Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve NATO güçlerinin Afganistan’ı terk etme kararının ardından Taliban güçlerinin kırsalda başlayan ilerleyişi pazar günü (15 Ağustos) başkent Kabil’e kadar ulaştı. Taliban’ın 20 yıl sonra iktidarı devralacak olması, Afganistan’ın geleceğine ilişkin senaryoların yeniden küresel ve bölgesel güçlerin ilgi alanına girmesine neden oldu. Medyascope, Kabil’in düşmesiyle hızlanan diplomasi trafiğini sizin için derledi.
Rusya ve ABD Dışişleri bakanlarından telefon diplomasisi
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Afganistan’daki son durumu telefonda görüştü. Görüşme sonrasındaki açıklamada, Çin, Pakistan ve Birleşmiş Milletler (BM) ile görüşmelere devam etme konusunda anlaşıldığı belirtildi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Blinken’ın Lavrov’a ABD yönetiminin şu an için Afganistan’da üstlendiği eylemler ve özellikle ABD büyükelçilik personelinin tahliyesi ile insani sorunların çözümü hakkında bilgi verdiğini söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Dışişleri bakanları, yeni koşullarda kapsayıcı bir Afganlar arası diyalog zeminin oluşturulması için Çin, Pakistan ve ilgili diğer ülkeler ile BM temsilcileriyle istişarelere devam etmeyi kabul etti” denildi.
Taliban, 15 Ağustos Pazar günü Afganistan’ın başkenti Kabil’i ele geçirmiş ve ABD ile diğer ülkelerin vatandaşlarını ve diplomatlarını ülkeyi terk etmeye çağırmıştı. Ancak Moskova, Taliban’ın Rusya Büyükelçiliği’nin faaliyetlerine devam etmesine dair güvence verdiğini söyledi.
İmran Han: “Afganistan’daki zihinsel kölelik zincirleri kırıldı”
Uzun zamandır Afgan Talibanı’na yardım etmekle suçlanan Pakistan’da, Başbakan İmran Han, Taliban’ın ülkeyi kontrol altına almasını, “Afganistan’daki zihinsel kölelik zincirleri kırıldı” diyerek değerlendirdi. Pakistan’daki önemli bir İslamcı siyasi partinin lideri ise “Taliban ülkesini süper güçlerden kurtardı” dedi.
Çin: “Yabancı yönetim modelleri keyfi olarak dayatılmamalı“
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, 16 Ağustos Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a, Amerikan ve NATO kuvvetlerinin Afganistan’dan aceleyle çekilmesinin “ciddi olumsuz bir etkisi” olduğunu söyledi. Bununla birlikte Wang, Afganistan’da istikrarı tesis etmek için Vaşington ile birlikte çalışma sözü verdi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Çin devlet medyasında yer alan habere göre Wang, Amerikalı mevkidaşına, Afganistan’da yaşananların, farklı kültürel ve tarihsel koşullara sahip bir ülkeye yabancı bir modelin keyfi olarak dayatılamayacağını kanıtladığını söyledi.
Çin’in devlet yayın kuruluşu olan CCTV, Dışişleri Bakanı Wang’ın, “Sorunları çözmek için güç ve askeri araçlar kullanmak sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirecektir. Bundan (Afganistan) alınacak dersler ciddi bir şekilde düşünülmeyi hak ediyor. Ancak ABD, bir yandan Çin’i aktif olarak çevrelemeye, bastırmaya ve Çin’in meşru hak ve çıkarlarına zarar vermeye çalışken, diğer yandan Çin’in işbirliğini umamaz” dediğini belirtti.
Körfez ülkeleri temkinli
Suudi Arabistan, Taliban militanlarını “İslami ilkeler” tarafından şart koşulan can, mal ve güvenliğe saygılı olmaya davet etti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, “Krallık, Afgan halkının yaptığı seçimlerin yanında duruyor. İslam’ın asil ilkelerinden hareketle Suudi Arabistan Krallığı, Taliban hareketinin tüm Afganlar’ın güvenliğini, istikrarını, canlarını ve mallarını korumak için çalışacağını umuyor” açıklamasını yaptı.
Katar ise Afganistan’da barışçıl bir geçiş arayışında olduklarını belitti. Katarlı yetkililer ayrıca, uluslararası kuruluşlardaki diplomatları ve yabancı personeli ülkeden tahliye etme çabalarına yardımcı olmak için ellerinden geleni yaptıklarını da söyledi.
Katar Dışişleri Bakanı Muhammed el Sani, “Afganistan’da yaşananların hızı konusunda uluslararası kamuoyunda endişeler var. Katar, barışçıl bir geçiş sağlamak için elinden geleni yapacak” dedi.
Öte yandan, Körfez İşbirliği Konseyi’nin şu anki dönem başkanı olan Bahreyn, pazartesi (16 Ağustos) günü yaptığı açıklamada, Körfez Arap ülkeleriyle Afganistan’daki durum hakkında istişareler yapıldığını belirtti.
“Afganistan’da Amerika yenilmiştir“
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, pazartesi (16 Ağustos) günkü açıklamasında, ABD’nin Afganistan’daki “askeri başarısızlığının” ülkede kalıcı barışı tesis etmek için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Reisi, “Amerika’nın askeri yenilgisi ve geri çekilmesi, Afganistan’da yaşamı, güvenliği ve kalıcı barışı yeniden tesis etmek için bir fırsattır. İran, Afganistan’da istikrarı sağlama çabalarını destekliyor ve Afganistan’daki tüm grupları ulusal bir anlaşmaya varmaya davet ediyor” diye konuştu.
Temmuz ayında Tahran, Afgan hükümeti temsilcileri ve Taliban siyasi komitesinin üst düzey bir heyetinin bir araya geldiği toplantıya ev sahipliği yapmıştı.
“Açık kapı” politikası bu kez olmayacak
Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Almanya ve diğer Batılı ülkelerin Afganistan’a komşu ülkelere Taliban’dan kaçan Afganlar ile başa çıkmalarına yardımcı olmak için maddi yardımda bulunmaları gerektiğini belirtti. Merkel böylelikle, 2015 göçmen krizinin tekrarlanma riskinin azaltılacağını dile getirdi.
Merkel, “Kaçan pek çok Afgan’ın Afganistan’a komşu ülkelerde güvenli bir şekilde kalmasını sağlamamız gerekiyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine (UNHCR) yeterli kaynakları ayırmamız ve geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamamız gerekiyor” diye konuştu.
Şansölye Merkel’in de partisi olan Hıristiyan Demokratik Birlik’in (CDU) genel sekreteri Paul Ziemiak ise Almanya’nın 2015 yılında izlediği açık kapı göçmen politikasını tekrarlayarak, Afganistan’daki durumu iyileştiremeyeceği söyledi.
Avusturya, yasadışı göçmenleri Afganistan’a geri göndermeyi planlıyor
Avusturya, Taliban Kabil’i ele geçirse dahi yasadışı göçmenleri Afganistan’a geri göndermeyi planladığını duyurdu. Viyana hükümeti, alternatif olarak yakın ülkelerde Afgan göçmenler için kampların kurulmasını önerdi.
Avusturya İçişleri Bakanı Karl Nehammer, Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bize getirdiği kısıtlamalar nedeniyle sınır dışı etme artık mümkün değilse bile alternatif politikalar düşünülmelidir” dedi.
Avusturya, geçen hafta Avrupa Komisyonu’nu, Avrupa’ya gelen Afgan sığınmacıların sınır dışı edilmesini durdurmaya karşı uyaran altı Avrupa Birliği üye ülkesinden biriydi. O zamandan beri, altı ülkeden üçü – Danimarka, Almanya ve Hollanda – bu kararından geri çekildi.
Derleyen: Zeynel Yıldırım