Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu: “Bizim cumhurbaşkanı adayımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin 13’üncü cumhurbaşkanı olacak”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün (14 Temmuz), partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) grup toplantısında konuştu. Akşener, konuşmasına tütün üreticilerinin gözaltına alınmasını eleştirerek başlarken Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 15 Temmuz sonrası süreçteki tutumunu eleştirerek devam etti. OHAL Yasası ve TBMM İç Tüzüğü’nde yapılan değişikliğe de dikkat çeken Akşener, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çin Komünist Partisi Lideri Şi Cinping’le görüşmesini ise şu sözlerle değerlendirdi: “Vicdanı olan herkes, Çin’in yaptığı soykırımı kınarken, Sayın Erdoğan paracıkların peşinde.” 

“Tütün yasağını protesto eden üreticilerimizden 16’sı gözaltına alındı, 10’u cezaevine gönderildi”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, grup toplantısındaki konuşmasına tütün yasağını protesto eden tütün üreticilerinin gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını eleştirerek başladı: “Biliyorsunuz geçen hafta tütün üreticilerini zora sokan bir düzenleme ile ilgili görüşlerimizi paylaşmış, iktidarı uyarmıştık. ‘Bu düzenlemeyi erteleyin, onlara zaman verin’ demiştim. Nitekim sağduyu galip geldi yasanın yürürlüğü altı ay ertelendi. Ama maalesef atılan bu doğru adıma rağmen yasağı protesto eden üreticilerimizden 16’sı gözaltına alındı, 10’u cezaevine gönderildi. Şu işe bakar mısınız? İktidar yanlışı görüyor yasağı erteliyor, bu durumda o üretici kardeşlerimiz ne yapmış oluyor? Bir yanlışı protesto etmiş oluyor, demokratik bir hakkı kullanmış oluyor. Aramızdaki hukukçular herhalde bu tavrı görünce saçını başını yoluyordur. Allah aşkına devlet yönetmenin bir ciddiyeti olur. Bu kafayla devlet yönetilir mi? Sayın Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum: Bu yanlışı derhal düzeltin. Yazıktır, günahtır böyle haksızlık olmaz, böyle devlet yönetilmez.”

“‘Kandırıldık, milletimiz affetsin’ deyip ellerini yıkayıp çekildiler, olanlardan hiçbir ders almadılar”

Akşener, sözlerinin devamında iktidarın 15 Temmuz sonrası süreçteki tutumunu eleştirdi: “Bu büyük millet, 15 Temmuz’da gösterdiği destansı duruşla demokrasi yoluna nasıl baş koyduğunu, bir kez daha dünyaya ilan etmiştir. Bu vesileyle, 15 Temmuz şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Hal böyleyken, bizler önce, iktidarın 15 Temmuz felaketinden ders alacağını umduk. Maalesef bu umudumuz boşa çıktı. ‘Kandırıldık, milletimiz affetsin’ deyip ellerini yıkayıp çekildiler, olanlardan hiçbir ders almadılar. Ders almadıkları gibi, ‘FETÖ’nün siyasi ayağını araştıralım’ diye verdiğimiz önergelere, her defasında ‘hayır’ dediler, üstüne bir de utanmadan, bize çamur atmaya kalktılar. Hukukun üstünlüğünü, liyakati, demokrasinin gereklerini, kavrayacaklar diye umduk. Her sene, Türkiye’yi, demokrasiden, adaletten ve devlet aklından daha da uzaklaştırdılar. Üstüne bir de ucube bir sistem uydurup, milli birlik ve beraberliğimizi, koltuk siyasetinin zehirli diliyle kirlettiler. Aradan beş sene geçmiş. Yetki var ama sorumluluk yok. Suç var ama üstüne alan yok. Beraber yol yürünmüş, kurumlar paylaşılmış, zengin olunmuş, günahın tövbesi dışında, siyasi bedeli yok.”

“Sayın Erdoğan, ‘Memleketi bunlara teslim edemeyiz’ dedi. Arkadaş, çok şaşırtıcı, bu devleti teslim aldığını sanıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta yaptığı grup konuşmasını eleştirerek, “Sayın Erdoğan, ‘Memleketi bunlara teslim edemeyiz’ dedi. Arkadaş, çok şaşırtıcı. Bu devleti teslim aldığını sanıyor. Öyle sanıyor ya seçim kaybedince de teslim edeceğini düşünüyor. Şu zihniyete, gaflete bakar mısın. Bak Sayın Erdoğan, iktidar olmak milletin verdiği bir yetkidir, bu yönüyle bir bayrak yarışıdır. O nedenle iktidar teslim edilmez devredilir. Sen ve küçük ortağın ve minik ortağın beğenseniz de beğenmeseniz de demokrasilerde esas olan milletin iradesi ve milletin kararıdır. Sayın Erdoğan, ezcümle günü geldiğinde Türkiye’yi kimin yöneteceğine sen değil milletimiz karar verecek. O karar verildiğinde sen de aynı senden öncekiler gibi yapılması gerekeni yapacak ve elinde çiçeklerle iktidarı devredip senden sonra gelene görevinde başarılar dileyeceksin. Rahmetli Ecevit’in sizlere yaptığı gibi. Bu iş bu kadar basit” dedi.

Yörüklerin karşısına jandarmayı, zabıtayı çıkarıyorlar”

Akşener konuşmasının devamında yörüklerin yaşadığı problemlerden bahsetti: “Yörüklük, göçebelik veya konar-göçerlik, bizim kadim kültürümüzdür, tarihimizdir ama ne yazık ki yörüklüğü de, yörükleri de ve onların üretim biçimi olan konar-göçer yaşamı da yok ediyorlar. Yörüklerin sürüleriyle birlikte yaptıkları o geleneksel yolculuğa bile tahammül edemiyorlar. Karşılarına jandarmayı, zabıtayı çıkarıyorlar. Bırakın sahip çıkmayı, yollarını kesiyorlar.”

“Yaklaşık 25 milyon vatandaşımız, kurban eti dışında, et tüketemiyor”

Kurban Bayramı’nın yaklaştığını belirterek Türkiye’deki yoksulluğa dikkat çeken Akşener, sözlerine şöyle devam etti: “Biliyorsunuz, mübarek Kurban Bayramı yaklaşıyor. Her yıl kurban ibadetimiz dolayısıyla ülkemizde, yaklaşık 900 bin büyükbaş, 3 milyona yakın da küçükbaş hayvan kesiliyor. Yani aslında, ülkemizde bir yıl içinde kesilen, toplam küçükbaş hayvanın yarısı, büyükbaş hayvanın da dörtte biri, kurban için kesiliyor.  Böylece, yaklaşık 325 bin ton karkas et, tüketime sunulmuş oluyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Toplam yıllık et tüketimimizin, yaklaşık dörtte biri kurban ibadetimiz üzerinden sağlanıyor demek. Yani, yaklaşık 25 milyon vatandaşımız kurban eti dışında et tüketemiyor demek.”

“Fındıktaki ihracat katma değeri sıfır”

Fındık üreticilerinin problemlerine dikkat çeken Akşener, şunları söyledi: “Hayvancılıktaki durum böyleyken, tarımda durum farklı mı? Maalesef değil. Yabancı ülkelerin çiftçilerini zengin etmeyi kendisi için adeta görev sayan Tarım Bakanı ile patronu, zenginliklerimizin peşkeş çekilmesine, ısrarla ve inatla seyirci kalıyor. Fındıktaki hikâye, yıllardır aynıdır. Önce, ‘Bu sene çok fazla üretim var, rekolte yüksek’ denir. Sonra, ‘Dünyada fındık tarımı gelişiyor, biz ürünümüzü satamayacağız’ denir. Sonra, aslında olmayan, sanal Hamburg Fındık Borsası’ndan bahsedilir. ‘Fındık Borsası Karadeniz’de olacak, o borsa buraya gelecek’ denir. Arkasından, ‘FİSKOBİRLİK nerede, ne oldu?’ denir. ‘Depolama imkânı yok, depo yok, alıcıların depoları dolu, almayacaklar’ denir. ‘Lisanslı depoculuk geliştirilecek’ denir. İşte bütün bu karmaşa içinde, bir fiyat açıklanır ve üreticinin ürünü elinden alınıverir. Götürülür ve yabancılara teslim edilir. İşte bu yüzden, yıllardır, fındık ihracat gelirimiz, 1,5 ile 2,5 milyar dolar arasında, gidip gelir. Yani 17 milyar liralık üründen yaklaşık 15-16 milyarlık ihracat yaparız. Oluşturduğumuz bütün ihracat katma değeri, işte bu kadar olur. Yani sıfır olur. İşte size AK Parti iktidarının tarımdaki akıl dolu ihracat vizyonu…”

“Uygur kardeşlerimize her türlü alçaklık yapılırken Sayın Erdoğan paracıkların peşinde”

Akşener, AKP’nin Çin politikasıyla ilgili eleştirilerini ise şöyle sıraladı: “Aziz milletim; Sayın Erdoğan bu sıralar, Çin Komünist Partisi’ne şirin görünmeye çalışmakla meşgul. Kendisi, ÇKP’nin 100’üncü kuruluş yıldönümü için yeni kankası Şi Cinping’i arayıp pamuk gibi, yumuşacık mesajlar vermiş. Yalnız yanlış olmasın, Türkiye’dekini değil, orijinalini aramış. Peki görüşmede neler var? Mesela, ilişkileri ilerletme arzusu var. Mesela Çin politikalarına tam destek var. Bol miktarda takdir var, teşekkür var, övgü var. Peki Uygurlar’a yapılan soykırıma dair bir şey var mı? Yok. Zihniyete bakar mısınız? Uygur kardeşlerimize, her türlü alçaklık yapılırken Sayın Erdoğan, yapanların kuruluş yıldönümünü kutlama peşinde. Dünya Uygurlar’a sahip çıkarken Sayın Erdoğan, Çin’le ilişki geliştirme peşinde. Vicdanı olan herkes, Çin’in yaptığı soykırımı kınarken, Sayın Erdoğan paracıkların peşinde… Yazıklar olsun!”

“OHAL Yasası’nı çok vahim buluyoruz”

Torba yasadaki düzenlemeleri eleştiren Akşener, “Torba yasanın içine OHAL’in uzatılmasına dair bir madde kondu, ayrıca da bir şey daha kondu. Onu da çok vahim bulduğumuzu ifade etmek isterim. O da kayyum atanmış şirketler var ya, TMSF bunları uygun şartlarda bulup sattığında bu şirketler hem işlemeye devam ediyor, yöneticileri sahipleri gitmiş, o sattıkları geliri de Hazine’ye TMSF irat kaydediyor. O madde olduğu gibi geçtiği takdirde TMSF’nin bu şirketleri satma görevi ortadan kalkıyor. Yağma Hasan’ın böreği gibi bu şirketler ortadan kalkıp yok oluncaya kadar ağalar, beyler, abiler yiyip içip sıfıra indirinceye kadar TMSF’nin elinde kalacak. Bu konularla ilgili olarak milletimizi hem Meclis çatısı altında hem de diğer sivil alanlarda milletimizle beraber olduğunuz her alanda bilgilendirmede bulunmanızı ve uyarmanızı istiyorum. Bugün Güvenlik Politikaları Başkanımız Nuri Okutan, OHAL maddeleriyle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Bu konuyu gündemde tuttuk, sayımız yeterli değil ama mümkünse seçmen desteği ile bu fikirlerinden bu kararlarından iktidarı vazgeçirtmenin yollarını bulmaya çalışacağız. Bu iki madde birer yamuktur. Milletimize yamuk yaptırmayacağız” dedi.

“Muhalefet, daha az konuşabilsin diye, AKP iktidarı, Meclis İç Tüzüğü’nde değişiklik yaptı”

Akşener, AKP’nin Meclis İç Tüzüğü’nde yaptığı değişikliği de şöyle eleştirdi: “Milletimiz bize, muhalefet etme görevi verdi. Bizim muhalefet anlayışımız, sorumlu bir muhalefet yapmayı emreder. O yüzden, yorulmadan milletimizi dinliyor, koltuklarımızı değil, ayakkabılarımızı eskitiyoruz. Bunu yaparken de, çözüm önerilerimizi tüm Türkiye ile paylaşıyoruz. İşte bütün bu gerçekleri yüzlerine vurduğumuz için muhalefet daha az konuşabilsin, ülkenin ve milletin gerçekleri daha az dillendirilebilsin diye AKP iktidarı, Meclis İç Tüzüğü’nde değişiklik yaptı. İstiyorlar ki muhalefet konuşmasın. Formalite icabı birkaç dakika konuşsun, adet yerini bulsun, o kadar. Bir yandan arkadaşların bu acizliğine gülüyorum.”

Akşener grup toplantısında bir eczacılık fakültesi öğrencisine söz verdi

Akşener grup toplantısında bir eczacılık fakültesi öğrencisine de söz verdi: “Sayın Erdoğan ve iktidarının sırt çevirdiği, nice meslek grubundan biri olan eczacılarımızın dertlerini dinleyeceğiz. Bugün aramızda, eczacılık öğrencisi genç bir kardeşimiz, Kemal Hündür var.”

Hündür, konuşmasında eczacılık sektörünün yaşadığı problemlere dikkat çekti.

“AKP iktidarı sayesinde, ülkemiz, dev bir plastik çöp ithalatçısı haline gelmiş durumda”

Akşener, çöp ithalatını da eleştirerek, “2020 yılında nedeni bilinmeyen tam 65 yangın çıkmış. Dahası var. Bu sayı 2021’in ilk altı ayında çoktan geçilmiş. Ocaktan hazirana kadar, tamı tamına 68 yangın meydana gelmiş. Plastik ve geri dönüşüm fabrikalarında, her iki-üç günde bir yangın çıkıyor. Peki, yangınlardaki bu artışın sebebi nedir? Geçen hafta itibariyle yeniden serbest bırakılan, çöp ithalatından başka bir şey değil. ‘Çöpün de ithalatı mı olur?’ demeyin. Maalesef oluyor. Batı dünyası ve Avrupa, kendi çöplerini az gelişmiş ülkelere gönderiyor. 2015 yılına kadar, bu çöplerin büyük kısmı Çin’e gidiyordu. Ancak Çin bile, doğasını, çevresini düşünerek 2017 yılında, çöp ve atık ithalatını yasakladı. Peki artık Çin’e gitmeyen bu çöpler nereye gitmeye başladı dersiniz. Malezya, Bangladeş, Filipinler ve maalesef Türkiye’ye gelmeye başladı. AK Parti iktidarının, dış ticaret anlayışına bakar mısınız? Sayın Erdoğan’ın ithalat sevgisinin, ulaştığı noktaya bakar mısınız? Gerçekten ibretlik. AKP iktidarı sayesinde, güzel ülkemiz, dev bir plastik çöp ithalatçısı haline gelmiş durumda. Türkiye, 2016 yılında 3 bin 600 ton, plastik çöp ithal etmiş. Çok değil dört yıl sonra, 2020 yılında Türkiye ne kadar plastik çöp ithal etmiş biliyor musunuz? Sıkı durun tam 756 bin ton” diye konuştu.

“Siz hiç merak etmeyin, bizim cumhurbaşkanı adayımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin 13’üncü cumhurbaşkanı olacak”

Konuşmasının sonunda cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarına değinen Akşener, “Her yerde aynı soruyu soruyorlar. ‘İYİ Parti’nin, Millet İttifakı’nın, cumhurbaşkanı adayı kim olacak?’ diyorlar. Buradan, kendilerine açık ve net cevap vermek istiyorum: Rahat olun, stres yapmayın, kendinizi de çok yıpratmayın. Siz hiç merak etmeyin, bizim cumhurbaşkanı adayımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin 13’üncü cumhurbaşkanı olacak. Kesin bilgi, yayalım!” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.