Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Palermo’da doğdu, Adanalı oldu”: İtalyan forvet Mario Balotelli’nin hikâyesi

26 yıl aranın ardından Süper Lig’e yükselen Adana Demirspor, 7 Temmuz tarihinde yayımladığı açıklama ile Mario Balotelli’yi kadrosuna kattığını kamuoyuna duyurdu. Saha içi ve saha dışı olayları ile dünya futbol kamuoyunun gündeminden bir an olsun düşmeyen ve kariyerinde Inter, Manchester City ve Milan gibi kulüpler bulunan İtalyan golcünün hayat hikâyesini, Medyascope‘tan Kubilayhan Kavrazlı derledi.

Mario Balotelli’nin (sağda) çocukluğu.

Hayat mücadelesi doğar doğmaz başladı

Mario Barwuah, takvimler 12 Ağustos 1990’ı gösterdiğinde Ganalı bir ailenin çocuğu olarak İtalya’nın Palermo şehrinde dünyaya gözlerini açtı. Dört çocuklu Rose ve Thomas çiftinin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Mario, oldukça sıkıntılı bir bebeklik dönemi geçirdi. Mario, hayatını tehdit eden bir bağırsak hastalığının pençesi altındaydı. Ganalı ailenin, yeni doğan bebeklerinin tedavi masrafları başta olmak üzere dört çocuğa birden bakabilecek maddi durumları yoktu. Mario’nun demir işçisi babası Thomas ile annesi Rose, bu durumun üstesinden gelebilmek için kendileri adına çok zor bir karar vererek sosyal hizmetlerden yardım talebinde bulundu. Sosyal hizmetlerin yardıma muhtaç bu aileye cevabı ise oldukça netti: Henüz iki yaşındaki Mario, evlatlık olarak başka bir aileye verilmeliydi.

Mario Balotelli, annesi Rose ve kardeşi – Hafta sonu ziyaretlerinden bir kare

Evlatlık verilmek zorunda kaldı

Mario Barwuah’ın evlatlık olarak başka bir aileye verilmesine karar veren sosyal hizmetler, yaklaşık bir sene boyunca hummalı bir çalışma yürüttü. Mario’nun kaderi ise bu dönem içinde çizildi. Ölümcül bir hastalık ile boğuşan Mario’nun yardımına Brescia şehrinin en zengin isimlerinden Sylvia ve Francesco Balotelli çifti yetişti. Sylvia ve Francesco Balotelli, Mario’yu evlatlık edinerek henüz üç yaşındaki çocuğa yeni bir hayat kapısı açtı. Öte yandan kurum, Mario’nun biyolojik ailesini hafta sonları ziyaret etmesine de izin verdi. Brescia topraklarının yeni yüzü, bu ziyaretlerinde zamanını anne ve babasından çok kardeşleri Abigail, Enoch ve Angel ile birlikte geçirmeyi tercih edecekti. Mario’nun bu tavrı, ilerleyen yıllarda kardeşleri ile olan ilişkisine oldukça olumlu yansıyacaktı.

Sylvia ve Francesco Balotelli çifti

Çocukluk döneminde ırkçılık ile tanıştı

İtalya’nın Palermo şehrinde dünyaya gelen Mario’nun yeni durağı Brescia’ydı. Sylvia ve Francesco Balotelli çifti, Mario’nun tedavi masraflarının yanı sıra, yeni gözbebeklerinin iyi bir eğitim alabilmesi için de uğraşmaktaydı. Mario, Brescia’daki ilk yıllarında kendisine gösterilen tutum ve davranışları hayatının hiçbir döneminde unutmayacaktı. Sağlık problemlerinin yavaş yavaş üstesinden gelmeye başlayan Mario, zengin bir ailenin yanında yaşamasına rağmen hem okuduğu okulda hem de yaşadığı mahallede ırkçı davranışların hedefi olmaktan kurtulamadı. Hemen hemen herkes tarafından ötekileştirilen Mario’nun okuldan soğuması uzun sürmedi. Hayatı sevebilmek için tutunmak zorunda olduğu bir dala ihtiyacı vardı. Bu zaman diliminde ise futbol çıkageldi. Futbol topuna ”kurtarıcı” gözü ile bakan Mario, sağlık sorunlarını arka plana atarak aktif spor hayatına başladı.

Mario Balotelli, Lumezzane forması ile

Futbol ile hayata tutundu

Futbol topunun peşinden koşarken tüm dertlerini unutan Mario, aynı zamanda yetenekleri ile kendisini izleyenleri büyülemeyi başarmıştı. Yaşıtlarına göre fiziksel üstünlüğü ile de dikkat çeken oyuncu, 11 yaşına geldiğinde geleceğini şekillendirecek bir kararın altına imza attı. Yaşadığı yerin takımlarından Lumezzane‘nin gençlik akademisine kaydolan Mario, bu kulüpte kısa süre içinde dikkatleri üzerine çekti. Kariyerinde adım adım yükselmeye başlayan Mario’nun sağlık sorunlarından da yeni ailesi sayesinde eser kalmamıştı. Yaklaşık dört sene boyunca Lumezzane’nin gençlik akademisinde top koşturan ”dahi çocuk”, 15 yaşında ise kendisini kulübünün A takımında buldu. O dönem Lumezzane, İtalya Serie C1’de mücadele eden mütevazı bir kulüptü. 2006 yılının Nisan ayında Padova’ya karşı oynanan bir maç ile profesyonel dünyaya adım atan Mario, Avrupa’nın dev kulüplerinin de dikkatinden kaçmamıştı. Mario’nun önündeki yıllar, oldukça aydınlık gözüküyordu. Dönemin Inter Teknik Direktörü Roberto Mancini‘nin tüm çabasına rağmen Mario’nun önceliği, İspanya’nın en önemli kulüplerinden Barcelona olmuştu. Katalan temsilcisi ile deneme antrenmanlarına çıkan 16 yaşındaki futbolcu, üç maçta sekiz gol atarak bu süreçte kendisini göstermeyi başardı fakat vatandaşlık sorunları, Barcelona ile sözleşme imzalamasına engel oldu. Ancak Mancini’nin Mario ısrarı devam edecekti.

Inter, Mario Balotelli’yi transfer etti

İtalya’nın dev kulüplerinden Inter, tarihler 31 Ağustos 2006’yı gösterdiğinde Mario’yu 19 yaş altı takımının bünyesine kattı. Inter ile adeta geleceğini garanti altına alan 16 yaşındaki Mario, bu süreçte Barwuah soyadından da kurtulmanın yollarını aradı çünkü biyolojik ailesinin kendisini evlatlık olarak başka bir aileye vermesini içine sindirememişti. Evlatlık olarak verildiği Balotelli ailesinden ise çok memnun olan Mario, Sylvia ve Francesco’yu gerçek anne ve babasından önde tutuyordu. Bu durum, U-15 ve U-18 kategorilerinde Gana Milli Takımı formasını giyen Mario’nun soyadını ”Balotelli” olarak değiştirmesine ve İtalya Milli Takımı’nı seçmesine neden oldu. Mario Balotelli efsanesinin doğmasının önünde artık hiçbir engel kalmamıştı.

Yaklaşık bir yıl boyunca 19 yaş altı takımının formasını terleten 17 yaşındaki isim, takımı ile Viareggio’daki gençler turnuvasında şampiyonluk sevinci yaşadı. Inter Teknik Direktörü Roberto Mancini, 1 Temmuz 2007’de genç yıldız adayını A takım kadrosuna dahil etti.  Mario Balotelli, Milano kulübü ile ilk maçına ise 16 Aralık 2007 tarihinde Cagliari karşısında çıktı. Mancini, Inter’in 2-0 önde götürdüğü karşılaşmanın 90. dakikasında Balotelli’yi oyuna alarak hem taraftarlarına hem de İtalyan futboluna güçlü bir mesaj verdi: Yeni bir yıldız yetişiyordu…

Inter ile ilk sezonunda yıldız gibi parladı

Cagliari maçı ile Inter’e ”merhaba” diyen Mario Balotelli, bu karşılaşmadan üç gün sonra oynanan İtalya Kupası maçında ise sahaya ilk 11’de çıktı. Son 16 turunda Reggina ile karşılaşan Milano temsilcisi, rakibini 4-1 mağlup ederken Balotelli iki gol atarak karşılaşmanın yıldızı oldu. Mavi-siyahlı forma ile henüz ikinci maçında goller ile tanışan Balotelli, ilk sezonunda takımının oynadığı 15 karşılaşmada forma giydi. Genç yıldız adayı, bu karşılaşmalarda rakip fileleri yedi kez havalandırma başarısı gösterdi. Mario Balotelli, kariyerindeki ilk lig kupasını da 2007-2008 sezonunda kazandı. Ancak Serie A’da üst üste şampiyonluklar kazanan Inter’de Başkan Massimo Moratti, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde başarılar yakalanması için kadroyu Zlatan Ibrahimovic, Maicon, Fabio Grosso, Patrick Vieira ve Hernan Crespo gibi isimler ile güçlendirdi. Bütün bu yatırımlara rağmen Avrupa’da varlık gösteremeyen Inter’de Mancini, ligi şampiyon olarak tamamladığı 2007-2008 sezonunun sonunda kulübe veda ettiğini açıkladı. Mancini’den boşalan teknik direktörlük koltuğuna ise Inter tarihine adını altın harfler ile yazdıracak Jose Mourinho gelecekti.

Mario Balotelli’nin Inter’e golleri ile ”merhaba” dediği Reggina karşılaşmasındaki performansı:

Mario Balotelli ve Jose Mourinho

Mourinho ile ilk sezonunda çok iyi anlaştı

Inter Başkanı Massimo Moratti, takvimler 2 Haziran 2008’i gösterdiğinde teknik direktörlük görevine Jose Mourinho’nun getirildiğini ve kendisi ile üç senelik sözleşme imzalandığını kamuoyuna duyurdu. Kariyerinde Porto ile UEFA Şampiyonlar Ligi kupası bulunan Portekizli teknik direktör, Mario Balotelli’nin kariyer yükselişinde önemli pay sahibi olacaktı. Mourinho’nun takımın başına geçmesi ile daha fazla forma şansı bulan Balotelli, 4 Kasım 2008’de Inter’in unutulmazları arasına girmeyi başardı. Milano ekibinin UEFA Şampiyonlar Ligi’ndeki rakibi Kıbrıs temsilcisi Anorthosis Famagusta’ydı. Inter, deplasmanda oynadığı karşılaşmadan 3-3 beraberlik ile ayrıldı. Ancak mücadelenin 13. dakikasında fileleri sarsan 18 yaşındaki Mario Balotelli, “UEFA Şampiyonlar Ligi’nde gol atan en genç İnter futbolcusu” unvanının yeni sahibi olmayı başardı. İtalya Serie-A’da bir kez daha mutlu sona ulaşan Inter’de Balotelli, 30 maçta 10 gol ve iki asiste imza attı. Ancak genç yıldız adayının sezon boyunca gördüğü 10 sarı kart, gelecek yıllardaki vukuatlarının ilk işaretlerinden bir tanesi olacaktı.

Sulley Muntari, Javier Zanetti ve Mario Balotelli

Inter ile tarihi başarıların altına imzasını attı

Serie A’yı üst üste dört kez kazanan Inter, 2009-2010 sezonundaki rotasını UEFA Şampiyonlar Ligi’ne çevirdi. Ancak Milano ekibi, yeni sezona hazırlanırken kulübün en büyük yıldızı Zlatan Ibrahimovic’i Barcelona’ya Samuel Eto’o ve kiralık olarak Aleksandr Hleb karşılığında sattı. Inter Başkanı Massimo Moratti ise buradan gelen para ile mavi-siyahlı kulübün tarihine geçecek kadroyu kurmaya başladı. Mario Baloteli’nin yeni takım arkadaşları; Diego Milito, Thiago Motta, Goran Pandev ve Wesley Sneijder gibi yıldızlar oldu. Yeni transferler, kadroda halihazırda bulunan Julio Cesar, Maicon, Walter Samuel, Javier Zanetti ve Esteban Cambiasso gibi isimler ile harika bir uyum içine girecek ve Jose Mourinho yönetiminde tarihi başarıların altına adlarını yazdıracaktı.

Mario Balotelli’nin kariyerinin geri kalanını özetleyecek olaylardan biri, 2009-2010 sezonunda oynanan bir Rubin Kazan karşılaşmasında yaşandı. Takımın yıldız isimlerinden yoksun bir şekilde Rusya’ya giden Inter’de Mourinho, hücum hattında genç yıldız adayına güvenmek zorundaydı. Mücadelenin ilk yarısı, 1-1 eşitlik ile sona ererken Balotelli ise sarı kart görerek soyunma odasına gelmişti. Hikâyenin geri kalanını Mourinho’nun olay hakkındaki açıklamalarından okuyalım: ”Şampiyonlar Ligi’nde Rubin Kazan ile oynayacaktık ve Mario’dan başka forvetim yoktu. Maçın 42. dakikasında sarı kart gördü. İlk yarı bittiğinde devre arasındaki 15 dakikanın 14 dakikasını ona ayırdım. Onu değiştiremeyeceğimi, ona ihtiyacım olduğunu, sadece futbol oynaması gerektiğini söyledim. Kimseye dokunma, topla oyna, birileri seni tahrik ederse oralı olma, işine bak gibi şeyler söyleyip durdum. Ve maçın 46. dakikasında kırmızı kart gördü.”

Öte yandan Inter, hem İtalya Serie-A’da hem de UEFA Şampiyonlar Ligi’nde yoluna doludizgin devam etti. İtalya liginde sezonu şampiyon olarak tamamlayan Milano temsilcisi, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde ise sırası ile Chelsea, CSKA Moskova, Barcelona ve Bayern Münih engellerini aşarak tarihinde ilk kez mutlu sona ulaştı. Henüz 20 yaşındaki Mario Balotelli, kariyerine bir önemli başarı daha eklemişti.

Jose Mourinho’nun Rubin Kazan karşılaşmasındaki Mario Balotelli anısı:

Inter taraftarları ile arası iyice açıldı

2009-2010 sezonunda kupalara ambargo koyan Inter’de Mario Balotelli, sezon boyunca pek çok olayın merkezinde yer aldı. Halihazırda ırkçılık sebebiyle zor günlerden geçen Balotelli’nin Inter ile olan bağları, İtalyan komedi şovu Striscia la Noticia’daki bir davranışı yüzünden tamamen kopma noktasına geldi. Programdaki sunucu, genç yıldıza Inter’in ezeli rakibi Milan’ın formasını hediye olarak verdi. Balotelli ise programın sona ermesinin ardından çekimlerin durduğunu düşünüp Milan formasını giyerek bir masada oturdu. Ancak Striscia kameraları, Mario’yu kayıt altına almıştı. Elde edilen görüntülerin medyaya servis edilmesi, Balotelli’nin Inter ile yaşadığı sorunların daha da artmasına neden oldu. Ancak Mario ile Inter taraftarları arasındaki en büyük kriz, UEFA Şampiyonlar Ligi yarı finalindeki Barcelona maçında yaşandı. Balotelli, karşılaşmanın 75. dakikasında skor 3-1 Inter lehine iken oyuna girdi. Bir gol daha bularak İspanya deplasmanına avantajlı gitmek isteyen Inter’de Mario Balotelli’nin isteksiz görüntüsü, Marco Materazzi başta olmak üzere İtalyan taraftarları çileden çıkardı. Balotelli ise kendisine yönelik tepkilere karşılaşmanın ardından formasını yere atıp orta parmağını seyircilere doğru göstererek cevap verdi. Soyunma odası koridorlarında Balotelli’yi yakalayan Materazzi ise Mario’ya adeta dayak attı. Zlatan Ibrahimovic, Materazzi ile Balotelli arasında geçenleri şöyle anlatacaktı: ‘’Materazzi, Balotelli’ye saldırdı. Barcelona’yı yenmeyi kutlamak yerine genç bir futbolcuya saldırmasına anlam veremedim. Genç bir çocuğu dövdü ama ona yaptıklarını yarısını bana yapsaydı, onu hiç düşünmeden yere sererdim.”

Milano temsilcisinin senelerdir kurduğu UEFA Şampiyonlar Ligi hayalini gerçekleştiren Jose Mourinho, sezon sonunda kulüpteki misyonunu tamamladığını ve yeni sezonda Real Madrid’in başına geçeceğini açıkladı. Portekizli teknik direktörün Inter’e veda etmesi, halihazırda ırkçılık vb. sorunlar ile mücadele ettiği için İtalya’dan ayrılmak isteyen Mario Balotelli’nin de kararında önemli rol oynayacaktı. Mario’nun hayatında iyi giden şeyler de vardı. Genç isim, 2010 yılının Ağustos ayında İtalya Milli Takımı’ndan ilk kez davet aldı ve Fildişi Sahilleri ile oynanan hazırlık karşılaşmasında ilk kez milli formayı terletti.

Mario Balotelli, Inter’de oynadığı sıralarda Milan forması giymiş ve bu görüntülerinin medyaya servis edilmesi nedeniyle büyük problemler yaşamıştı:

Mario Balotelli’nin Inter’in Barcelona ile karşı karşıya geldiği maçta taraftarlar ile yaşadığı gerilim:

Mario Balotelli ve Roberto Mancini, Manchester City’de tekrar buluştu.

Manchester City, Mario Balotelli’yi kadrosuna kattı

Jose Mourinho’nun Inter’den ayrılması ve Milano temsilcisinin taraftarları ile yaşadığı problemler, Mario Balotelli’nin İtalya’yı terk etmesine neden oldu. 20 yaşındaki yıldızın yeni durağı İngiltere’ydi. Şeyh Mansour’un (Mansur bin Zaid el-Nehyan) 2008 yılında Manchester City‘yi satın almasının ardından geçmiş yıllarındaki başarısızlıklarının acısını çıkarmak isteyen kulüp, önceki sezon teknik direktörlük görevine Roberto Mancini‘yi getirmişti. Mancini, oğlu gibi gördüğü Mario Balotelli’nin 2010-2011 sezonu yaz transfer döneminde kadroya katılmasını talep etti. Manchester City yönetimi ise İtalyan teknik direktörün bu talebini geri çevirmeyerek Inter’e 26 milyon euro ödedi ve genç yıldızı kadrosuna kattı. Manchester temsilcisi, Jerome Boateng, Yaya Toure, David Silva, Aleksandar Kolarov ve James Milner gibi yıldız futbolcuları da transfer ederek sezona başladı. 12 Ağustos 2010 tarihinde Manchester City formasını giymeye başlayan Balotelli, ilk resmi maçına UEFA Avrupa Ligi’nde Romaanya temsilcisi Politehnica Timişoara’ya karşı çıktı. Balotelli, takımının 1-0 kazandığı karşılaşmada tek golü atarak yeni kulübüne ”merhaba” dedi

Mario Balotelli’nin Manchester City kariyerindeki ilk golü:

‘’Golden Boy’’ ödülünün sahibi oldu

Mario Balotelli, Manchester City ile ilk sezonunda sadece saha içindeki performansı ile gündeme gelmedi. Sezonun ilk haftalarında sakatlığı nedeniyle birçok maçı kaçırmak zorunda kalan Balotelli, bu dönem içinde pek çok farklı olayın altına imza attı. Genç yıldız, İngiltere’ye yeni yeni alıştığı sıralarda Audi R8 arabasıyla ve üstünden çıkan 5 bin sterlin nedeniyle polislerin dikkatini çekti. Polisler, Mario Balotelli’ye bu kadar yüklü bir parayı neden yanında taşıdığını sordu. Mario’nun ise cevabı oldukça netti: ”Çünkü çok zenginim ve çok param var.”

Balotelli’nin tek vukuatı bu değildi. Sakatlığı döneminde Brescia’ya ailesinin yanına dönen Mario, 17 yaşındaki erkek kardeşi Enoch ile birlikte kadınlar hapishanesine girmeye çalışırken yakalandı. Hapishane yetkililerinden Calogero La Presti, o gün yaşananları şu cümleler ile anlatıyor: ‘‘Geç saatlerde hapishaneye pahalı bir Mercedes’in yaklaştığını fark ettik. Arabanın içinde iki kişi vardı ve bunlardan birinin Balotelli olduğunu anladık. Hapishaneye girmek istediklerini bize söylediklerinde, onlara bunun mümkün olmadığını ve resmi prosedürleri uygulayacağımızı söyledik. Balotelli ise kapıyı açık gördükleri için girmek istediklerini, buraya girebilmek için herhangi bir izin almaları gerektiğini düşünmediklerini söyledi ve oldukça utangaç bir şekilde, özür diledi. Özür dilerken ağzının içinden konuşuyormuş gibiydi.”

Öte yandan Mario Balotelli, 2010 yılını büyük bir başarı ile sonlandırmıştı. Yıl sonunda Avrupa’daki en iyi genç futbolcuya verilen ”Golden Boy” ödülünü Jack Wilshere‘ın önünde kazanan Balotelli, ödülün ardından yaptığı konuşma ile nasıl bir karakter olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi: ‘’Benim dışımda kim alabilirdi ki? İki yıl önce bu yarışı altıncı ve geçen sezon dördüncü sırada bitirdim, nihayet sıra bana geldi, ben kazandım. Şimdi bu ödülümü Ballon d’Or’a dönüştüreceğim, yoksa bu ödülün bir anlamı olmayacak.” Mario’nun iddialı sözleri, bu ödülü kazanan önceki futbolcuların hatırlatılması üzerine şöyle devam etti: ”Ben bu ödülü almış diğer isimlerden daha iyiyim. Bu ödülü kazanıp benden iyi olan tek bir isim var o da Lionel Messi.’’ Balotelli’nin gündeme bomba gibi düşen ve uzun süre hafızalardan çıkmayacak cümlelerini ise henüz söylememişti. Bir muhabirin kendisine Jack Wilshere hakkında soru yöneltmesi üzerine Balotelli, şu cümleleri kurdu: ”Kim? Kimin adını söylediniz? Onu tanımıyorum. Ancak ilk Arsenal maçında, ona dikkat edeceğim ve kim olduğunu öğreneceğim. Ama o isterse, ona Golden Boy ödülümü gösterebilir ve bu ödülü kazananın ben olduğumu ona hatırlatabilirim.” 

Genç bir futbolcuya dart oku attığı iddiası

2010 yılına aldığı ”Golden Boy” ödülü ile damga vuran Mario Balotelli, kulübü ile geçirdiği ilk sezonunda saha dışı olayların başaktörü olmaya devam etti. 2011 yılının Mart ayında Manchester City’nin Carrington’daki akademi tesislerinde zaman geçiren Balotelli, bir genç futbolcuya dart oku attığı iddiası ile gündeme bomba gibi düştü. Genç takım kadrosunda bulunan oyuncuların bu iddiası, Mario Balotelli’nin oldukça zor durumda kalmasına neden oldu. Mario, ”Dart oynadığım doğru ancak ben kimseye ok atmadım” diyerek kendisine yöneltilen bu iddiayı kesin bir dille reddetti. İtalyan forvet, ilerleyen yıllarda ise dart oku fırlatma olayının yaşandığını kabul edecek ve canının sıkılmasını bu olayın sebebi olarak gösterecekti.

Mario Balotelli, 12 Ocak 2011 tarihinde de garip bir olayın bir kez daha başkahramanıydı. Saat 13.30 sularında araba kullanırken tuvaletinin geldiğini hisseden Mario, Xaverian Koleji’nde bulunan tuvaleti gidebileceği en yakın yer olarak gözüne kestirdi. Bentley marka arabasını Xaverian Koleji’nin otoparkına park eden yıldız futbolcu, hızlıca okul kantinine giderek tuvaleti kullanabilmek için izin istedi. Kolej öğrencilerinden Edward Gasson, Manchester Evening News’e verdiği röportajda o anları şöyle anlattı: ”Öğretmenler tuvaletine gitti. Ondan sonra sanki her yer onunmuş gibi okulun kampüsünde dolaştı ve herkes onu takip etti. Ben bir City taraftarıyım, bu yüzden onu görmek harikaydı ama buraya gelmesi biraz saçma oldu. Böyle bir şeyin olabileceğini asla beklemezsiniz.”

Balotelli, saha dışı olaylar ile daha çok gündeme geldiği 2010-2011 sezonunda 28 maça çıkarken takımına 10 gol ve bir asistlik katkı yaptı. Manchester City ise İngiltere Premier Ligi’ni uzun yıllar sonra ilk üç sırada tamamlamayı başardı.

Mario Balotelli’nin 2010-2011 sezonunda öne çıktığı bazı anlar:

Hazırlık karşılaşmasındaki tavrı, Roberto Mancini’yi çileden çıkardı

2011-2012 sezonuna mutlak başarı parolasıyla giren Manchester City, yeni sezon hazırlık kampını ABD’de yapmayı kararlaştırdı. Bu ülkede çeşitli hazırlık maçları oynayan İngiliz kulübü, 24 Temmuz 2011 tarihinde Los Angeles Galaxy ile kozlarını paylaştı. Ancak mücadeleye damga vuran isim, Mario Balotelli’den başkası değildi. David Silva’nın pasında kaleci ile karşı karşıya kalan İtalyan forvet, uygun pozisyonda fileleri sarsma şansı varken arkasını dönüp topuğu ile golü atmayı tercih etti. Ancak istediğini gerçekleştiremedi ve meşin yuvarlak dışarı çıktı. Bu pozisyonun ardından çılgına dönen Roberto Mancini, mücadelenin henüz 30. dakikasında İtalyan forveti kenara aldı. Balotelli, yedek kulübesine doğru geldiği sırada Mancini ile sözlü olarak tartışmaktan da geri durmadı.

Mario Balotelli’nin Los Angeles Galaxy ile oynanan hazırlık maçındaki hareketi:

Manchester United maçındaki gol sevinci olay oldu

44 yıllık İngiltere Premier Ligi şampiyonluğu hasretine son vermek isteyen Manchester City, yaz transfer döneminde Sergio Agüero’yu 40 milyon euro karşılığında Atletico Madrid’den transfer etti. Arjantinli yıldız, bu transfer bedelinin altında ezilmeyeceğini sezona fırtına gibi bir başlangıç yaparak herkese gösterdi. Henüz ilk maçında Swansea City’ye iki gol atan Agüero, takımının maçı 4-0 kazanmasını sağladı. Manchester City ile ilk sezonunda saha içinden çok saha dışındaki olayları ile gündeme gelen Mario Balotelli de kulüp tarihinin en unutulmaz sezonlarından olacak 2011-2012 sezonuna iyi başladı. Roberto Mancini de bu duruma kayıtsız kalamamıştı. 21 Ekim 2011 tarihinde ”Mario kesinlikle değişti. Saha içinde ve saha dışında eskisi gibi değil, iyileştiğini düşünüyorum ve umarım futbola olan bakış açısı da değişmiştir, bunu umuyorum” açıklamasını yapan İtalyan teknik direktör, bu cümlesinden yalnızca bir gün sonra acı gerçek ile yüzleşmek zorunda kaldı. Arkadaşları ile birlikte evinin içerisinde havai fişek patlattıkları ortaya çıkan ve evinde ufak çaplı bir yangın çıkmasına sebebiyet veren Mario, kendisini şu cümleler ile savunacaktı: “Sadece banyoda bir yangın çıktı çünkü fişeklerden biri yanlış yöne doğru gitti. Perde yanmaya başladı ve alevler evin etrafını sardı. Ama biz içeride değildik. Havai fişeklerle birlikte dışarıdaydık. Sadece şanssızlık.”

Manchester City, Mario Balotelli’nin yaşadığı bu olaydan yalnızca bir gün sonra ezelirakibi Manchester United deplasmanına konuk oldu. Karşılaşmanın 22 ve 60. dakikalarında rakip fileleri sarsan Balotelli, şarkılara bile konu olacak ”Why always me?’’ (Neden hep ben?) tişörtünü gösterdiği gol sevincini yaparak hafızalara kazındı. Manchester City, mücadeleyi ise 6-1 gibi ezici bir skor ile kazandı.

Gana asıllı İngiliz rapçi Tinchy Stryder’in, Mario Balotelli’nin ‘’Why always me?’’ (Neden hep ben?) yazılı tişörtü ile yaptığı gol sevincinden ilham alarak İtalyan futbolcu için yaptığı şarkı:

Manchester City, 44 sene sonra şampiyon oldu

Sezonun tamamı, Manchester şehrinin uzun süre hafızalardan silinmeyecek rekabetine sahne oldu. Sezonun son maçı öncesinde her iki ekip, 86 puan toplamıştı. Aynı saatte başlayan iki karşılaşmada Manchester United, Sunderland deplasmanındayken Manchester City ise Queens Park Rangers’ı (QPR)konuk etti. İlk haber Sunderland’den geldi. Alex Ferguson’un öğrencileri, Sunderland’i Wayne Rooney’nin golü ile 1-0 mağlup etmişti. Manchester City, bu maçın tamamlandığını öğrendiğinde dakika 90’dı ve QPR önünde 2-1’lik skor ile mağluptu. Şampiyon olabilmek için mutlak galibiyet ile sahadan ayrılmak zorunda olan City’de önce 90+2’nci dakikada sahneye Edin Dzeko çıktı. Manchester City’nin makûs talihini değiştirecek ve 44 yıldır hasretini çektiği İngiltere Premier Lig’i şampiyonluğunu kazandıracak golü ise Sergio Kun Agüero atacaktı. 90+4’üncü dakikada Mario Balotelli’nin pasında top ile buluşan Agüero, futbol tarihinin en ikonik gollerinden birini kaydederek taraftarlarını sevinç gözyaşlarına boğdu. Ancak Manchester City’nin Premier Lig şampiyonluğu, Balotelli’nin kariyerinde kazandığı son kupa olarak kayıtlara geçecekti.

EURO 2012’ye damga vurdu

Manchester City ile her anlamda futbol kamuoyunu meşgul eden Mario Balotelli, 2012 yılında Ukrayna ve Polonya’nın ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası‘na da damga vurmaya hazırlanıyordu. İtalya Milli Takımı ile turnuvanın aday kadrosuna çağrılan Balotelli, büyük bir uluslararası turnuvada Gök Mavililer için oynayan ilk siyah futbolcu olarak kayıtlara geçti. Yıldız forvet, EURO 2012 boyunca İtalya’nın en önemli isimlerinden biri olmayı başardı. Grubunu ikinci sırada tamamlayan Cesare Prandelli‘nin öğrencileri, çeyrek finalde ise İngiltere’yi eleyerek yarı finale adını yazdırdı. Mario Balotelli’nin uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek performansı, bu karşılaşmada gerçekleşti. Almanya’yı Balotelli’nin golleri ile 2-0 yenerek finale yükselen İtalya’da yıldız isim, attığı ikinci golden sonra formasını çıkartıp vücudundaki kasları sergilemişti. Balotelli, maçın ardından kendisine yöneltilen ”Sarı kart göreceğinizi bildiğiniz halde neden formanızı çıkarttınız?” sorusuna şu cümleler ile yanıt verdi: ‘’Hakem sanırım vücudumu kıskandı, o yüzden sarı kart gösterdi.’’

Turnuvanın mutlak favorilerinden Almanya’yı eleyerek final oynayan İtalya ise kupayı İspanya’ya kaptırmaktan kurtulmadı. Ancak Balotelli, turnuva boyunca attığı üç gol ile hem İtalya adına bir Avrupa Şampiyonası’nda en çok gol atan isim olmayı başardı hem de turnuvada en fazla gol atan altı futbolcudan biri oldu.

Mario Balotelli’nin 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerindeki İtalya-Çekya maçında dört dakika içinde kırmızı kart görmesi ile sonuçlanan pozisyonlar:

Irkçılık, Mario Balotelli’nin peşini bırakmadı

2012-2013 sezonu, Mario Balotelli için felaket olarak nitelendirilebilecek şekilde kötü başladı. Alkole olan düşkünlüğünün artması, sigara içerken görüntülenmesi ve sık sık trafik cezaları ödemesi ile gündemde yer bulan isim, Roberto Mancini tarafından artık kadroda düşünülmüyordu. Kulübü ile 2012-2013 sezonunda yalnızca 20 maça çıkan Balotelli, devre arası geldiğinde ise takımdan gönderildi. İtalya’nın Milan kulübü, 20 milyon euro bonservis bedeli ile yıldız forveti renklerine bağlayarak önemli bir risk aldı. Kırmızı-siyahlı ekip, aldığı bu riskin karşılığında ise Mario Balotelli’yi yeniden hayata döndürecekti. Sezonun devre arasında Milan’a katılan Balotelli, 45 numaralı formasını sırtına geçirerek İtalya Serie-A‘da fırtına gibi esmeye başladı. Milano temsilcisi ile ilk maçında iki gol atan yıldız forvet, 13 maça çıktığı sezonu ise 12 gol atarak tamamlamayı başardı. Adeta küllerinden doğan Balotelli, takımı ile sezonu üçüncü sırada noktaladı ve yeni sezon için kamuoyuna güçlü mesajlar verdi. Ancak Milan için 2013-2014 sezonu, oldukça kötü geçecekti. Kırmızı-siyahlı ekip, İtalya Serie-A’yı Juventus’un 47 puan gerisinde sekizinci sırada noktaladı ve bu durum taraftarların yoğun protestolarına neden oldu. Ancak taraftarların yaptığı protestolar, Balotelli için kabul edilemez hale gelmişti. Milanlı taraftarlar, Mario Balotelli’ye ırkçı saldırılarının dozajını artırmış ve bir Napoli maçında yıldız forvetin gözyaşlarına boğulmasına neden olmuştu. Sezonu 18 gol ve altı asist ile noktalayan Balotelli, kendisine yönelik olan bu tutumdan rahatsız olduğu için İtalya’yı bir kez daha terk etme kararı aldı.

‘’Kariyerinin en büyük hatası’’: Liverpool

Milan taraftarları ile yaşadığı gerilim sonrası İtalya’yı terk etme kararı alan Mario Balotelli, rotasını bir kez daha İngiltere’ye çevirdi. Luis Suarez’i Barcelona’ya gönderen Liverpool, forvet hattındaki bu boşluğu Balotelli ile doldurmak istedi. Kırmızı Anka Kuşları, İtalyan forveti 27 milyon euro bonservis bedeli ödeyerek kadrosuna kattı. Ancak sezon hem Liverpool hem de Mario Balotelli için hayal kırıklığından öteye geçemedi. Yeni kulübü ile çıktığı 28 karşılaşmada fileleri yalnızca dört kez havalandırabilen Balotelli, takımının sezonu altıncı sırada tamamlamasıne engel olamadı. Mario Balotelli’den umduğunu bulamayan Liverpool, sezon sonu geldiğinde İtalyan forvetin biletini kesti. Liverpool transferini ”kariyerinin en büyük hatası” olarak nitelendiren Mario, 2015-2016 sezonunda eski kulübü Milan’a kiralandı. Ancak Balotelli’nin kariyerindeki önlenemeyen düşüş, Milan’daki kiralık günlerinde de devam etti. Kırmızı-siyahlı forma ile 23 maçta yalnızca üç gol atabilen İtalyan forvetin artık hayatında yeni bir sayfa açma zamanı gelmişti.

Fransa’da kendisini buldu

Kariyerinde büyük bir düşüş yaşayan Balotelli, İtalya ve İngiltere’nin ardından Fransa‘nın yolunu tuttu. Fransa Ligue 1 ekiplerinden Nice, sürpriz bir kararla Balotelli’yi kadrosuna katmayı başardı. Ancak Nice, İtalyan forvetin son yıllarındaki performanslarını da göz önünde bulundurmayı unutmamıştı. Fransız kulübü, Balotelli ile yalnızca bir senelik sözleşme yaparak oyuncuya aslında pek de güvenmediğini gösterdi. Ancak Balotelli, hakkındaki önyargıyı sezon boyunca ortaya koyduğu performanslar ile boşa çıkartacaktı. 2015-2016 sezonunda Nice forması altında 28 maça çıkan İtalyan forvet, bu karşılaşmalarda toplam 17 gol atarak kamuoyuna ”henüz ölmedim” mesajı verdi. Nice, Balotelli’nin bu performansından etkilenerek yıldız golcünün sözleşmesini bir buçuk sene uzattı. Mario Balotelli, Nice ile ikinci sezonunda ise kariyerinin en iyi istatistiklerine imza attı. Takımının ligi sekizinci sırada bitirdiği sezonda Balotelli, 26 gol atarak adından sıkça söz ettirdi. 27 yaşındaki golcünün piyasası yeniden tavan yapmıştı. Nice ile üçüncü sezonunda takımdan ayrılmayı kafasına koyan Balotelli, sezonun devre arasında Fransa’nın köklü kulüplerinden Olimpik Marsilya‘ya transfer oldu. Marsilya’nın ligi beşinci sırada tamamlamasında attığı sekiz gol ile önemli pay sahibi olan yıldız forvet, bu kulüpteki en önemli anısını ise Saint Etienne maçında yaşadı. Marsilya için tarihi önemi olan karşılaşmada Saint Etienne filelerini sarsmayı başaran Balotelli, attığı gol sonrasında sevincini selfie (özçekim) yaparak kutladı ve bu sevincini maç esnasında Instagram profiline yükledi. Ancak Balotelli, Marsilya’da aradığı aidiyet duygusunu bulmayı başaramamıştı. İtalyan forvetin yeni tercihi ise futbol dünyasını şaşırtacaktı.

Mario Balotelli, Brescia’ya geri döndü

Mario Balotelli, kendisini en huzurlu hissedeceği yer olarak İtalya’yı belirledi. 2019-2020 sezonu gelindiğinde kendisine yapılan teklifleri reddeden Balotelli, koruyucu ailesi tarafından yetiştirildiği kasabadaki Brescia kulübüne transfer olarak herkesi bir kez daha şaşırttı. İtalya Serie-A’ya yeni yükselen Brescia ile sözleşme imzalayan yıldız forvet, verdiği bir röportajda annesinin bu transfere çok sevindiğini ve sevinç gözyaşları döktüğünü söylerken yeni kulübü hakkında şu açıklamalarda bulundu: ”Brescia benim doğduğum yer, burada çok güzel bir çocukluk geçirdim ve o günler benim hayatımdaki en güzel günlerimdi. Futbolu burada bırakmak istiyorum.’’

Ancak Mario Balotelli, Brescia forması altında da hayal kırıklığı yaratacaktı. Yeni kulübü ile 19 maça çıkan Balotelli, bu karşılaşmalarda yalnızca beş gol kaydedebildi ve yönetim ile yaşadığı anlaşmazlıklar yüzünden kadro dışı bırakıldı. Çünkü İtalyan forvet, takımının antrenmanlarına katılmamakta ısrarcıydı. Gittiği kulüplerde tutunmayı başaramayan Balotelli, yaklaşık beş ay boyunca herhangi bir kulüp ile anlaşmaya varamadı. 29 yaşındaki isim, bu günlerini ise evinin yakınlarında bulunan İtalya Serie D takımı Franciacorta ile antrenmanlara çıkarak değerlendirdi. Mario Balotelli’nin kariyerindeki düşüşü gözler önüne serecek gelişme ise 2020-2021 sezonunda yaşanacaktı.

Monza’ya giderek herkesi şaşırttı

İtalya’nın eski başbakanlarından ve Milan kulübünün efsane isimlerinden Silvio Berlusconi, 28 Eylül 2018 tarihinde Serie C takımı Monza‘yı satın aldı. Teknik direktörlük görevine Cristian Brocchi‘yi getiren Berlusconi, ilk sezonunda takımının Serie B’ye yükselmesinin sevincini yaşadı ve zamanla kadroyu da güçlendirmek için adımlar atmaya başladı. Tecrübeli başkan, ilk olarak 28 Eylül 2020 tarihinde Kevin-Prince Boateng‘i transfer etti. Kariyerinde Borussia Dortmund, Tottenham, Milan, Schalke, Barcelona ve Beşiktaş gibi kulüpler bulunan Boateng, Monza’ya gelebilecek yıldızların önünü açan ilk isim olmuştu. Berlusconi, tarihler 7 Aralık 2020’yi gösterdiğinde ise dünyaca ünlü forvet Mario Balotelli’yi transfer etmeyi başardı. Monza’ya giderek herkesi şaşırtan Balotelli, yeni takımında da varlık gösteremedi. Sakatlığı nedeniyle bir müddet Monza formasını terletemeyen 30 yaşındaki forvet, 14 maçta altı gol attı. Monza, sezonu üçüncü sırada tamamlayarak play-off’lar oynamaya hak kazandı.

Mario Balotelli’nin Monza’daki golleri:

Mario Balotelli ve Gökhan İnler

Mario Balotelli, Adana Demirspor’da

26 yıl aranın ardından Süper Lig’e yükselen Adana Demirspor, 7 Temmuz tarihinde yayımladığı açıklama ile Mario Balotelli’yi kadrosuna kattığını kamuoyuna duyurdu. Dünyaca ünlü forvet ile üç yıllık sözleşme imzalayan mavi-lacivertlilerden yapılan açıklamada, ”Bugün Adana Demirspor’umuzun tarihine adını altın harflerle yazdıracak bir transfer gerçekleşti. Dünya Yıldızı Mario Balotelli takımımızla üç yıllık resmi sözleşmeyi imzaladı. Süper Mario gollerini artık mavi–lacivertli forma için atacak” denildi.

Adana Demirspor, Mario Balotelli’yi bu video ile kamuoyuna duyurdu:

https://twitter.com/AdsKulubu/status/1412781025650958345?s=20

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.