Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan “Yasalara dokunma, mevcut yasaları uygula” kampanyası: “Hep mücadele ettik, bu mücadeleye ivme kazandırmaya kararlıyız, kampanyamız bunun için”

“Temelde İstanbul Sözleşmesi’ni ve kadınların mevzuat çerçevesindeki bütün kazanımlarını, mücadeleyle elde edilmiş bütün hak ve özgürlük alanlarını korumak üzere bir araya gelen” Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), bugün (20 Ekim 2021) çevrimiçi bir toplantı düzenledi.

Bünyesinde 300’ü aşkın kadın ve LGBTİ+ örgütü bulunduran Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun toplantısı akademisyen Sevilay Çelenk’in sözleriyle başladı. Çelenk, yeni yasama yılında beşinci yargı paketi kapsamında Meclis’e getirilmeye hazırlanan 6284 sayılı Kanun, Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesinde değişiklik ve nafaka gibi konulara hazırlıksız yakalanmak istemediklerini dile getirdi ve “Yasalara dokunma, mevcut yasaları uygula” ifadelerini kullandı. Sözlerinde muhalefet partilerine de değinen Çelenk, “Muhalefet partileri de iktidara talip olurken güçlenmek üzere yaptıkları ittifaklarda kadınları ve onların haklarını ya da kazanımlarını gösterecek ilkeleri de ilkeler demetine eklemeyi akıl etmemiş görünüyor. Bütün bunlarla hep mücadele ettik, mücadele etmekte kararlıyız, bu mücadeleye ivme kazandırmaya kararlıyız, kampanyamız bunun için” diye konuştu. Bu sorunlar kapsamında bir zaman çizelgesi hazırlayan Eşitlik İçin Kadın Platformu üyeleri, kazanımlara yönelik saldırıları bu çizelge ile özetlemeye çalıştıklarını dile getirdi.

“Eşitsizliğin İnşa Süreci”

Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) hazırladığı zaman çizelgesinin yapılış amacına açıklama getiren Özgül Kaptan, “İstihdamdan şiddetle mücadeleye kadar eşitsizliğin her alanında, adım adım pekiştirme ve yeniden inşa etme hatta bir adım geriye götürme gibi bir süreç yaşadığımız on yılı özetlemek istedik. Bugün başlattığımız mücadelenin altını doldurabilmek için, topluma anlatabilmek için, kadına anlatabilmek için böyle bir geri sayım yaptık” dedi.

“Kadınların yaşam hakkı ihlallerine gelene kadarki süreçte nelerin ihmal edildiğiyle ilgili analizler yapmayı düşünüyoruz”

Diğer bir konuşmacı olarak toplantıya katılan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Fidan Ataselim, üzerinde yeni çalışmaya başladıkları emsal dava takipleri hakkında bilgi verdi. Ataselim, “Bir, kadın cinayeti; iki, öldürmeye teşebbüs, şiddet, yaralama konularını içeren, kadınlarla ve öldürülen kadınların yakınlarıyla irtibat halindeyiz. Hukukçu arkadaşlarımızla birlikte, avukat arkadaşlarımızla birlikte bu süreçte amaçladığımız şey bundan sonraki süreçlere de başka davalara da ışık olabilmesi için hem bir takip süreci ortaya koyabilmek hem de toplumsal cinsiyet eşitsizliği temelli, kadınların uğradıkları ayrımcılıkların yargıya yansımasını ortaya koyabilmek. Kadınların yaşam hakkına gelene kadarki süreçte nelerin ihmal edildiği, nelerin yapılabilecek olduğu ve nelerin öne çıkartılması gerektiğiyle ilgili analizler yapmayı düşünüyoruz” diye konuştu.

“İktidarın atadığı bütün devlet mekanizmalarında yürürlükte olan bir eşitlik karşıtı politika ve bu eşitlik karşıtı politikanın bir sonucu olarak kadına karşı artan şiddet ve kadın cinayetleri”

Toplantının ilerleyen dakikalarında söz alan Av. Hülya Gülbahar, seçilen bazı emsal dava analizlerinin çok önemli veriler sağlayacağını ve bu verilerin sistemin nasıl kadınlar lehine karar almaktan kaçındığını göstereceğini ifade etti. Gülbahar sözlerine, “Osmanlı döneminde başlayan kadın-erkek eşitliği yolundaki adımların cumhuriyetle beraber devrime dönüştü ama bunun yarıda bırakıldı. 2002’den sonraki değişikliklerin, kadın haklarında geriye gidişin açık ya da örtülü değişikliklerin listesini yapmaya bu toplantı el vermez ama biz 2010’dan sonrasına bakarsak aslında temel üç yönelim görüyoruz: Kadınlar aleyhine çalışmak, kadınların yarattığı devlet mekanizmasının yok edilmesi, kadın bakanlığının yok edilmesi” ifadelerini kullandı. Gülbahar söze, “Zaman çizelgesinde gördüğüm diğer nokta, 2010 yılında açıkça, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın, ‘Ben kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum’ demesi. Bunu bir gizli düşünce olmaktan çıkartıp kamuoyu önünde sık sık, her fırsat bulduğunda propaganda edilen bir ideolojiye, dönüştürmesi, toplumu ideolojik olarak yeniden biçimlendirme yöntemi olarak kullanması çok önemliydi. İktidarın atadığı bütün devlet mekanizmalarında yürürlükte olan bir eşitlik karşıtı politika var ve bu eşitlik karşıtı politikanın bir sonucu olarak kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerini görüyoruz” diye devam etti.

Eşitlik İçin Kadın Platformu, beşinci yargı paketinde olacağı söylenen düzenlemelerden de bahsetti: “Birincisi, boşanan kadına bağlanan yoksulluk nafakasının iki-üç yıl gibi süreçlerle kısıtlanması. Dolayısıyla kadınların boşanmalarının zorlaştırılıp şiddet dolu evliliklere mahkûm edilmesi. Erkeklerin boşanmasını kolaylaştıran, kadınların boşanmasını zorlaştıran önlemlerle dolu boşanma komisyonu raporu.”

“İkincisi çocuk istismarcılarına af. Biz başından beri bunun erken evlendiği iddia edilen 300-500 aile ya da istismarcıyla ilgili olmadığını, bir toplum projesi olduğunu, evlilik yaşını ve cinsel ilişki yaşını 12’ye kadar indirip iki yüz milyonluk Türkiye yaratma hayalinin bir parçası olduğu… Dolayısıyla politik bir strateji olduğunu düşünüyoruz, küçük bir af girişimi olmadığını düşünüyoruz”.

“Üçüncüsü çocuk haczi adı altında bir algı çarpıtması yapılan, boşanan ya da ayrı yaşayan ebeveynlerden babanın çocukla ilişkisini düzenleyen yasada değişiklik yapılması, bu yasa değişikliğiyle pedagog, polis memuru, icra memuru eşliğinde can güvenliği durumlarında kadının, çocuğu teslim ettiği prosedürün değiştirilip bütün bunların ortadan kaldırılarak çocuk teslimi yapılması ve dolayısıyla çocukların bir can güvenliğinin, kadınların ve çocukların can güvenliğinin riske atılması, kadınların bu prosedüre karşı çıktığı takdirde çocukların ellerinden alınması gibi bir durum var.”

“Diğer bir madde ise -bunu bizzat Erdoğan açıkladı- bütün illerde sulh komisyonlarının oluşturulması. İllerde kurulacak sulh komisyonlarında bağımsız hukuk devletinin yargısını ortadan kaldıracak, kimi atadığı belli olmayan aile içi problemlere de nüfuz edece, kadılık müessesesinin önünü açabileceği ihtimali var.”

Toplantının tamamını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.