The Guardian gazetesi, Suudi gazeteci ve Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı’yı 2018 yılında İstanbul’da öldüren ekipte yer aldığı gerekçesiyle hüküm giyen üç kişinin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da hükümet yetkilileri tarafından işletilen lüks villalarda yaşadığını iddia etti.
İngiltere merkezli The Guardian gazetesinin Suudi Arabistan istihbarat yetkilisine dayandırdığı haberine göre, Cemal Kaşıkçı’yı öldüren ekipten en az üç kişi, cinayetten hüküm giymelerine rağmen, Riyad’da Suudi Arabistan Devlet Güvenlik Teşkilatı tarafından yönetilen yedi yıldızlı lüks villalarda yaşıyor ve çalışıyor.
Guardian’a konuşan kaynak, yedi yıldızlı lüks villalarda yaşayanları gören görgü tanıkları ile konuştu. Görgü tanıkları, sitedeki spor salonunu ve çalışma alanlarını kullanan kişilerin, aile üyeleri tarafından sık sık ziyaret edildiğini aktardı.
Katillere ev konforu sağlanıyor
Her iki tanık da son iki yılda birkaç kez söz konusu yerleşim birimini ziyaret etti. Görgü tanıkları, söz konusu kişilerin rahat olduğunu ve görevleri yerine getiriyor gibi göründüklerini anlattı. İstihbarat kaynağına göre Kaşıkçı cinayetine karışan bu kişiler, aşçılar, bahçıvanlar, teknisyenler ve aile üyeleri tarafından sık sık ziyaret ediliyor.
Tanıkların suikast timinde yer alan bazı isimleri gördüğünü söylemesi, Riyad’ın katilleri bu cinayetten sorumlu tuttuğu ve Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın en güvenilir danışmanı Suud el Kahtani’nin üç yıl saklandıktan sonra kraliyet mahkemesinde yeniden ortaya çıktığı iddialarını güçlendirdi. Kahtani, Batılı istihbarat örgütlerinin, Kaşıkçı suikastını Prens Salman’ın emriyle planladığı yönündeki değerlendirmesine rağmen beraat ettirilmişti.
Kaşıkçı cinayetinde yargılanan bu kişiler, Suudi Arabistan’daki bir mahkeme tarafından suçlu bulunmuş ancak yargılama sürecinden sonra üç sanık hakkında beraat kararı vermişti. Suikast ekibinden bazı kişiler ise önce idam cezasına çarptırılmış, ardından bu cezalar müebbet hapse çevrilmişti.
Türkiyeli yetkililer Fransa’nın rolü hakkında endişeli
Söz konusu iddialar, Kaşıkçı’yı öldüren suikast timinin bir üyesi olduğu öne sürülen Halid el Tayibi’nin, Türkiye tarafından çıkarılan bir tutuklama emri üzerine, 7 Aralık’ta Fransa’nın başkenti Paris’teki Charles de Gaulle Havaalanı’nda gözaltına alınmasının ardından geldi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Fransız polisi bir isim benzerliği olduğu gerekçesiyle el Tayibi’yi daha sonra serbest bıraktı. Ancak Türkiyeli yetkililerde, Fransa’nın doğru kişiyi yakalayıp siyasi nedenlerle serbest bıraktığı görüşü hâkim. Güvenilir bir kaynak, Türk yetkililerin Interpol’e sundukları bilgilerin Fransız polisinin ilk başta kendilerine gönderdiği bilgilerle eşleştiğini iddia ederek endişelerini dile getirdiklerini doğruladı.
Suikastla ilgili daha fazla ayrıntının kamuoyuna açıklanmasını engelleme konusunda büyük çaba harcadığı bilinen Prens Salman’ın endişe duymasına neden olan senaryolardan biri de, suikast timinde yer alan kişilerden birinin Türkiye’ye iade edilip aleni şekilde yargılanması olarak gösteriliyor.
Skandalın patlak verdiği Ekim 2018’den bu yana Suudi Arabistan’ı ziyaret eden ilk Batılı lider olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu ayın başlarında Cidde’de Prens Salman tarafından karşılanmıştı. Macron’un, bu jestine karşılık Salman’dan Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile telefonda görüşmesi ve Riyad’ın iflas halindeki Lübnan’a para musluklarını açmasını istediği biliniyor.
Fransa’nın gözaltına aldığı Suudi Arabistan vatandaşını serbest bırakmasını takip eden günlerde, Suudi ve Körfez ülkelerinin liderlerinin Lübnan’a yönelik kullandıkları dili önemli ölçüde yumuşatmaları dikkat çekiyor.
Kaynak: The Guardian
Derleyen: Gökalp Badak