Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erkek şiddetine uğrayan kadınlar anlatıyor (19): “Kocam, boğazımı başörtüsüyle sıkıp ‘Bu senin ya yaşamın ya da ölümün olur’ dedi”

“Başörtüsü takmam için ailemden, çıkardığım için eşimden şiddet gördüm. Fakat bu mücadelede kazanan ben oldum.”

Bu cümle, 27 yaşındaki Eylem’in(*) yaklaşık 11 yılını anlatıyor. Başörtüsü takmak istemediği için ilk önce ailesinden, sonra da evli olduğu erkekten fiziksel ve psikolojik şiddet gören Eylem, özgürlüğü için uzun yıllar mücadele etmek zorunda kalıyor.

“Çocukluğumdan beri başörtüsü yüzünden şiddet gördüm”

Muhafazakâr bir ailede büyüyen Eylem evin en küçük kızı. Diğer iki kız kardeşi dokuz ve 10 yaşlarındayken başörtüsü taktığı için Eylem’in de 10 yaşına kadar başörtüsü takması bekleniyor. Başörtüsü takmak istemediğini ailesine söylediği zaman evde yok sayıldığını anlatan kadının hem başörtüsüyle hem de şiddetle mücadelesi 12 yaşında başlıyor:

“Annem bana ‘Artık göğüslerin çıkmaya başladı, sen de kadın oldun. Başörtüsü takmalısın’ dediğinde 12 yaşındaydım. Bekliyordum böyle bir şey. Hazırlıklı olduğumu sandım ama değilmişim. Kardeşlerimin dokuz ve 10 yaşında taktığı başörtüsünde sıra bana geliyordu. Babam için başörtüsü kalıptı, ablamlar babamdan şiddet göreceklerini bildikleri için hiç sorgulamadan takmıştı. Babama bir şey diyemezdim ama annem belki beni anlar diye düşündüm. Gittim ve ‘Anne, daha çok erken, sonra kapanayım bari’ dedim. O an anlamıştım nasıl bir mücadelenin içinde olduğumu. Çocukluğumdan beri babamın kutsal dediği başörtüsü yüzünden defalarca dayak yedim.”

“Evde beni yok saydılar, bunu en çok da annem yaptı”

Eylem, babası tarafından maruz bırakıldığı şiddetten değil, annesinin ve kardeşlerinin kendisini yok saymasından daha çok etkileniyor. Ailesi, Eylem ile konuşmuyor, evde yemek masasında bile Eylem’in yüzüne bakmıyorlar. Eylem, ablalarının tepkisini ise anlaşıyla karşıladığını söylüyor:

“Onların yapamadığını ben yapıyordum” 

“Evde tamamen yok sayıldım, bayağı yoktum evde. Masaya bile benim için tabak koymuyorlardı. Hep inat ettim, kendimi göstermeye çalıştım. Masada tuz istedim vermediler, sürekli bensiz planlar yaptılar. Babamdan şiddet görmeye hazırdım ama annemden ve ablalarımdan beklemezdim. Bu beni çok yaraladı. Ablarımın bana olan kinini yine de anlayabiliyordum çünkü ben onların yapamadığı yapıyordum.”

“Babam ‘Bu mu özgürlük?’ diyerek saçlarımı kesti”

Eylem’in evde yok sayılması ve gördüğü baskı üç ay kadar sürüyor. Evdeki baskıya alışan Eylem, artık bunu umursamıyor ve “En azından başım açık” diye düşünmeye başlıyor. Babasının bu süre zarfında sessiz kaldığını fakat bir tokatla sessizliğini bozduğunu söyleyen Eylem, gördüğü fiziksel şiddeti şöyle anlatıyor:

“Okuldan eve gelmiştim. Akşam olunca babam geldi ve bana ‘Sana tek bir kere soracağım, başörtünü takacak mısın?’ dedi. İstemediğimi ve özgürlüğümü kısıtladığını söyledim. Asıl özgürlüğüm o an kısıtlandı. Bana bir tokat atıp odaya soktu. Saçımı çekip ‘Bu mu özgürlük?’ dedi ve saçlarımı kesti. Canım acıdı. Çok kötü hissediyordum. Bir hafta o odada kaldım. Beni masada bile görmeyen annem, her akşam gelip kapıdan yemek verdi.”

“Başörtümü taktım ve 17 yaşında babamın istediği biriyle evlendim”

Eylem babası tarafından kapatıldığı odada, bir hafta boyunca kalıyor. Babası her gün gelip kapanıp kapanmayacağını soruyor, Eylem’den olumsuz yanıt alınca yine şiddet göstermeye devam ediyor. Artık gücünün sonuna geldiğini söyleyen Eylem, kapanmaya ikna oluyor ve kapandıktan altı sene sonra da babasının istediği biriyle, 17 yaşında evlendiriliyor:

“Kendi hayatımın içinde, babamın hayatını yaşıyordum”

“Gücüm ve mücadelemin sonuna gelmiştim. Bir gece babamın kestiği saçları bir poşete koydum ve babamı çağırıp kapanacağımı söyledim. Biliyor musunuz, o saçlarımı hâlâ saklıyorum. O gece, o odadan çıktım. Ertesi gün artık kapalıydım ve annemin dediği gibi artık kadındım. Göğüslerim çıkmıştı, başım da kapalıydı ve 12 yaşındaydım. Artık sanırım bir tek evlenmem kalmıştı. Kendi hayatımın içinde, babamın hayatını yaşıyordum. 16 yaşında, babamın bir arkadaşının oğlu ile formaliteden tanıştım. Bu kişiyle evleneceğim söylendi. ‘Hayır’ demeye hakkım yoktu. Belki babamdan kurtulurum diye evlendim. Sonunda senelerce süren bir şiddetle karşılaştım.”

Hayatımdaki insanlar benim için önemli olan şeyleri önümde yakmaya, yırtmaya alışmıştı

Eylem için artık başka bir mücadele başlıyor. Evlendiği erkek ile ilk senelerde bir sorunu olmadığını çünkü ona hiç karşı çıkmadığını söyleyen Eylem evlendikten üç sene sonra üniversiteye gitmek isteyince, aralarındaki ilk çatışma ortaya çıkıyor. Eylem, o çatışmanının bir başlangıç olduğunu düşünüyor:

“Yaşıtlarımı görüyordum. Okula gidiyorlar, saçlarına tokalar takıyorlardı. Liseye kadar bir şekilde okudum ama hep üniversite hayalim vardı. O başımı bir gün açacaktım ve o üniversiteye gidecektim. Babam izin vermedi, belki kocam izin verir dedim. Bu isteğimi söylediğimde, istersem Kur’an kursunda kendimi geliştirebileceğimi, asıl okulun orası olduğu cevabını aldım. Anladım ki yeni bir mücadele içindeyim. Ona ‘Tamam’ dedim ama gizli gizli üniversiteyi kazanmak için çalıştım. Ev masrafları için verdiği paraları biriktirip kitaplar aldım. O işe gittiği zaman ben ders çalışıyordum. Biliyor musunuz, ben o sene üniversiteyi kazandım. Çok özgür hissettim kendimi. Şimdi asıl sorun, bunu kocama söylememe geldi. Kararlıydım, huyuna giderek söyleyecektim. Hayatımdaki insanlar benim için önemli olan şeyleri önümde yakmaya, yırtmaya alışmıştı. Kocam da kitaplarımı sobaya attı ve yaktı. Baskı gördüğüm evden kaçarken başka bir hücreye sıkışmıştım.”

“Ben o yağmuru 12 yaşından beri hissetmiyordum”

Eylem, 12 yaşında taktığı başörtüsünü 22 yaşında çıkarmak istiyor ama bunu kendisine şiddet gösteren eşine söyleyemeceğini de biliyor. İlk başta, başörtüsünü gizli gizli çıkarmaya başlıyor:

Sürekli uzak bir yere gidip başörtümü çıkarıyordum. Saçlarım çok güzeldi. Bir süre böyle devam ettim. Fakat artık onu kafama takmak istemiyordum, bunu gizli de yapmak istemiyordum. Kocamdan şiddet gördüğümde bunu çıkarabilceğimi bilsem umurumda olmazdı ama beni babam gibi eve kapatacağına emindim. Gittim söyledim ‘Ben bunu isteyerek takmadım, çıkarmak istiyorum. Söz, açık giyinmem ama saçlarımı hissetmek istiyorum’ dedim. Saatlerce şiddet gördüm. Gidecek ne ailem vardı ne arkadaşım. İki sene boyunca şiddet gördüm. Ben o yağmuru 12 yaşından beri hissetmiyordum. O hissi de kaybetmeyecektim.”

“Boğazımı başörtüsüyle sıkıp ‘Bu senin ya yaşamın ya da ölümün olur’ dedi”

Evli olduğu erkek, başörtüsü çıkarma isteğini bahane ederek iki sene boyunca kadına şiddet gösteriyor. Eylem ise arkasında duran kimse olmadığı için maruz bırakıldığı şiddete katlanıyor çünkü ailesine söylese daha büyük bir şiddetle karşılaşacağını düşünüyor:

“O ‘Başörtümü çıkarmak istiyorum’ cümlesi onun içindeki şiddeti de çıkarmama yardımcı oldu. Babam başörtüsü takmadığım için uzun süre şiddet gösteren bir adamdı. Şimdi ona gidip ‘Başörtümü çıkarmak istiyorum, kocam beni dövüyor, yardım edin’ diyemezdim. Kocam, bir keresinde boğazımı başörtüsüyle sıkıp ‘Bu senin ya yaşamın ya da ölümün olur. Bunu takacaksın’ dedi. Kendime söz vermiştim, o ev de, o başörtüsü de benim sonum olmayacaktı.”

Başörtüsünü çıkartıp evli olduğu erkeğe bir mektup yazarak evden ayrılan kadın, uzaktan bir akrabasının yanına gidiyor. Ailesi durumu öğrendikten sonra Ailemizin namusunu yerle bir ettin. Sakın yüzümüze bakma” diyor ama Eylem’in tek bir düşüncesi var:

 “Saçlarım çok güzel, benim özgürlüğüm saçlarım”

“Sosyal medyadan, uzaktan bir akrabamızı buldum. O abla beni küçükken çok severdi. Ona durumumu anlattım ve o da yanına gidebileceğimi söyledi. Hiç düşünmedim sonuçlarını. Kocama bir mektup yazdım ve gittim. Başım da açıktı, saç diplerim üşüyordu ve bu çok güzeldi. Akrabamın yanına gittiğim zaman ailemden bir telefon geldi. Zaten yanımda olmayan ailem bana ‘Artık biz yokuz’ diyolardı. Açıkcası tek düşüncem saçlarımın ne güzel olduğu idi. Benim özgürlüğüm saçlarım.”

11 yıllık başörtüsü mücadelesi

Eylem 12 yaşında yaşında başına taktığı başörtüsünü 11 yıl sonra çıkarabildi. Şimdi 27 yaşında, üç sene önce evli olduğu erkekten boşandı ve ailesiyle hâlâ görüşmüyor. Üniversiteye hazırlanan Eylem’in hayali öğretmen olmak. Eylem ailesinin dayatması olmasaydı başörtüsüne bu kadar mesafeli olmayacağını düşünüyor. Eylem, “O ev ve başörtüsü bana mezar olmadı. Şimdi de herşeye rağmen üniversiteye hazırlanıyorum” diyor.

*İsim güvenlik nedeniyle değiştirilmiştir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.