Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Sedat Peker, kardeşi Atilla Peker’in Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili verdiği ifadeyi paylaştı: “Korkut Eken, Kutlu Adalı’yı öldürmem için bana silah verdi”

Suç örgütü lideri Sedat Peker, kardeşi Atilla Peker’in Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili verdiği ifadeyi sosyal medya hesabından paylaştı. Atilla Peker, ifadesinde Korkut Eken’in kendisine Kutlu Adalı’yı öldürmesi için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) silah verdiğini ve Adalı’nın evinin etrafında keşif yaptıklarını iddia etti. Eken’in, daha sonra kendisine “Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun?” dediğini aktardı.

Suç örgütü lideri Sedat Peker, kardeşi Atilla Peker’in Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili verdiği ifadeyi sosyal medya hesabından, “Süslü Süleyman, kardeşim Atilla Peker’in Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili ifadesi burada. Resmi kayıta girdi. Adamsan Mehmet Ağar’la Korkut Eken’i de tutuklattırsana” diyerek paylaştı. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün (24 Mayıs) Habertürk’teki televizyon programında Atilla Peker’in ruhsatsız tabanca bulundurmaktan gözaltına alındığını söylemiş, Peker de kardeşi Atilla Peker’in isteğine rağmen Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili itirafının ifade olarak tutanağa geçirilmediğini paylaşmıştı. 

Atilla Peker, bugün (25 Mayıs) serbest kalmasının ardından kendisi giderek Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu ve Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili ifade verdi. Peker ifadesinde, Korkut Eken’in Kutlu Adalı’yı öldürmesi için kendine silah temin ettiğini iddia etti:

“Korkut Eken bana Jeriko bir silah verdi”

”Kardeşim Reis Sedat Peker beni 1996 yılı mart ya da nisan ayında aradı. Ankara Sheraton Otel’e gelmemi istedi. Ben de isteğine uyarak bulunduğu yere gittim. Orada Korkut Eken ile kendisinin bulunduğu ortamda Kıbrıs’a Korkut Eken ile birlikte gitmem gerektiğini, polis ve askerlerimizi şehit eden terörist kişilerin bulunduğunu ve bu kişilerin öldürülmesi gerektiğini söylediler. Ertesi gün ben Korkut Eken ile THY’nin tarifeli uçağı Kıbrıs’a gitmek üzere kontrol yapılmadan, uçağa doğru geçerken önce memurlara cebinden çıkardığı birkaç kimlik arasından seçerek Mustafa kimliğini gösterdi ve kendini kaydettirdi. Korkut Eken bana Jeriko bir silah verdi ve ben belimde silah olmak suretiyle uçağı bindik.

“Korkut Eken bana Uzi’nin nasıl kullanılacağını öğretti”

Kıbrıs’a indik, ismini hatırlamadığım bir otele yerleştik. Sonra aynı gün Kıbrıs’ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım. Yardımcısı Enver Tosun Yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken, UZİ marka silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını bana öğretti.

“Hepsini öldürmende bir mahsur olmaz”

Bir sonraki gün Beyaz Renault (Reno) Toros marka araçla Kutlu Adalı isimli şahsın akşam hava karardıktan sonra evinin çevresinde keşif yaptık. Hatırladığım kadarıyla evi yola yakın bahçeli bir evdi. Önünde ufak bir bahçesi vardı. Şahsın evinde kalabalık dört beş kişilik bir kalabalık olduğunu fark ettik. Bu nedenle içeri girmedik. O esnada benim belimde Jeriko silah ve elimde susturuculu bir UZİ marka silah vardı. Ertesi gün tekrar geldik. Gündüzleri de evin etrafında birkaç sefer keşifte bulunduk, yine evden çok sesler geliyordu. Bunun üzerine Korkut Komutan bana dedi ki ‘Üç kişi de olsa bunların hepsi PKK’lıdır. PKK’lı ile dost olan da PKK’lıdır. Hepsini öldürmende bir mahsur olmaz’ dedi.

Üçüncü gün bir piyade alay komutanının makamına gittik. İsmini hatırlamadığım alay komutanından Korkut Eken’in talebi ile Kutlu Adalı isimli şahsın aracının güvendiği iki rütbeli tarafından durdurularak şahsın bize teslim edilmesinin sağlanmasını istedi. Bir-iki saat sonra şahsın durdurulduğu haberi geldiğinde biz de hızlı adımlarla Alay Komutanlığı binasından çıktık. Şahsın yanında 15 yaşlarında bir çocuk vardı. Kişi alayın içine sokulmuş olduğunu etrafının da askerlerce sarılmış olduğunu görünce tekrar Alay Komutanı’nın makamına geri döndük. Orada Alay Komutanı’nı azarladı. ‘Ben sana böyle mi söyledim’ dedi. Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na geri döndük ve ertesi gün de tekrar Türkiye’ye geri döndük. Ancak Korkut Komutan bana ‘Atilla buraya geleceğiz’ dedi.

“Cezaevinden hastaneye diye çıkıp Korkut Eken’le otelde buluştum”

Sonrasında ben bir yaralama nedeniyle Paşakapısı Cezaevi’nde bulunduğum sırada beni cezaevinde yanımda bulunan cep telefonumdan arayarak kendisinin Klasis Otel’de kaldığını, ziyarete geleceğini söyledi. Ben de ‘Abi cumartesi-pazar ziyaret yok, ben hastaneye çıkıcam, sizi Klasis’e otele ziyaretinize gelicem’ dedim. O tarihte cezaevinin hastane için ring aracı yoktu. Bu şekilde taksiyle gardiyan ve askerler eşliğinde hastaneye gittim. Hastane çıkışında iki sivil araçla gelmesini sağladım ve bulunduğu Silivri Klasis Otel’e bu araçla bir gardiyan ve askerlerle gittik. Erlere ve gardiyana lobide oturmalarını söyledim.

Korkut Komutan’ın olduğu odaya çıktım, odada Reis Sedat Peker ve birkaç kişinin olduğunu gördüm. Korkut Eken, astsubay ve uzman çavuşun alnından öperek ‘Atilla’yı getirdiğiniz için teşekkür ederim’ dedi. Bana hitaben gülerek ‘Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun?’ dedi. Sonra sabaha doğru cezaevi sayımından önce cezaevine döndüm. Adı geçen şahıslarla her platformda yüzleşmeye de hazırım. Videoda anlatılanlarla ilgim gördüm bundan ibarettir.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.