Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Barış İçin Akademisyenler Platformu’nun imzaya açtığı “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalayan ve sonrasında çeşitli hak ihlallerine uğrayan akademisyenlerin güncel durumuna ilişkin bir rapor yayımladı. Rapora göre, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 26 Temmuz 2019 tarihli kararıyla bildiri metnini imzalamak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiş olsa da, imzacı akademisyenler hak ihlali yaşamaya devam ediyor.
Raporda, imzacı akademisyenlerin kendilerine isnat edilen “terör propagandası yapmak” suçunu işlemedikleri AYM tarafından sabit görülse de halen görevlerine iade edilmedikleri, bazı imzacı akademisyenler hakkındaki yargı sürecinin henüz tamamlanmadığı ve yine bazı imzacı akademisyenlerin pasaportlarının halen iade edilmediği belirtiliyor.
Raporda, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kamu görevinden çıkartılanların göreve iade başvurularını incelemek için kurulan OHAL İnceleme Komisyonu’nun, imzacı akademisyenlerin dosyalarını hâlâ karara bağlamadığı ve AYM kararından sonra da akademisyenlerin durumunda bir değişiklik olmadığı vurgulanıyor:
“Bizzat Komisyon tarafından yapılan bu açıklamaya karşın, AYM kararı sonrasında beraat eden Barış İçin Akademisyenler’in durumunda bir değişiklik olmamıştır. Başka bir deyişle, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, AYM kararını ve birinci derece mahkemelerin verdiği çok sayıda beraat kararını görmezden gelmeye devam etmektedir.”
Rapor son olarak, imzacı akademisyenlerin bugüne kadar uğradığı hak ihlallerinin ortadan kaldırılabilmesi için “hukuk devleti olma iddiası temelinde” alınması gereken önlemleri sıralıyor:
* Yerel mahkemelerde hâlâ süren davalarda yeni duruşma yapılmaksızın derhal dosya üzerinden beraat kararı verilmelidir.
* OHAL döneminde Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevinden ihraç edilen toplam 406 imzacı akademisyenin tamamı, hiçbir ayrım yapılmaksızın ve geriye dönük olarak tüm haklarıyla birlikte göreve iade edilmelidir. Bu akademisyenlerin eski kurumlarında göreve başlamaları sağlanmalı, ihraç sürecinde yaşananlardan dolayı aynı kuruma dönmek istemeyenler için Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından tercih yapma imkanı sunulmalıdır.
* İhraç edildiği sırada Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında olan veya Yükseköğretim Kanunu’nun 50/d maddesi uyarınca süreli kadroyla istihdam edilmiş bulunan araştırma görevlilerinin göreve iadesinde hak kayıplarını engelleyecek düzenlemeler yapılmalıdır.
* İmzacı akademisyenlerin pasaport tahditleri derhal ve koşulsuz olarak kaldırılmalıdır.
* KHK dışındaki yollarla işten çıkarılan (sözleşmesi yenilenmeyen veya feshedilen), ayrıca gördükleri baskı nedeniyle istifa etmek ya da emekliye ayrılmak zorunda kalan imzacı akademisyenlerin üniversiteye geri dönmeleri için gerekli koşullar YÖK tarafından ivedilikle sağlanmalıdır.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
* Barış İçin Akademisyenler bildirisini imzaladığı sırada Türkiye’de herhangi bir kurumda istihdam edilmeksizin lisansüstü öğrenimine devam eden ya da lisansüstü derecesine sahip akademisyenlere yönelik olarak “güvenlik soruşturması” adı altında icra edilen “kara liste” uygulamasına son verilmelidir.
TİHV’den Dr. Serdar Tekin: “AYM kararının ardından tek olumlu gelişme beraat kararları”
Medyascope’a konuşan raporun yazarlarından Dr. Serdar Tekin, Barış Akademisyenleri’nin uğradığı hak ihlallerinin devam ettiğini ve hak kayıplarının giderilmesi için gerekli adımların atılmadığını söyledi. Tekin’e göre, AYM’nin kararının ardından meydana gelen tek olumlu gelişme imzacı akademisyenlere açılan ceza davalarının büyük çoğunluğunun beraat ile sonuçlanması.
Dr. Serdar Tekin’in açıklamalarının tamamını dinleyebilirsiniz: