacak zehir, yeraltı ve yerüstü sularını zehirleyecek. Dolayısıyla barajın zehirleneceğini söylüyoruz. Baraj burada tarım alanını suladığı için tarım arazilerini zehirleyecek. Dolayısıyla zehirli ürün tüketilecek.”
“Burada yaşayan halk zengin toprakların yoksul bekçileri olacak”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Akbulut, maden projesinin hayata geçmesi halinde köylülerin de büyük zarar göreceğinin altını çizip şunları söyledi: “Biz doğaya bacasız fabrika olarak bakıyoruz. Binlerce yıldır bu doğa buradaki insanlara ürün vermiştir. Buranın köylüleri bu doğadan ürettikleri sebzelerle, meyvelerle yaşayan köylüler. Bu altın madeni yapılırsa bu zenginliğin tümü yok olacak. Dolayısıyla burada yaşayan halk kendi zengin topraklarının yoksul bekçileri olacak. Bunu istemiyoruz. Kaldı ki biz bu doğayı torunlarımızdan ödünç aldık. Onlara aynı sağlıkla verme yükümlülüğümüz var.”
Çanakkale Kirazlı’da da maden projesi yapılmak istenmişti
Alamos Gold Şirketi ve Doğu Biga Madencilik tarafından Çanakkale Kirazlı’da da altın ve gümüş maden projeleri yapılmak istenmiş, bu projeler kamuoyunun tepkisini çekmişti. Projeyi durdurmak için çeşitli eylemlerle birlikte “Su ve Vicdan Nöbeti” başlatılmıştı. Şirketin ruhsatı iptal edilmediği ve şirket bölgeden ayrılmadığı için Su ve Vicdan Nöbeti hâlâ devam ediyor.
Mehmet Akbulut ile söyleşimizin tamamı:
