Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel blogunda, “Metin Gürcan vakası ve yeniden canlanan tetikçi gazetecilik” başlıklı bir yazı yayımladı. DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi ve güvenlik analisti Metin Gürcan’ın tutuklanmasının ardından iktidar yanlısı medyada Gürcan hakkında yayımlanan haberlerdeki dili eleştiren Bildirici şunları yazdı:
“Haberi yazanlar suçlu olduğuna öyle emindiler ki, Gürcan’ın gizli bilgileri sattığını, ‘ortaya çıktı’ gibi onaylayan sözcüklerle ifade ediyorlardı! ‘Para aldığı isimlerin diplomat, yaptığı işin ise danışmanlık olduğu’ yolundaki sözlerini ise ‘öne sürdü’ diye aktarıyorlardı. Haberin dili baştan aşağı hüküm içeriyordu; verilere nesnel bir üslupla yaklaşılmamıştı.”
Bazı konular hakkında raporlar hazırlamanın son zamanlarda gelişen yeni bir danışmanlık türü olduğuna dikkat çeken Bildirici, Gürcan’ın danışmanlık şirketi olmadığının da altını çizdi. Yaşanan tüm bu olayların politikacıya yakışmayacak bir davranış olduğunu vurgulayan Bildirici, “Daha da önemlisi, Metin Gürcan’ın akademisyen ve araştırmacı kimliğinin yanında bir de politikacı kimliği var. Deva Partisi’nin kurucularından ve orada siyaset yapıyor. Bir muhalefet partisinde bile olsa siyaset yaparak ülkenin gidişatını etkilemeye çalışıyor, devlet yönetimi ve politikalarıyla ilgili söz söylüyor. Bir kişinin aktörü olduğu alana dair bilgileri para karşılığı satması etik değil. Çıkar çatışması doğar. O nedenle Metin Gürcan’ın siyasete girdiği andan itibaren bu tür ilişkileri ve danışmanlıkları bırakması gerekirdi. Bir politikacı olarak bu faaliyetini sürdürmesi doğru olmamış ama bunu casusluk ile de karıştırmamak gerek…” dedi.
Bildirici’nin yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
