Ankara Gündemi’nin bu haftaki konuğu Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Dr. Necdet İpekyüz oldu. Programda Türkiye’nin aşılama politikası, Doğu ve Güneydoğu illerindeki düşük aşılama oranları ve HDP’nin Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik aşılama kampanyaları konuşuldu.
“Doğu ve Güneydoğu illerinde salgının ilk başında bir güven sorunu gelişti”
Türkiye’de en düşük aşılama oranına sahip Doğu ve Güneydoğu illerinde “güven sorunu” yaşandığını vurgulayan HDP Batman Milletvekili Dr. Necdet İpekyüz, “Salgının ilk başında bir güven sorunu gelişti. Bunun nedeni ise ilk rakamlar açıklanmaya başlandığında açıklanan verilerin belirsiz oluşuydu. Rakamların vaka olup olmadığı belli değildi. Açıklanan turkuaz tablonun bir inandırıcılığı yoktu. Doğu ve Güneydoğu illerinde sadece aşıya karşı bir güvensizlik yok, iktidarın antidemokratik uygulamalarıyla, kendi kararsızlıklarıyla, almış olduğu kararları sürekli değiştirmesiyle birlikte bir güvensizlik oluştu ve her spekülasyon bilginin önüne geçmiş oldu çünkü paylaşılan bir bilgi yoktu” dedi.
“İktidarın antidemokratik uygulamalarıyla bir güvensizlik oluştu”
Her evde koronavirüs salgını nedeniyle bir kayıp yaşandığını söyleyen İpekyüz şöyle devam etti: “Vuhan’dan çıkan virüs insanların gezmesiyle tüm dünyaya ulaştı. Burada yapılması gereken şey doğru bilgiyi halkla paylaşmak. Bilgilendirme burada çok önemli insanlar, ‘Hasta olursam hiçbir şey olmaz’ diyor. Aslında aşı olursanız hiçbir şey olmaz. En ücra köylere kadar ulaşıp bilgi vermek lazım, verilerde şeffaf olmak lazım. Şu anda bölge illerde aşılama oranları çok düşük ve vaka sayıları giderek artıyor. Batman, Diyarbakır, Siirt, Mardin’de hasta sayılarının arttığını gördük. Hastaneye başvuran hastaların büyük bir kısmı henüz aşılanmamış. Sağlık Bakanlığı bu illerde neden düşük aşılama oranlarının olduğunu sormuyor, bunu sormadığı gibi herhangi bir çözüm de üretmiyor.”
“Yerel yönetime seçilmişlerle atanmışların iş birliği yapması lazım”
İpekyüz, HDP’nin salgının başından bu yana yürüttüğü kampanyaları ise şöyle anlattı: “HDP ilk günden beri salgını ciddiye aldı ve biz ilk koronavirüs çıktığında Newroz yapmadık. Örnek olmamız gerekiyordu. Bizim seçmenlerimizin çoğu yoksul olduğu için HDP ‘Yurttaşın yurttaşa kardeş kampanyası’ yürüttü. Yani paralar ceplere değil halka ulaştı. Devamında maske ve diğer önlemleri her dilde anlatmaya çalıştık ve gerek yöneticilerimiz gerek milletvekillerimiz örnek olmaya çalıştı. Biz salgının ilk başında gelin birlikte çalışalım dedik ama kimse cevap vermedi. İlk başlarda maske dağıtmadan maske takmayanlara ceza kesiliyordu. Gerekli önlemler alınmadı. Bu sadece bölgeyle ilgili değil bu tüm Türkiye’yle ilgili bir durum. Aşılar herkese açıldıktan sonra birçok dilde ‘aşı olun’ çağrısı yaptık. Kampanyalar yaptık. Bölgede birçok sivil toplum kuruluşu, barolar, Eğitim Sen çalışanları birçok kampanya yürüttü çünkü bölge tehlikenin farkındaydı. Bu anlamda HDP her aşamada yer aldı. Sağlığın erişilebilir anadilde olması lazım.”
