Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Medya ombudsmanı Faruk Bildirici yazdı: Ey gazeteciler, neden acımıza acı katıyorsunuz?

Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel blogundaki yazısında avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetinin görüntülerinin medyada yer alma biçimini ve Saygı Öztürk’ün, Kısa Dalga Medya’daki “Otopsinin Z raporu” başlıklı yazısında Uğur Mumcu’nun otopsi ön tutanağını yıllar sonra tam metin halinde yayımlamasını “şiddetin pornografisi” olarak değerlendirdi ve gazetecilik ilkeleri açısından eleştirdi:

“Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetinde yeni görüntüler! İşte saniye saniye o anlar

Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetinde yeni görüntüler. İşte dehşet anı…   

 Şafak Mahmutyazıcıoğlu böyle kurşunlanmış. Cinayetin en net görüntüleri

İki kişi, Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nu yerlerde sürüklüyor, defalarca ateş ediyorlardı. Cinayetin bütün dehşetini yansıtan bu görüntüleri gören Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun eşi Ece Erken isyan etti:

Yeni, net görüntüler nasıl elinize geçiyor? Hadi geçti neden yayınlıyorsunuz? Neden acımıza acı katıyorsunuz? Kaçak katil Seccad Yeşil ve Serkan Dakman’ı yakalamak yerine, haber yapmak yerine, neden bu görüntülerle bizi bir kez daha öldürüyorsunuz? Neden!’

Tahmin edileceği gibi, Ece Erken’in bu çıkışı öldürülen eşiyle ilgili cinayet anı görüntülerinin internet sitelerinden, sosyal medyadan kaldırılmasını sağlayamadı. Hem büyük bir sorumsuzlukla ailenin ‘acısına acı katıldı’, hem de bütün topluma kanlı cinayet sahnesi izletildi. Bu tür kanlı sahnelerin, cinayet görüntülerinin insanlarda travmatik etki yaratmasına da aldırılmadı.

 Tam da bu nedenle Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde kan ve şiddet içeren görüntülerin yayımlanmasının doğru olmadığı vurgulanıyor:

‘Ölümlere ilişkin haberlerde sansasyonel ve acıları artıracak üslup kullanılamaz. İnsanlarda travma yaratacak kan ve şiddet içeren fotoğraflara yer vermez, saldırının sonuçlarını korku ve yılgınlık yaratacak biçimde büyütmez.’

Bu hafta kan ve şiddet pornografisine meraklı gazeteciliğin acısına acı kattığından yakınan ikinci kadın da öldürülen gazeteci Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu Aybars’tı.

Kısa Dalga Medya’da yayımlanan “Otopsinin Z raporu” başlıklı yazısında Saygı Öztürk’ün aradan 28-29 yıl geçtikten sonra otopsi ön tutanağını tam metin yayımlamasını özetle şöyle eleştirdi:

    ‘Saygı Bey’in bu tutanağı 28 ya da 29 yıl sonra yeniden paylaşmasına gerek yoktu. Zira şahsım, patlamada babamın bacağının koptuğunu, patlama anında öldüğünü ve de ceketinin içindeki dolmakalemin ikiye ayrıldığını ben gayet iyi biliyorum.’

 Bu raporu da hayatını kaybeden kişinin yakınları başta olmak üzere onu seven herkesi üzecek, sadece ceset parçalarını anlatan, travmatik bir belgeyi ‘gazetecilik’ adına aktardığını fark ettim.

 Uğur Mumcu gibi tanınmış bir gazetecinin paramparça olduğunu anlatan böyle bir teslim tutanağının yayımlanmasının cinayetin aydınlatılmasına bir katkısı olmadığı gibi habercilik açısından yayımlanmasında da fayda yok.  

Saygı Öztürk’ün bu tutanağı yayımlaması da tıpkı Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun cinayet anı görüntülerinin yayımlanması gibi. Uğur Mumcu’nun yakınlarını ne kadar üzeceği ve toplumda travmatik etki yaratacağı gözetilmemiş. Düpedüz şiddet pornografisi…

Bildirici’nin yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.