Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesine sanal tur: Yetkililer artık Akkuyu’yu iklim değişikliği söylemleriyle anlatıyor

Haber: Doğu Eroğlu & İbrahim Yayan

İnşaatı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali için proje sahibi ROSATOM firması çevrimiçi bir tur düzenledi. Önceden çekilen görüntülerle santral şantiyesindeki gelişmelerin tanıtıldığı etkinlikte konuşan ROSATOM yetkilileri, iklim değişikliğine karşı nükleer gücün çare olduğunu, işletme aşamasında nükleer santralin karbondioksit emisyonu oluşturmayacağını anlattı. Etkinliğin soru-cevap kısmında Akkuyu şantiyesindeki işçi ölümü iddialarına değinilmedi.

Uzun yıllardır, Türk Lirası’nın (TL) değerinin düşmesi yüzünden üretilecek birim elektrik maliyetinin artışıyla gündemde olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi, yenilenebilir enerjiye, yani rüzgar ve güneşten üretilecek elektriğe karşı kaybettiği fiyat avantajını “baz yük” söylemiyle aşmaya çalışıyordu. Akkuyu NGS projesi savunucularına göre, güneş ve rüzgar kesintili bir elektrik üretimine olanak sağladığı için (geceleri güneş enerji santrallerinden, rüzgarsız günlerdeyse rüzgar enerji santrallerinden elektrik üretilemediğinden hareketle), Türkiye’nin elektrik üretiminde arz sürekliliğini sağlayabilmek için nükleer güç santraline, yani Akkuyu NGS projesine ihtiyaç vardı.

Türk Lirası’nın değer kaybının hızlandığı, yani Akkuyu NGS projesi maliyetinin daha da arttığı günlerde düzenlenen “Akkuyu Nükleer Açık Kapı Günü ’21” etkinliğinde öne çıkan ifadeler, baz yük savunusunun yerini iklim değişikliğinin aldığını gösteriyor.

Akkuyu NGS projesinin sahibi ROSATOM yetkilerinin, şantiyede görev alan mühendislerin, Türkiye ile Rusya arasındaki anlaşma kapsamında nükleer enerji mühendisliği eğitimi almak üzere Rusya’ya gönderilen öğrencilerin konuştuğu etkinlikte, herkesin değindiği ortak tema iklim değişikliği oldu.

Bu gelişmede şüphesiz, iklim değişikliğinin küresel siyasetin daha önemli bir parçası haline gelmesinin ve Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamasının etkisi var.

Akkuyu yetkililerinin her sözünde iklim değişikliği var

Etkinlikte konuşan birçok isim, Akkuyu NGS’nin Türkiye’nin karbondioksit salımını azaltacağını, iklim değişikliğiyle mücadele ederken kalkınabilmenin anahtarının nükleer enerji olduğunu vurguladı.

Konuşmalardan öne çıkanlar şöyle:

Akkuyu Nükleer Genel Müdürü Anastasia Zoteeva: “Birçok önde gelen ülke, en güvenli ve en yeşil enerji üretim tipinin nükleer enerji olduğunun farkına varmaktadır, tıpkı güneş ve rüzgar gibi. Fakat daha sürdürülebilir, güvenilir ve devamlı. Bu sebeplerden dolayı nükleer mühendis, nükleer fizikçi, nükleer santral işletme uzmanı gibi meslekler uzun yıllar boyunca rağbet gören meslekler olacaktır.”

Akkuyu Nükleer Genel Müdürü Anastasia Zoteeva

Akkuyu Nükleer A.Ş. İnşaat ve Üretim Direktörü Denis Sezemin: “Küresel iklim değişikliği çok büyük bir tehdit. Nükleer enerji tesisleri en temiz enerji kaynaklarından biridir. Nükleer güç santrallerinin işletilmesi sırasında neredeyse hiç karbondioksit emisyonu oluşmaz. Nükleer santraller 30 yıl boyunca ABD, Kanada, Japonya ve AB için en büyük düşük karbonlu elektrik kaynağı olmuştur. Bu anlamda nükleer enerjinin yoğun gelişimi, küresel iklim değişikliğiyle mücadele araçlarından biri olarak kabul edilebilir. Nükleer santraller, dünya elektrik üretiminin yüzde 10’unu oluşturmakta. Bugün Rusya’da nerdeyse 40 nükleer güç santrali ünitesi işletiliyor. Rusya’daki nükleer santraller 100 milyon tondan fazla karbondioksit emisyonunun önlenmesine yardımcı oluyor. Yurtdışındaki Rus tasarımı nükleer santrallerden ötürü buna bir 100 milyon ton daha ekleyin. Bu 57 milyon aracın emisyonunu önlemeye eşdeğerdir. Akkuyu NGS işletmedeyken yılda yaklaşık 17 milyon ton karbondioksit emisyonu salımını önleyecektir. NGS’ler atmosfere karbondioksit salmadan büyük miktarda elektrik temin eder ve iklim değişikliğini büyük ölçüde engeller. Herhangi bir ülkenin sürdürülebilir kalkınma ve sanayisinin gelişmesi için istikrarlı bir elektrik arzına ihtiyaç vardır. Türkiye de çok hızlı gelişen bir ülke. NGS’ler havaya, meteorolojiye bağlı değildir. Sürekli elektrik üretirler.”

Akkuyu Nükleer A.Ş. İnşaat ve Üretim Direktörü Denis Sezemin

Nükleer ve iklim değişikliği: “Tartışmalı bir karşılaştırma

İklim değişikliğiyle mücadele için dünyanın zamanının azalması, iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarının asli kaynağı fosil yakıt endüstrisinin ise değişime direnmesi, bir süredir nükleer enerjinin iklim değişikliğiyle mücadele rol oynayıp oynamayacağını tekrar tartışılır hale getirdi. Ancak Akkuyu NGS yetkililerinin aksine, nükleer enerji sektörünün parçası olmayan iklim araştırmacılarının neredeyse tümü, nükleer enerjinin iklim değişikliğini önlemede anahtar olamayacağı kanısında. Nükleer enerjinin iklim değişikliğine karşı önemli rol üstlenemeyeceğini savunanların en önemli argümanları şunlar:

1- Nükleerleri devreye alacak vakit olmayabilir: Nükleer güç santrallerinin inşaatı ortalama 14 buçuk yıl sürüyor. Ancak planlama süreçleri de düşünüldüğünde bu süre daha da uzuyor ve ortalama bir nükleer santralin planlanması ve üretime geçmesi arasındaki sürenin 10 ila 19 yıl arasında olduğu sanılıyor. Dünyanın iklim değişikliğiyle mücadele için Paris Anlaşması ile belirlenen 1,5°C ve 2°C kritik eşiklerini aşmamak için pek de vakti kalmadı.

2- Sera gazı emisyonları iddia edildiği kadar düşük değil: Nükleer santralleri savunanlar, nükleer enerji kullanılarak elektrik elde edilirken, üretim safhasında neredeyse hiç sera gazı emisyonu açığa çıkmadığını aktarıyor. Ancak yenilenebilir enerji ve nükleer arasında kurulum, elektrik üretimi ve sökümü de kapsayan, beşikten mezara analiz yapıldığında sonuçlar pek de nükleer enerjinin lehine olmuyor. Sera gazı emisyonları bakımından fırsat maliyetleri de hesaba katıldığında, nükleer enerjinin yol açacağı emisyonların rüzgardan üretilecek elektriğe kıyasla 9 ila 37 kat daha fazla emisyon maliyeti getirebileceği hesaplanıyor.

3- Maliyet: Araştırmalar düşüş hızı yavaşlasa bile yenilenebilir enerji maliyetlerinin küresel olarak azalmayı sürdürdüğünü gösteriyor. Yatırım maliyetleri göz önünde bulundurulduğunda, yeni bir nükleer santral kurup elektrik üretmek, yeni bir rüzgar ya da güneş enerji santralinden aynı miktarda elektrik üretmekten yaklaşık yedi kat daha pahalı.

Akkuyu NGS inşaatında son durum: “Güç ünitesi inşaatları ilerliyor

Akkuyu NGS projesi şantiyesindeki güncel durumu, Akkuyu Nükleer A.Ş. İnşaat ve Üretim Direktörü Denis Sezemin özetledi. Ayrıca Akkuyu NGS Güvenlik Denetim Bölümü Baş Uzmanı Özlem Arslan ile Elektrik Birimi Uzmanı Ahmet Yasin Öner’in anlatımlarını içeren şantiye turunda, inşaat çalışmalarının son durumları ekrana geldi. Yetkililer ve mühendislerin anlatımlarına göre, Akkuyu NGS şantiyesindeki son durum şöyle:

İnşaatta son durum: “Dört enerji blokunu birden inşa ediyoruz ve esas olarak reaktörün montajını yapıyoruz. Bu yıl içinde duvarları yapıyoruz. Seperatörleri yapıyoruz. Buhar jeneratörlerinin montajını yapıyoruz. İkinci ve üçüncü blokta da çalışmalar devam ediyor. Dördüncü ünitede reaktör binası için hafriyat çalışmaları devam etmekte olup türbin binası ve diğer tesislerin temelleri hazırlanmaktadır. Güç ünitelerinin yapımımın yanı sıra yardımcı tesisleri de yapıyoruz.” (Akkuyu Nükleer A.Ş. İnşaat ve Üretim Direktörü Denis Sezemin’in açıklamaları)

Çalışan tesisler: Doğu kargo limanında (sadece deniz yoluyla taşınabilecek büyüklükteki ekipmanlar şantiye buradan getiriliyor) faaliyetler sürüyor, beton santralleri ve inşaat montaj tesisi (güç üniteleri için günde 3 bin metreküp beton üretiliyor ve beton bloklar burada birleştiriliyor) ile demir çelik tesisinde üretim devam ediyor.

Santralin su alma ve derin deniz deşarj sistemleri: Akkuyu NGS şantiyesinde çekilen videoda, onlarca dev soğutma ve deşarj borusunun karada beklediği görülüyor. Deniz seviyesinin 45 metre altına döşenecek ve santralde kullanılacak soğutma suyunun Akdeniz’den çekilip ısınan suyun denize bırakılmasını sağlayacak sistemin, denize döşenmesine başlandığını gösteren bir ize videoda rastlanmıyor.

Üçüncü ve dördüncü güç üniteleri: İnşaat sürüyor. Üçüncü güç ünitesinin yapımına Mart 2021’de başlanmıştı. Üçüncü reaktörün ve türbin için kullanılacak binaların temel betonları tamamlandı, iç ve dış duvar inşaatlarına başlandı. Dördüncü ünite için çukur açma çalışmaları başladı.

Hidroteknik soğutma yapıları: Pompa istasyonlarının yer alacağı 16 metre derinlikteki yapıların temel inşaatları bitti, bu yapının betonlama çalışmaları devam ediyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.