Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Türkiye Eğitim Sistemi’nde Din İnanç Özgürlüğü” raporu yayımlandı: “Din eğitiminde Türklük ve Sünni İslam odaklı anlayış hâkim”

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nin (ESHİD), Norveç Helsinki Komitesi (NHC) işbirliğiyle yürütülen projesi kapsamında “Türkiye Eğitim Sistemi’nde Din İnanç Özgürlüğü” başlığıyla 18 Şubat 2021 Perşembe akşamı bir webinar düzenlendi. Hollanda Büyükelçiliği MATRA programı tarafından desteklenen “Türkiye Eğitim Sisteminde Çoğulculuğu ve Din ve İnanç Özgürlüğünü Destekleme Projesi” kapsamında hazırlanan raporlar uzmanlar tarafından üç başlıkta tartışmaya açıldı. Moderatörlüğünü ESHİD’den Duygu Zeynep Ağbayır’ın üstlendiği webinara konuşmacı olarak, raporu hazırlayan araştırmacılar Mine Yıldırım, Özgür Heval Çınar ve Işık Tüzün katıldı. 

Webinarda sunulan raporlarda, zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersi öğretim programları ve ders kitaplarının, zorunlu ve seçmeli din dersi programları ile ders kitaplarının ve çeşitli vakıf ve derneklerin Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile işbirliği protokolleri aracılığıyla okullarda yürüttüğü müfredat dışı faaliyetlerin, Türkiye’nin bu alanlardaki uluslararası insan hakları taahhütleri ile uyumu değerlendirildi.

“Türkiye Eğitim Sisteminde Din İnanç Özgürlüğü” webinarının açılış konuşmasını yapan moderatör Zeynep Duygu Ağbayır, proje kapsamını ve çalışma bulgularıyla hazırlanan raporların ana başlıklarını özetledi.

Webinarın ilk konuşmacısı Mine Yıldırım, “Türkiye’de Zorunlu Din Eğitimi – Din Kültürü Ahlak Bilgisi Dersi ve Kitapları Hakkında İnsan Hakları Temelli Bir Değerlendirme” başlıklı raporun sunumunu gerçekleştirdi. 

Raporda, çocuğun din veya inanç özgürlüğü, katılım hakkı ve ebeveynlerin çocuklarını kendi dini veya felsefi görüşleri doğrultusunda yetiştirme hakkını temel alan bir değerlendirme sunuldu. Türkiye eğitim sistemi içinde zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi (DKAB) dersinin üst politika, sivil toplum ve din veya inanç topluluklarının talepleri ve Türkiye’nin insan hakları yükümlülükleri ekseninde tartışma ve çalışmaların odaklandığı kritik bir konu olmaya devam ettiği belirtildi. Raporda, ebeveynlerin çocuklarını kendi dini ve felsefi görüşleri doğrultusunda yetiştirme hakkı üzerinden değerlendirilen bu konuyu, çocuğun din veya inanç özgürlüğü ve katılım hakkı üzerinden de değerlendirerek alana bir katkı sunmayı amaçladığı aktarıldı. DKAB dersi ve kitaplarını bu haklar bağlamında yapısal, sürece ilişkin ve sonuç göstergeleri yöntemi ile ortaya koyarak irdelemeyi amaçlayan raporda, Türkiye’nin uluslararası ve ulusal hukuk yükümlülükleri ve ilgili politikaların geliştirilme süreçleri de ele alındı. 

Rapor kapsamında ayrıca, 2018-2019 eğitim öğretim yılında kullanılmaya başlanan DKAB ders kitapları, tarafsız, nesnel ve kapsayıcı olma, çocuğun din veya inanç özgürlüğü ve ebeveynlerin çocuklarını kendi dini veya felsefi görüşleri doğrultusunda yetiştirme hakkı açısından değerlendirildi.  

DKAB dersine ilişkin iki önemli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ve birçok ulusal mahkeme kararının, bu derslerin niteliği ve derslere ilişkin tartışma ve çalışmalar açısından önemi vurgulanan raporda, yargı kararlarına ilişkin süreç de ayrıntılı bir şekilde anlatıldı. Değerlendirme, DKAB ders kitaplarının din kültürü veya dinler hakkında eğitim değil, din eğitimi niteliğini koruduğunu ortaya koydu.

Ayrımcı olmayan ve insan hakları hukukuyla uyumlu bir muafiyet mekanizmasının bulunmaması nedeniyle zorunlu din eğitiminin hem çocuğun din veya inanç özgürlüğü hem de ebeveynlerin çocuklarını kendi dini ve felsefi görüşleri doğrultusunda yetiştirme hakkına ciddi bir müdahale oluşturduğu vurgulandı. DKAB ders kitaplarının geliştirilme süreçlerinin ve içeriğinin ivedilikle insan hakları ve AGİT/DKİHB Devlet Okullarında Dinler ve İnançlar Hakkında Öğretim Hakkında Toledo Kılavuz İlkeleri’yle uyumlu hale getirilmesi, bu gerçekleşene dek ayrımcı olmayan muafiyet mekanizması oluşturulması önerildi.

“Türkiye Eğitim Sisteminde Din İnanç Özgürlüğü” webinarında söz alan ikinci konuşmacı Özgür Heval Çınar ise hazırladığı “Seçmeli Din Dersleri ve Kitapları Hakkında İnsan Hakları Temelli Bir Değerlendirme” başlıklı raporun özetini sundu. 

Söz konusu rapor kapsamında, seҫmeli din dersleri ҫerҫevesinde ortaokul ve ortaöğretim boyunca okutulan kitapların düşünce, vicdan ve din özgürlüğü başta olmak üzere uluslararası insan haklarıyla –özelde Toledo Klavuz İlkeleri’yle– uyumlu olup olmadığı incelendi. Raporun ilk bölümde seҫmeli din derslerinin öğretim programlarında belirtilen amaҫlarına, ünitelerine, kazanım sayılarına, ders saatlerine ve yüzdelerine değinilirken ikinci bölümde ise bu ders kitaplarının uluslararası insan hakları standartları ve özelde Toledo Klavuz İlkeleri’yle uyumlu olup olmadığı sorusuna cevap arandı. Raporun son kısmı ise sonuç ve önerilerden oluştu.

“Türkiye Eğitim Sisteminde Din İnanç Özgürlüğü” webinarının son konuşmacısı olarak söz alan Işık Tüzün, Ezgi Tunca ile birlikte hazırladıkları “Çeşitli Vakıf ve Dernekler ile İşbirliği Protokolleri Aracılığıyla Yürütülen Müfredat Dışı Etkinlikler: Eğitimde Çoğulculuk ve Çocuğun Din veya İnanç Özgürlüğü Açısından Bir İnceleme“ raporunun içeriğini paylaştı. 

Raporun odağında, çeşitli vakıf ve derneklerin MEB ile işbirliği protokolleri ve bu kapsamda okullarda / okullar aracılığıyla öğrencilere yönelik gerçekleştirdiği sosyal, eğitsel, kültürel vb. etkinlikler yer aldı. Rapor kapsamında incelenen protokoller, Türkiye’de halihazırda tartışmalı bir alan olan din ve eğitim alanına, özellikle çoğulculuk, din veya inanç özgürlüğü ve çocuk hakları bakımından incelenmesi gereken yeni bir boyut ekledi. Öte yandan, bu protokollerin ve etkinliklerin din eğitimi için bir alan sağladığına, bunun da çocukların din veya inanç özgürlüğü ile çoğulculuk açısından çeşitli sorunlar barındırdığına ilişkin dile getirilen gözlemler ve çeşitli gerekçelerle açılan davalar da mevcut. Önemli bir bölümü “değerler eğitimi” konulu olan protokollerin ve ilgili uygulamaların incelenmesinde, eğitimin amaçlarına, eğitimde çoğulculuk ve kapsayıcılığa, çocuğun din veya inanç özgürlüğüne, çocuğun katılım hakkına ilişkin insan hakları norm ve standartları dayanak alındı. Raporda, bu norm ve standartlardan hareketle yapılan değerlendirmeler ışığında, protokollere ve ilgili uygulamalara dair önerilere de yer verildi.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.