Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

AYM Başkanı Zühtü Arslan: “Adaletin gerçekleşmesi, gerçekleştiğinin de görülmesi gerekir”

Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, yeni üye Kenan Yaşar için düzenlenen törende konuştu. “Adaletin gerçekleşmesi, gerçekleştiğinin de görülmesi gerekir” diyen Arslan, bireysel başvuru hakkına dikkat çekti. Arslan, “Yeni ihlallerin önlenmesine yönelik tedbir alınması gerekiyor” dedi.

AYM’nin yeni üyesi için tören

AYM’nin yeni üyesi Kenan Yaşar için yemin bugün (16 Şubat) töreni düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan katıldı.

“Adaletin gerçekleşmesi, gerçekleştiğinin de görülmesi gerekir”

Törende konuşan AYM Başkanı Zühtü Arslan, “Yasama ve yürütme yetkisini kullananlar gibi AYM üyeleri olarak bizler de göreve başlarken, Anayasayı, temel hak ve özgürlükleri koruyacağımıza dair söz veriyoruz. İnsanın hakları, hukuk-adalet üzerine Mukaddime’de söylenenlerin benzerlerini, devlet geleneğimizde önemli yere sahip olan siyasetnamelerde de bulmak mümkündür. Nizamülmülk’ten Tunuslu Hayreddin Paşa’ya kadar yönetim üzerine düşünen hemen herkes adaletin tesisi ile temel hakların korunmasının toplum ve devlet hayatının devamı bakımından hayati derecede önemli olduğunu vurgulamışlardır. Öte yandan tarihsel tecrübe adaletin sağlanmasının bir söz ya da söylem değil eylem meselesi olduğunu göstermiştir. Adaletin gerçekleşmesi, gerçekleştiğinin de görülmesi gerekir. Eylem olarak adalet hakkaniyete uygun tarafsız bir yargılama yaparak hakkı tespit etmeyi ve tespit edilen hakkı teslim etmeyi gerektirmekte” dedi.

“Temel hak ve hürriyetler demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları”

Anayasal adaletin sağlanmasında ve temel hakların korunmasında Anayasa Mahkemeleri’nin önemli bir rol oynadığını vurgulayan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu anlamda kuruluşunun üzerinden 60 yıl geçen Türk Anayasa Mahkemesi de özellikle bireysel başvurunun kabulüyle birlikte temel hak ve özgürlükleri koruma görevini en iyi şekilde yerine getirmenin gayreti içindedir. Mahkememiz gerek norm denetiminde gerekse bireysel başvuru ve diğer işlerde hak eksenli yaklaşımla kararlar vermeye devam etmekte. Bu kararlarda yaşam hakkından, adil yargılanma hakkına, özel hayata saygı hakkından ifade özgürlüğüne kadar, Anayasa ve kanunlarla güvence altına alınan insanımızın temel hak ve hürriyetlerinin demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu vurgulanmakta.

“Bireysel başvuru bireysel hak ve özgürlüklerin korunmasına güvence sağlıyor”

2010 Anayasa değişikliğiyle hukuk sistemine giren ve 2012 yılından itibaren uygulamaya geçen bireysel başvuru yolunun, hakkın tespiti ve teslimi anlamında adaletin tecellisine çok önemli katkılar yaptığına dikkat çeken Arslan, “Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında vurgulandığı üzere bireysel başvuru kurumu temel hak ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesinde bireylere en üst düzeyde güvence sağlamakta. Diğer yandan bireysel başvurudaki 10 yıllık tecrübemiz, bize bu hak arama yolunun etkili olabilmesinin verilen ihlal kararlarının yerine getirilmesine bağlı olduğunu göstermiştir. Anayasa Mahkemesi, yargı kararlarının icrasının yargılama sürecinin tamamlayıcı unsuru olduğunu, kararın uygulanmaması halinde yargılamanın da bir anlamının kalmayacağını belirtmiştir. Yargılamanın anlamsız hale geldiği yerde ise toplumun hukuka ve yargıya olan güveninin zedeleneceği açıktır” diye konuştu.

“Tedbir alınması gerekiyor”

Bireysel başvurunun amacının sadece başvuruya konu somut ihlalin giderilmesi olmadığına işaret eden Arslan, şunları söyledi:

“Bunun yanında bireysel başvurunun objektif etkisi, ihlal kararlarının dikkate alınarak aynı konuda ortaya çıkabilecek yeni ihlallerin önlenmesini gerektirmekte. Bu noktada Anayasa Mahkemesi’nin ihlalin kaynağına ilişkin tespitleri önem kazanmakta. Hak ihlali yerleşik idari uygulamadan, yargısal yorumdan veya bizzat kanundan kaynaklanabilmekte. İhlalin kaynağına göre idarenin, yargı veya yasama organının harekete geçerek Anayasanın ihlaline neden olan sorunu ortadan kaldırması ve benzer ihlalleri önlemesi beklenmekte. Sonuç olarak, hukuk sistemimiz açısından büyük bir kazanım olan bireysel başvurunun sürdürülebilmesi verilen kararların yeni ihlalleri önleyecek şekilde uygulanmasına bağlıdır. Bu da hiç kuşkusuz idarenin, mahkemelerin ve yasama organının sadece somut ihlali gidermekle yetinmeyip yeni ihlallerin önlenmesine yönelik tedbir almasını gerektirmektedir.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.