Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Askeri cunta yönetiminin sürdüğü Myanmar’da gözaltına alınan iki ABD’li gazeteci, adı kötü muamele ve işkence iddiaları ile anılan Insein Hapishanesi’ne gönderildi

Askeri darbeye ve seçilmiş hükümet üyelerinin gözaltına alınmasına karşı protestoların devam ettiği Myanmar’da gösterileri takip eden Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşı gazeteciler Danny Fenster ve Nathan Maung, gözaltına alınarak ülkede adı kötü muamele ve işkence iddiaları ile anılan Insein Hapishanesi’ne konuldu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, gazetecilerin derhal serbest bırakılması için baskı yaptıklarını söylerken bakanlığın Maung’a ulaştığını ancak Fenster’den henüz haber alınamadığını açıkladı.

Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’da, ordunun 1 Şubat’ta yönetime el koyarak hükümet yetkililerini tutuklamasının ardından başlayan protestolar sürerken CNN’de yer alan habere göre, ülkedeki gösterileri takip eden 37 yaşındaki ABD’li gazeteci Danny Fenster, 24 Mayıs’ta ülkesine dönmek üzere Yangon kentinde bulunan uluslararası havalimanına gitti. Ancak Fenster, havalimanına vardığı sırada güvenlik güçleri tarafından durduruldu ve gözaltına alındı.

Danny Fenster

ABD’nin Detroit kentinde yaşayan Fenster, Yangon’daki bağımsız haber kuruluşu Frontier Myanmar’ın yazı işleri müdürü olarak çalışıyordu. Fenster, ordunun medya ve gazeteciler üzerindeki baskısına rağmen darbenin yansımalarını ve devam eden protestoları kamuoyuna duyurmak için çalışıyordu.

Fenster’in gözaltına alınma nedeni ve herhangi bir suçlamayla itham edilip edilmediği henüz bilinmiyor. Ailesi, avukatları veya büyükelçilik çalışanları Fenster ile herhangi bir temas kuramadıklarını açıklarken Frontier Myanmar çalışanları ise Fenster’in Yangon yakınlarındaki Insein Hapishanesi’nde tutulduğunu düşünüyor.

Fenster ülkede gözaltına alınan tek yabancı gazeteci değil. Bir başka ABD’li gazeteci ve haber sitesi Kamayut Media’nın genel yayın yönetmeni Nathan Maung da 9 Mart’ta Myanmarlı ortağı Hanthar Nyein ile birlikte gözaltına alındı ve Insein Hapishanesi’ne konuldu.

Nathan Maung (solda) ve Myanmarlı ortağı Hanthar Nyein

Maung’un genel yayın yönetmenliğini yaptığı Kamayut Media, askeri rejime karşı devam eden sivil itaatsizlik eylemleri, protestocuların tutuklanması ve protestolarda hayatını kaybedenlerle ilgili haberler yapıyordu.

Görgü tanıklarının ifadesine göre, yedi askeri araç ve onlarca asker 9 Mart’ta Kamayut Media’nın ofisinin bulunduğu sokağa gelerek binaya giriş çıkışları engelledi. Ardından ofise baskın düzenleyerek iki gazeteciyi gözaltına aldı.

Son zamanlarda askeri yönetim tarafından gözaltına alınan birçok medya çalışanı gibi Maung ve Nyein da Myanmar Ceza Kanunu’nun “505a maddesi” uyarınca suçlu. 505a maddesi, ceza kanununa askeri yönetim tarafından eklenmişti. Yasayla birlikte kamuoyunda “korkuya neden olacak yorumlarda bulunmak”, “yanlış bilgi yaymak” ve “hükümet çalışanlarını kışkırtacak eylemlerde bulunmak” suç haline getirildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan tepki

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, pazartesi günü (7 Haziran) konu hakkında yaptığı açıklamada, ABD’li gazetecilerin derhal serbest bırakılması için baskı yaptıklarını söyledi. “Bu Viyana Sözleşmesi’nin ihlalidir” diye konuşan Blinken, bakanlığın tutuklanan gazetecilerden Maung’a ulaştığını ancak Fenster’den henüz haber alınamadığını belirtti.

Insein Hapishanesi: 130 yıllık işkencehane

Myanmar medyasına göre Maung ve Nyein, gözaltını takiben askerler tarafından sorgulandı ve sorgu sırasında işkenceye maruz bırakıldı. İki gazeteci ardından Insein Hapishanesi’ne götürüldü.

130 yılı aşkın bir süre önce İngiliz sömürge döneminde inşa edilen Insein Hapishanesi, özellikle askeri yönetim altındaki insanlık dışı koşulları, zihinsel ve fiziksel işkenceleri ve korkunç sağlık koşulları ile biliniyor.

1988 ve 2007‘de Myanmarda yaşanan ayaklanmaların ardından Insein, önde gelen demokrasi aktivistleri ve gazeteciler gibi binlerce siyasi mahkûmun tutulduğu merkez haline geldi.

Siyasi Mahkumlara Yardım Derneği (AAPP)’nin ortak sekreteri ve kurucu ortağı Bo Kyi, 1988 ayaklanmasının ardından iki kez Insein Hapishanesi’ne gönderilmişti. Bo Kyi, Insein’deki koşulları “cehennem gibi” şeklinde tanımlarken “Okumamıza ve yazmamıza izin verilmiyordu. Zekâmızı yok etmek istediler. Uygun ilaç almadık, yaralarımız için tedavi görmedik” dedi.

1996’da Insein’e ikinci kez gönderildikten sonra, iki hafta boyunca her gün gardiyanlar tarafından dövüldüğünü anlatan Kyi, “Insein’de birçok insan öldü” diye konuştu.

Bo Kyi’ye göre Şubat 2021’de yapılan darbeyle devrilen Suu Çii hükümeti döneminde Insein’deki koşullar iyileştirilmişti. Mahkûmların kitaba va eğitime erişebildiğini belirten Kyi, buna karşılık yüzlerce siyasi mahkûmun hapishanede tutulmaya devam ettiğini aktardı.

Bo Kyi, ordunun yeniden göreve başlamasıyla mahkûmların koşullarının yeniden kötüleştiğini söyledi. Insein’deki mahkumların yargılamalarının sivil mahkemelerde değil, hapishane duvarlarının içinde tutulan askeri mahkemelerde yapıldığını belirten Kyi, mahkûmların aileleri, avukatları ve dış dünya ile temaslarının oldukça sınırlı olduğunu söyledi ve “Avukatlar erişim sağlamakta bile zorlanıyor ve geldiklerinde taciz ediliyorlar” diye konuştu.

Ne olmuştu?

Güney Doğa Asya ülkesi Myanmar, 1948’de İngiltere’den bağımsızlığını ilan etti. 1962 ve 2011 yılları arasında askeri rejim ile yönetilen ülkede 2011 yılı itibariyle sivil yönetime geçildi. Yaklaşık 10 yıl süren demokrasi döneminin ardından Suu Çii liderliğindeki Ulusal Demokrasi Birliği (NDL) partisi genel seçimleri kazandı. Seçimlerin ardından 1 Şubat 2021 tarihinde Myanmar ordusu Tatmadaw, yönetime el koydu. Darbenin ardından başkomutan Min Aung Hlaing iktidara geldi.

Darbeyi takiben düzenlenen protestolarda bugüne kadar 800’den fazla kişi hayatını kaybetti. 27 Mart’ta tarihin en kanlı protestolarından biri yaşandı ve yüzün üstünde kişi hayatını kaybetti.

Halk sokaklarda sivil direnişini sürdürürken ülkede bazı etnik ve ayrılıkçı grupların silahlanmaya başladığı belirtildi. Darbe karşıtı milletvekilleri de Ulusal Birlik Hükümeti (NUG) adında bir “sivil hükümet” kurdu ve askeri cuntaya karşı savaş çağrısında bulundu.

Derleyen: Ayşen Yaman

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.